Ayşe Emel Mesci

‘Devlet Ana’ Macaristan’daydı

29 Nisan 2024 Pazartesi

Hayat ilerleyen yıllarla birlikte birtakım döngülerin tamamlanmasından mı oluşuyor? Bu soruyu, Kemal Tahir’in romanından Osman Özkan’ın oyunlaştırdığı, benim de Ankara Devlet Tiyatrosu’nda sahneye koyup koreografisini yaptığım “Devlet Ana” ile katıldığımız 11. Madach Uluslararası Tiyatro Buluşması kapsamında dört gün kaldığım Budapeşte’de sordum kendime. Çünkü Budapeşte’de kırk yılı aşkın bir zaman önce, 1982’de kadın başrolünü oynadığım, Mos FilmViking Film, yani Macar-İsveç ortak yapımı “Kalabaliken i Bender” (Bender’de Kargaşa) filminin çekimleri için yaklaşık bir buçuk ay kalmıştım. O zaman dünya başka bir dünyaydı ama içinden Tuna geçen şehir, Budapeşte en azından kent ve tarih dokusu, genel manzarası anlamında hiç değişmemiş. İnsan imrenmeden edemiyor. 

40 YIL ÖNCE

“Devlet Ana”nın oynayacağı, Tuna Nehri kıyısındaki tiyatroya teknik hazırlıklar için girince başka anılar da hücum etti belleğime. 1982 yılında unutulmaz Taganka Tiyatrosu’nun kurucusu ve sanat yönetmeni Yuri Liubimov Budapeşte’de, bugün katıldığımız festivali organize eden Ulusal Tiyatro’da “Üç Kuruşluk Opera”yı sahneye koymuştu. Macar ressam dostum Ivan Szezok’un ayarladığı davetiyelerle o muhteşem oyunu seyretme olanağı bulmuştum. Şimdi aynı sahnede “Devlet Ana” oynayacaktı. Dekorun ana parçasını iki katlı bir İngiliz otobüsünün oluşturduğu ve finalde habercinin sahneye gerçek bir beyaz atla girdiği Liubimov rejisinde Madam Pitchum rolünü, 1976’da Cannes Film Festivali’nde en iyi kadın oyuncu ödülünü kazanan Töröcsik Mari oynamış ve dakikalarca ayakta alkışlanmıştı. Daha sonra Ivan ile birlikte onu kutlamak için kulise gitmiştik, benim hangi koşullarda Avrupa’da bulunduğumu anlatınca sımsıkı sarılmıştı bana. Teknik hazırlıklar ve prova için sahneye gittiğimizde, bizi karşılayan Macar yetkiliye bu anımdan ve Töröcsik Mari’den bahsettim. Çok duygulandı ve 2021’de COVID-19’a kurban verilen büyük oyuncuyu görme fırsatını bulduğum o kulis odasına götürdü beni. Bir müze gibi korunan odada kaldım bir süre, kırk yıl sonra ikinci kez... Budapeşte’de Ulusal Tiyatro’nun genel sanat yönetmeni olan Attila Vidnyánszky de önümüzdeki yılın festival başlığını Töröcsik Mari’ye ithaf edeceklerini söyledi. Sanatçısına değer veren yaklaşımlar nerede olursa olsun insanı mutlu ediyor. 

ORTAK KÜLTÜR MİRASI

Çok beğenilen ve ayakta alkışlanan oyundan sonra, seyirciyle Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Tamer Karadağlı, genel müdür yardımcısı ve başrejisör Sükûn Işıtan ve tüm ekibin de katıldığı bir söyleşi yapıldı. Bence festivalleri festival yapan biraz da bu buluşmalar oluyor. 

Söyleşide seyirciden gelen ilginç değerlendirmelerden biri, Osmanlı Devleti henüz kurulmadan önceki uç beyliği dönemini anlatan “Devlet Ana” oyununun, bir yanıyla Orta Asya’ya kadar uzanan gelenekleri sahneye taşıyan, Dede Korkut üslubundan izler taşıyan biçemiyle Macarların da paylaştığı ortak bir kültür mirasını yansıttığıydı. 

Oyunda otantik çalgılar (yaylı tambur, kemança, bağlama, davul) ile değerli bestecimiz Tuluyhan Uğurlu’nun “Türk Senfonisi”nin bir arada kullanılması da seyircinin beğenisini kazanan bir diğer unsurdu. Ben de Türkiye’de çoksesli Batı müziği formuna dayalı ama mutlaka kendi motiflerimizi, kendi ezgilerimizi kullanan senfonik müziğin başlatılıp gelişmesinde Atatürk’ün rolünü vurguladım. 

Tamer Karadağlı da kültür yaşamında tiyatronun, Türkiye’nin tiyatro yaşamında da Devlet Tiyatroları’nın yerini ve önemini vurgulayan bir konuşma yaptı.

2024 TÜRKİYE- MACARİSTAN KÜLTÜR YILI

Türkiye Cumhuriyeti ile Macaristan arasında diplomatik ilişkiler kurulmasının yüzüncü yılı nedeniyle ilan edilen 2024 Türkiye-Macaristan Kültür Yılı kapsamında katıldığımız, ünlü yönetmen Terzopoulos’un üç oyununun da yer aldığı tiyatro buluşmasına İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları da Aleksandar Popovski’nin sahneye koyduğu Tolstoy’un “Savaş ve Barış” eseriyle katıldı. 2024 TürkiyeMacaristan Kültür Yılı’nın bir diğer ayağı da Macaristan Ulusal Tiyatrosu’nun Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın davetiyle, bizim de “Devlet Ana”yı Aspendos’ta oynayacağımız, Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’ne katılması olacak. Bu arada Türkiye Büyükelçiliği mensuplarının destekleyici, onore edici tavırlarını da vurgulayıp kendilerine bir kez daha teşekkür etmek isterim. “Devlet Ana”nın Macaristan turnesiyle hayatımdaki bir döngü daha tamamlanmış oldu, bakalım sırada ne var?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Buzdağının altı 4 Kasım 2024
Toplumsal çürüme 21 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları