Aydın Engin

Vurun ulan vurun, biz kolay ölmeyiz

16 Mart 2016 Çarşamba

Fark eden fark etti; başlığı Ahmed Arif ağabeyimden ödünç aldım. Yattığı yerden “İyi ettin, iyi uydu” dediğini duyar gibiyim.
Bizdediğim, biziz işte, Cumhuriyet’iz...
Vurmak için kolları sıvayanlar da onlar işte, Cumhuriyet’in susmasını, olmazsa bugünkü çizgisini değiştirmesini, milliyetçilik batağında debelenmesini tutkuyla isteyenler...
“Onlar”ın tümünü aynı sepete koyamayız.
Kimileri sallanan, ülke yönetimini yüzlerine gözlerine bulaştıran AKP iktidarının altındaki zeminin kaydığını iliklerinde, kemiklerinde ve bilinçlerinin derinliklerinde sezen, ortalıkta “Gazeteciyim” diye dolanıp troldenen sosyal medya sülüklerine taş çıkartanlar...
Yalanı inandırıcı kılacak yetenekten bile yoksunlar. Mesleklerinin en sıradan kurallarını uygulayıp sorup soruşturmaya bile ihtiyaç duymuyorlar.
Haydi bunlar varlıklarını AKP’ye, kimileri AKP’ye bile değil Tayyip Erdoğan’a bağlamış, POS cihazına sokulan kartlarının “yetersiz bakiye” vermesinden ölümüne korkanlar. “Onlar öyledir ve ne yazsalar yeridir” deyip geçebiliriz.

*** 

Gel gör ki Cumhuriyet’e yönelen saldırılar salt medya asalaklarıyla sınırlı kalsaydı bu Tırmık elbette yazılmazdı; çünkü değmezdi.
Ancak AKP iktidarının tepeleri, hele hele en tepesi de Cumhuriyet’i susturmayı, yönetimdeki arkadaşlarımızı bir kere daha içeri tıkmayı (“tıktırmayı” diye de okunabilir) neredeyse birincil hedef bellemiş gibiler. Üstelik bunu yapabilecek bir devlet gücünün dizginlerini de ellerinde tutuyorlar. Kalemin sapı, bilgisayarın tuşundan öte “silahı” olmayan Cumhuriyet’in devletin zorba gücü karşısında direnmesi kolay değil.
Evet kolay değil, ama bu diz çökmemize, boyun kırmamıza, ürküp sesimizi kısmamıza elbette yol açmaz. Yol açarsa ortalıkta gazeteciyiz diye dolanamayız ve kendimize, çocuklarımıza ve torunlarımıza böyle bir ayıbı miras bırakamayız.
Bu köşede birkaç kez yazıldığı gibi:
“Duvarınız, zindanınız, mapus damınız, vız gelir bize vız!..”
Bir de iktidarın tepelerinden, eteklerinden, trollerinden, trolden beter gazetecilerinden, hasılı dört yandan gelen saldırılar iyiden iyiye azgınlaşmışken sürüp gitmekteyken ve dur durak bulacağa benzemezken, “Cumhuriyet bizim ideolojik tercihlerimizden farklı bir eksende yürüyor” diyen, kendi doğrularını tek doğru sanıp ve sayıp kolları sıvayanlar oldu.
O pek aşınmış nitelemeyi kullanıp “Zamanlaması manidar” demeyeceğim.
Zamanlama manidar filan değil. Tam tersine iyi seçilmiş bir zamanlama...

*** 

Bunlara bir cevap gerekir mi?
Bence hayır.
Bizim ödevimiz, demokrasiyi, özgürlükleri, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde anlamını ve anlatımını bulan değerleri, uluslararası hukukun ilkelerini ödünsüz savunmayı sürdürmek; halkın haber alma hakkını (ihtiyacını değil hakkını) ete kemiğe büründürmek; bunu yaparken kimin tavuğuna kış dendiğini, birilerinin “doğruları”na uyup uymadığını umursamaksızın işimizi yapmak.
O yüzden bu yazının başlığı Ahmed Arif ağabeyimden ödünç alındı:
Vurun ulan vurun, biz kolay ölmeyiz...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 ay 13 gün sonra 16 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları