CHP İstanbul İl Kongresinin ilk gününde konuşabildiğim birçok (15- 16) delege birbirlerinden habersiz ama ağızbirliği içinde başlıktaki cümleyi yinelediler:

- Engin bey, bizim partide İstanbul’u alan büyük kurultayı da alır götürür. Bunu böyle bil…

Bu yargı CHP’de yeni değil. Oldum bittim İstanbul’a böyle bir ağırlık yüklenir. Herhalde bir bildikleri vardır…

***

Kongrenin başında “Seçimler blok liste ile mi yapılsın, çarşaf liste ile mi” sorusunu 110 delegenin imzaladığı “Blok liste” yandaşları kazandı.

Bu durumda bugün il başkanı, il yöneticileri ve kurultay delelegeri seçimlerinde çekişmeli ve hatta gergin bir “listeler yarışı”na tanık olacağız...

***

İl Başkanlığı görevi sona eren ve görevi gönüllü olarak bırakan Murat Karayalçın duygulu ve heyecanlı bir konuşma yaptı. Delegelerin ve tribünlerden izleyenlerin alkışları bir ölçü ise Karayalçın’ın “Bu partinin sol yanı eksik. Onu güçlendirmek zorundayız” sözleri konuşmasının en etkili cümlesi oldu ve delegelerce içtenlikle alkışlandı.

Buna karşılık Karayalçın’ın “Kürt sorununu yalnızca CHP çözebilir. Dolmabahçe’de bir araya gelenler değil” sözleri salonda ilginç bir beklenti ve “Acaba ne diyecek” merakı oluşturdu. Ancak Karayalçın, çözüm için bilinen “Sorun Meclis’te çözülmelidir ve ayrıca bir Hakikatleri Araştırma Komisyon oluşturulmalıdır” deyince bilinenin tekrarı olan bu değerlendirme beklentileri pek de karşılamamış oldu.

***

İlk konuşmacı Dursun Bulut’un kimi belediye başkanlarını ve onların etkisinde hareket eden ilçe yöneticilerini eleştiren sert sözleri salonda sahici bir destek buldu. En azından kongreye katılanların İstanbul’daki CHP’li belediyelerin büyük çoğunluğundan memnun olmadıklarını gösteren bir tablo ortaya çıktı.

Yine Bulut örgütün iradesinin özgürce belirmesinin önündeki engellere değindi ve genel başkanın tercihte bulunmayacağı yönündeki açıklamalarına rağmen partinin üst düzey yöneticilerinin “Bekleyin size bir aday önerilecek” demelerini buna örnek olarak gösterdi. Bulut’un “Reddedin arkadaşlar, yukarıdan gelen talimatları reddedin. Örgütün iradesini gösterin” çağrısı seyirci sıralarından coşkunca alkışlandı. Delegelerin oturduğu sıralar ise sessiz kalmayı yeğledi. Delegeler önceden tercihlerini yaptıkları, bir partilinin deyimi ile “parsellendikleri” için mi tepkisiz kaldıklarını anlayamadım. Bunu, bugün yapılacak seçimler sırasında göreceğiz…