Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Valla, bir sonraki pazar seçim var
12 gün sonra yani önümüzdeki pazar günü değil, bir sonraki pazar seçim var.
Valla var, billa var…
Görüyorsunuz sonunda yemin etmek zorunda kaldım. Yoksa kimi okurlar inanmayabilirdi. Yazıyı okuyup dalga geçebilirlerdi, “Yok yav! Dalga mı geçiyorsun gazeteci. Seçim olsa haberimiz olurdu. Çarşıda, pazarda, yolda fark ederdik bir seçim olduğunu” derlerdi.
Haklı olurlardı.
Bu ülke, on iki gün sonra seçim, hem de ülkenin geleceğini belirleyecek önemde, yakıcı ya da yıkıcı sonuçlar doğurabilecek bir seçim yaşayacağa benziyor mu?
Tamam, CHP ve HDP, 10 Ekim’deki “kanlı Cumartesi”nden sonra barış için yürürken din adına, öldürülenlere saygı gereği çalgılı, şenlikli mitingleri iptal ettiler. AKP mitingleri de Davutoğlu sayesinde “miting müsameresi”ne benziyor.
Yani 1 Kasım arifesinde alışılagelmiş seçim mitingleri yok.
Tamam, kentlerin ana caddelerinde, meydanlarında iğrenç bir plastik kirliliği yaratan seçim afiş, pankart ormanları da yok.
Tamam, caddeleri, sokakları ne dendiği anlaşılmaz müziklerle gümbürdetip ses kirliliğinin daniskasını yaratan seçim otobüs ve minibüsleri de ortalıkta görünmüyor…
Yani bunca yıllık alışkanlıklarımıza pek benzemeyen bir seçim arifesindeyiz.
Ama bütün bunlar 1 Kasım günü bu ülkenin kaderini, geleceğini, yarınını belirleyecek bir genel seçim yaşanacağı gerçeğini değiştirmiyor.
Miting yok, afiş yok, otobüs yok…
Ancak yurttaşlarda da bir seçim havası, hareketliliği, merakı, heyecanı yok.
Art arda yayımlanan seçim anketleri bile gazetelerin okunmayan, TV’lerin seyredilmeyen haberleri arasına girdi.
***
Bütün bu verilerden yola çıkarak “Ülke derin bir seçim rehavetine girdi, seçmen uykuya yattı” sonucunu çıkarabilir miyiz?
Hayır. Bin defa hayır.
Bakmayın siz sönük geçen AKP mitinglerine. AKP seçim çalışmasını hiçbir zaman (yani taa Refah Partisi zamanından bu yana), evet hiçbir zaman miting etkinliklerine bağlamadı. Mitingler belki Tayyip Erdoğan’ın “Ne konuşuyorum be! Ne biçim alkışlanıyorum ama” demesine yol açacak görsel etkinliklerdi ama hiçbir zaman AKP kadro ve ekiplerinin asıl seçim çalışması değildi.
Onlar her zaman ev ev dolaşmaya, kapıları çalmaya, terslendikleri yere bir kerre daha gitmekten çekinmemeye ağırlık verdiler. Kimilerinin “İki paket bulgur, bir paket çay, yarım okka şekere fit olan koyun kafalı seçmenler” diye alay edip yürek soğuttuğu bu ev ziyaretleri AKP oylarının ana kaynağı oldu…
Şimdi de, 1 Kasım öncesinde de özellikle kıl payı milletvekili kazandıkları ya da kaybettikleri seçim bölgelerinde AKP ekipleri fır dönmekte…
Ortada rehavet içindeki partililerden, seçim öncesi tatlı uykulara yatmış seçmenlerden söz edilecekse bunları kendi içimizde, aramızda ve hatta kendimizde arasak iyi olacak…
Kılıçdaroğlu’nun oradan oraya koşuşturmasıyla, Demirtaş’ın her zaman seçmenin yüreğini ısıtan konuşmaları ile seçim kazanılamaz.
Dört yılda bir sandık başına gidip oy kullanana seçmen denir, ama bununla yetinene yurttaş denmese yeridir.
Çağdaş demokrasilerde yurttaşlık zor zenaattır…
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Ünlü ton balığı markalarında 'yasaklı' madde!
- Ünlü peynir markasından 'konkordato' kararı
- Demokrat Parti Kurultayı’nda adaylık krizi!
- Diyanet'in rekor ihalesi 'Cengiz'e verildi
- Narin cinayetinde 'demir kapı' ayrıntısı
- Süleyman Soylu 'tarafını' seçti
- Grip nedeniyle hastaneye gitti, hayatının şokunu yaşadı
- AKP'nin 'asgari ücret' formülünü duyurdu
- Muazzez İlmiye Çığ hayatını kaybetti
- Hangi suçlara tutuklama geleceği belli oldu