Aydın Engin

Madem anayasada hukuk devleti yazıyor…

07 Ekim 2015 Çarşamba

Şırnak’ta polis zırhlı aracının arkasına iple bağlanmış cesedi onlarca metre sürüklenerek çekilen Hacı Lokman Birlik’le ilgili onlarca yazı yazıldı, söz söylendi. Bana en dokunanı ağabeyi Mehmet Birlik’ten geldi:
- Onu en sevdiğim yerinden, gülüşünden vurdular. Beni en çok acıtan bu.
Bir insan gülüşünden vurulur mu?
Bak, vurulurmuş zahir!..
Yine de bana böylesine dokunan bir ölüm, böylesine bir vahşet üstüne yazmayacağım. Keza AKP medyasının ağır topu sayılan Sabah’ın, Hacı Lokman Birlik’in ayakları bağlı cesedinin zırhlı aracın arkasından boynundaki iple sürüklenmesini “Terörle mücadelede rutin uygulama” diye açıklayıp birinci sayfa haberi yapmasından duyduğum derin mesleki utanç ve insani tiksinti üstüne de yazmayacağım.

***

Buna karşılık okuru bıktırma pahasına hukuk devletini savunmaktan geri kalmayacağım.
Tırmık’ta birkaç kez yazıldı, vurgulandı. Yineleyeceğim.
Devlet, terörü siyasal mücadele yöntemi olarak seçmiş örgütlerle mücadele eder. Zaten o örgütler de böylesi bir mücadeleyi seçmiş, o amaçla kurulmuşlardır. Ancak bu mücadelede devlet yine de ve ille de hukukun sınırları içinde kalmak yükümündedir. Aksi takdirde hukuk devleti olmaktan çıkmış, terör uygulayan devlet konumuna geçmiş demektir.
Devlet bunu açık açık söylüyor olsaydı, “Evet, terörle mücadele ederken anayasadaki hukuk devleti tanımını buzdolabına koyuyorum. Terörle aynı yöntemlerle mücadele edeceğim” deseydi elbette bu yazı yazılmazdı. Gel gör ki Türkiye Cumhuriyeti’nde iktidarı elinde tutanlar 12 Mart utangaç faşizm döneminde de, 12 Eylül faşizminde de, 90’lı yıllarda da ve sonrasında da bu cümleyi kurmadılar; kendilerini hukuk devletinin iktidarları olarak tanımlamakta ısrar ettiler.
O zaman vurgulayalım: Bir hukuk devletinde PKK’ye katılıp gerilla olmuş biri öldürüldüğünde ayağından zırhlı aracın arkasına iple bağlanarak onlarca metre çekilip “devlet vahşeti gösterisi” yapılmaz. Yapılırsa yapanlar suçlu olur. Yargılanır ve mahkûm edilirler.
Hele hele hukuk devletinde ayağından vurularak yakalanan biri (bu yazıda Hacı Lokman Birlik) uzaktan 2, yakından 28 (yazıyla: Yirmi sekiz) mermi sıkılarak öldürülmez; yakalandığına göre savcılığa teslim edilir ve hukuk devletinin kuralları işlemeye başlar. Yasa hangi cezayı yazıyorsa o ceza verilir. Sanırım ceza yasamızda “Yaralı yakalanan PKK’ye katılmış yurttaşlar önce 28 mermi ile öldürülür, sonra da ayakları bağlı halde boynundaki iple sürüklenir” diye bir ceza tanımı yok.

***

Adım gibi biliyorum, bu Tırmık’a en hafifi “Hımmm, sen PKK’den yanasın da bunu laf kalabalığı ile örtmek istiyorsun” yollu tweet’ler, Facebook yorumları gelecek.
Umurumda değil.
Kendimden kuşkum yok. Ben şiddeti siyasal mücadele yöntemi olarak seçmiş her örgüte, her kuruluşa olabildiğince uzak durdum ve duruyorum ve duracağım.
Terörle mücadeleyi “vur, öldür” olarak tanımlayan, üstelik bunda, çıkmaz sokak olduğu bunca yılın deneyimi ile kanıtlanmışken ısrar eden bir ve her siyasal iktidara da aynı ölçüde karşıyım.
Buna karşılık hukuku her koşulda (bir daha: Her koşulda) savunmaya da kararlıyım. Bunun gazetecinin birincil görevlerinden olduğuna inanırım.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 ay 13 gün sonra 16 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları