Aydın Engin

Vatan haini casuslarla birlikteydim

07 Haziran 2015 Pazar

Sayın Şeybaşkanım, bugün seçim yasağı var. Propaganda, siyasal yorum, ima, sataşma, atışma, yerme, övme filan yasak.
Seçim yasakları ile kuşatıldığım şu pazar gününde seçimi bir yana bırakıp size düşmanlarınız hakkında bilgi verebilirim ki, siz de ona göre kendinizi ayarlarsınız.
Size bir ihbarda bulunmak istiyorum. Sizin önünüzü kesmek isteyen, iç ve dış düşmanlarınızla el ele verip size saldıran şu Cumhuriyet gazetesinin içini, dışını, önünü arkasını, en tepesinden dümen neferine kadar hepsini ve her yerini iyi bilirim.
Daha birkaç gün önce MİT TIR’ları haberi ile “vatan haini casus” ya da “casus vatan haini” oldukları kanıtlanmış olan Cumhuriyet tayfası önceki gün, yani cuma akşamı, birkaç mazeretli hariç, tam takım bir meyhanede buluştular.
Tam takım sayın Şeybaşkanım, 100’den fazla vatan haini casus tam takım. Üstelik kızlı-erkekli. Meyhane masalarına kuruldular, rakılar içtiler ve geçmiş ihanet ve casusluklarını kutladılar. Yeni casusluk ve ihanet faaliyetleri için de moral depoladılar.
Hepsi oradaydı. Elebaşılar dahil hepsi.
Lütfen not edin: Cumhuriyet Vakfı Başkanı Orhan Erinç, İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, gazetenin kaptanı Can Dündar, ikinci kaptan Tahir Özyurtseven, Kandil’den aldığı talimatlarla yeni dönen Ayşe Yıldırım, karanlık ilişkileri ile ünlü, Cumhuriyet’in alandaki casusu Ahmet Şık, size ve sizin gibilere “genetik muhalif” Özgür Mumcu, bu casus hainler buluşması için taa Paris’ten atlayıp gelmiş Ahmet İnsel… Vatan haini casusların Ankara kanadı ise üç elebaşı ile temsil edildi. Cumhuriyet’in Ankara komutanı Erdem Gül, haber müdiresi Ayşe Sayın, hain yazar Çiğdem Toker.
Ha, bir de günlerdir beni görünce “Ağabey 70 milletvekili mi, 170 milletvekili mi çıkarıyoruz” diye soran çaycı Kürt Sait de oradaydı. Ben cevap olarak “Yav oğlum 170 yetmez, 400 lazım” dedikçe, “He vallaha, 400 olsun ağabey” diye sırıtan Sait… Onu da not etmeyi unutmayınız.
Ben sadece size bu bilgileri aktarmak için gittim ve çok az kaldım. O yüzden vatan haini casusların hepsini tek tek sayamam. Elebaşılardan başka kimler vardı bilemiyorum. Ama siz önümüzdeki günlerde “Hepiniz oradaydınız be” diye kükreyebilirsiniz. Merak etmeyin, ben tanıklık ederim…

***

Kuşkusuz bu masum bir meyhane buluşması, ihanet kutlaması için düzenlenmiş bir yemek değildi. Bizim binada fısıldasan sizin tarafınızdan duyulduğunu bildikleri için gazetede toplanmak yerine meyhanenin gürültüsünün ardına saklanmayı yeğlediler. Gerçi kaldığım kısa süre içinde bana pek açılan olmadı. (Şüpheleniyorlar mı ne?) Ama bunun önümüzdeki günlerdeki ihanet ve casusluk faaliyetlerinin konuşulup planlanacağı bir toplantı olduğu bence kesin. Sanırım Suriye’deki cihat çeteleriyle kurulmuş organik bağlar üstüne yeni casusluk haberlerine hazırlanıyorlar.
Sizin için kaygılanıyorum. Cuma akşamı sözünü ettiğim yemekte sinsi gülüşler eşliğinde Lahey Adalet Divanı, Uluslararası Ceza Mahkemesi gibi kurumlar sık sık dillendirildi. Büyük Millet Meclisi kararı olmadan bir başka ülkeye silah yardımı yapmanın suç olduğuna ilişkin -sözde- hukuksal fetvalar paylaşıldı.
Hani sarayınızda Şeybaşkanlığı’ndan Sırfbaşkan’lığa sıçradığınız günlerde kendinizi Lahey’deki kadıların karşısında dikilirken bulursanız…
Ay, ay, yazarken bile içim bir hoş oldu…
Kendinize mukayyet olun. Ben yeni ihbarlara ve bilgi aktarımına devam edeceğim. Karşılığında alacağım avantayı sizin takdirinize bırakıyorum. (Lütfen TL olmasın, durmadan değer kaybediyor. USD rica edeceğim.)  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 ay 13 gün sonra 16 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları