Aydın Engin

Silivri 9-12 nöbetçisinin izlenimleri...

08 Aralık 2015 Salı

Ben Can Erdem ya da Erdem Can.
Dün Silivri mapushanesinin önünde, 9-12 nizamiye nöbetçisiydim.
Benimki (bizimki) biraz tuhaf bir nöbet. Nizamiyedeki üniformalı nöbetçiler içeriden kimse kaçmasın diye nöbet tutuyorlar. Bense nizamiyenin tam karşısında nöbete başladığım andan itibaren 70’li yılların deneyimi ve alışkanlığı ile “Acaba tünel kazsak nereden başlamalı” filan gibi uçuk kaçık ama keyifli düşüncelere daldım.

***

Nöbet yerinde gelen ziyaretçiler için bir karavan-büfe var. Büfeyi işleten genç kadın pek candan ve bana basbayağı ağır misafir muamelesi yapıyor. Nöbet iskemlemin altına minder bile verdi. Ben “Beni tanıdı” diye kostaklanırken o önce “Adınız ne” diye sordu, ardından da “Sizi tanımıyorum ama Can ve Erdem beylerin konukları benim de konuğumdur” dedi.
Içim ısındı...
Nöbet yeri Silivri’den gelen minibüslerin de son durağı. Minibüslerin üstünde duraklar yazıyor. Işe bakın siz, ilk durak Adliye, son durak Cezaevi...
Içimden çok güldüm...

***

Öğlene doğru CHP’li milletvekillerinden bir grup geldi. Onlar da Can ve Erdem için gelmişlerdi. Onlara, “Siz misafirsiniz, ben nöbetçiyim” diye hava basmaya kalktım. Nafileymiş. Onlar milletvekili olmanın ayrıcalıklarından yararlanıp nizamiye kapısında selama duran üniformalı nöbetçilerin arasından geçip “görüş”e gittiler. Ben arkadaşlarımı kalın bir camın ardından da olsa görememenin, seslerini duyamamanın kederiyle iskemlemde nöbete devam ettim ve...
... Ve büyüyünce milletvekili olmaya karar verdim.

***

Okuduğunuz izlenimlerin ilk cümlesini hatırlayın: Ben Can Erdem ya da Erdem Can.
Sahiden de öyle.
Biz Cumhuriyet çalışanları kıdemlisinden stajyerine ve Silivri kapılarında dayanışmaya, düşünce ve basın özgürlüğünü savunmak için koşup gelen partili partisiz, kadın erkek, genç yaşlı hepimiz sahiden de Can Erdem ya da Erdem Can’ız... Arkadaşlarımızla yeniden kucaklaşıp gazeteciliğin yükünü yine birlikte omuzlayana kadar da öyle kalacağız.
Onları sorarsanız? Iyiler. Biraz üşüyorlar ama iyiler ve biley taşına sürülmüş çelik gibiler. “Görüşememişsin, nereden biliyorsun” demeyin. Sözüme güvenin. Ben arkadaşlarımı iyi tanıyorum...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 ay 13 gün sonra 16 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları