Aydın Engin

Yaşasın ‘Türk’ Hacamatçılar Federasyonu

08 Şubat 2018 Perşembe

Bahse girerim ki başlığa bakıp birileriyle matrak geçen bir Tırmık okuyacağınızı düşündünüz. Yanıldınız.
Durum matrak bir yazıya olanak tanımayacak kadar ciddi.
Hatırlayın, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi’nin 11 üyesi 30 Ocak günü sabahın köründe gözaltına alındılar. Mesleğinin ehli, yurttaşın bilinçlisi, ülkenin en saygın hekimlerinden, profesörlerden söz ediyorum. Hani savcının “Hocam zorunlu olarak bir soruşturma başlattık. Rica etsem sizlere uygun bir günde teşrif etseniz, usulen ifadenizi alsak...” demesi gereken hekimlerden, Türkiye’nin en önemli meslek kuruluşlarından birinin üst yöneticilerinden söz ediyorum...
Oysa...
Oysa TTB’nin 11 yöneticisi daha kargalar kahvaltı etmeden evlerinden gözaltına alındılar; TTB’nin Ankara’daki Genel Merkezi’ne avukatların gelmesini bile beklemeden çilingirle açtılar. Bize de “Eh, hiç olmazsa kapıyı kırmamışlar” tesellisi düştü.
Aynı gün ifadeleri alınabilecekken Genel Başkan Raşit Tükel de dahil neredeyse bir hafta gözaltında tutuldular.
Bu nasıl açıklanır?
Çok kolay: AKP Reis’i öyle istedi, öyle oldu.
Nitekim TTB Merkez Konseyi’nin tümü -ne hikmetse adli kontrol koşulu konarak- tahliye edildiler. Ancak AKP Reis’ini bu gözaltı operasyonu kesmedi. Tahliyelerin hemen ardından AKP Reis’i yine yağdı gürledi. Aynen aktarıyorum:
“…Bir defa onun başındaki Türk ifadesi zaten Bakanlar Kurulu kararıdır. Bir defa onun oradan hemen, süratle çıkarılması lazım. Sadece Tabipler Birliği değil, Türkiye Barolar Birliği ile ilgili de aynı şey...”
Eh, akla uygun. O Türk ifadesini zaten Bakanlar Kurulu vermişti. Bugün fiilen o kurulun başında Reis olduğuna göre verdiği gibi geri de alır. Kim ne diyebilir ki?
Ayrıca Türkiye Barolar Birliği’nin bir oraya bir buraya savrulan Başkanı bu kez TTB yöneticilerinin gözaltına alınmasına karşı çıktığına göre, oraya da “operasyon” yapılması gerekir. Türkiye Barolar Birliği tümüyle Reis’e biat etmiş hukukçuların eline geçene kadar, o da bedelini ödemeli, onun da adından Türkiye çıkarılmalı.
Sanırım bu operasyonların eli kulağındadır ve elbette “yakışır” şanlı hukuk devletimize!..

***

Üstelik bu ve benzeri operasyonların sadece hekimlerle ve hukukçularla sınırlı kalmaması gerekir.
Mesela TMMOB nedir? Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği değil mi?
Eee, ne hakla “Türk” kondurmuşlar adlarının başına?
Türk Eczacıları Birliği, Türkiye Kimya Birliği (Var mı acaba?), Türk Veteriner Hekimleri Birliği... Hepsinin basın açıklamaları gözden geçirilmeli, yöneticileri mercek altına alınmalı ve haklarında karar verilmeli.
Sonra TÜSİAD (Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği), TOBB (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği) var. Onlar da enselerinde Reis’in soluğunu hissetmeli.
Kısacası yerli ve milli olmayan bütün meslek kuruluşlarının süzgeçten geçirilmesi gerekir. Kuruluşların adlarının başına “Türk”, “Türkiye” gibi nitelemeler öyle aklına esenin koyacağı sözcükler olamaz. Sadece Reis’in aklına esenler olabilir...
Bu bağlamda önerimdir: TTB önünde protesto gösterisi düzenleyen Hacamatçılar Federasyonu’nun adı Bakanlar Kurulu kararı ile değiştirilmeli ve Türkiye Hacamatçılar Federasyonu olarak tescil edilmeli, onurlandırılmalıdır.
Ne yani eylemlerinde “Dik dur eğilme hacamatçılar seninle” ve “Söz konusu vatansa hacamatçılar yanında Reis” yazan pankartlar taşıyan, sloganlar kükreyen bu yiğitlerin hakkı değil mi?
Yiğidin hakkı yiğide, TTB’nin hakkı...
Onun hakkı makkı yok... 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 ay 13 gün sonra 16 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları