Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Felsefe Yapma Lan!..
Valla billa kimseye laf çarptırmıyorum; mahalle kahvelerindeki sohbetlerden bir cümle aktardım o kadar. Diyeceğini uzun ve karmaşık cümlelerle dillendirenlere “Felsefe yapma lan. Sadede gel oğlum, sadede…” denir.
Haksız da değiller.
Felsefe dediğin epey derindir. O sularda kulaç atmak, birikimi “kahvehane kültürü” ile sınırlı olanlara birkaç numara büyük gelir. Hele hele “Ayağını sıcak tut, başını serin, kendine bir iş bul, düşünme derin” diyen ata öğüdünün pek yaygın kullanıldığı bir ülkedeyiz ve felsefe ne çare ki derin düşünmeyi gerektirir.
Dahası dünyaya, olup bitene, yaşama sadece inancın penceresinden bakmayı yeğleyenler için sorgulamaya hem de sonuna kadar sorgulamaya dayanan felsefe ürkütücü hatta düşman bir alandır.
O yüzden büyük Türk büyüğü ve son günlerdeki çıkışıyla büyük Türk “düşünürü” olduğuna da tanık olduğumuz Tayyip Erdoğan’ın savurduğu son inci beni şaşırttı.
Hatırlayın, ne dedi?
“Türkçe ile felsefe yapamazsınız. Ya Osmanlıca ya İngilizce, Almanca, Fransızca kullanmanız lazım.”
Yani üstat felsefe yapacak ama Türkçe ile yapılamıyor; eh “Van minüt” İngilizcesi de felsefe yapmaya yetmiyor. Almanca ve Fransızca da nanay. O zaman tek çare kalıyor: Osmanlıca!..
Şimdi anladınız mı “Osmanlıca liselerde zorunlu ders olsun” önerisinin ardında yatan derin felsefe aşkını?
***
Beştepe Sarayı sultanının incilerinde biraz daha kalalım mı?
Duymuşsunuzdur, zaten duymayan da kalmadı; Erdoğan 2012 yılında düzenlenen “Anayasanın Dili Sempozyumu”ndaki konuşmasında, “Zaman zaman söyleniyor; Türkçe ile felsefe yapılmaz, deniyor. Bunların tamamı ırkçılık kokan açıklamalardır; aslında, ırkçılık ihtiva eden bir düşünüştür” buyurmuştu.
Tamam, o gün öyle dedi, iki yıl sonra da Türkçe ile felsefe yapılamayacağını ilan etti. Belleği güçlü meslektaşlarımız, onların yanı sıra internet fırlamaları da bu yaman çelişkiyi anında yakaladılar ve önümüze (aslında: Önüne) koydular.
Şimdilik Beştepe Sarayı’ndan gelen cevap, “Tısss, fıssss, fossss” gibi anlamsız ünlemlerden ibaret.
Oysa çelişki gibi görünen bu sözlerin açıklaması pek kolay. Sultanımıza yardımcı olayım bari:
O iki yıl önceki konuşmasında “Türkçe” derken sizin anladığınız gibi “arı Türkçe” denen rezaleti kastetmedi ki.
Hani, sizin gibi halka yabancı züppeler uçakta iken bir bardak su istediğiniz de “Gökkonuksal avrat, ilacımı içmem gerekiyor, rica etsem bir bardak su verebilir misiniz” diyorsunuz ya, o öyle demiyor, “Hanımefendi bir bardak su istirham edeceğim, ilacımı vakt-i zamanında istimal etmem icap ediyor da” diyor.
Sizler “ulusal düttürü” diyorsunuz, o “milli marşımız” diyor. Siz özdeksel diyorsunuz, o maddi diyor. Siz arsıulusal diyorsunuz, o milletlerarası diyor.
Şey…
İnandırıcı bir açıklama olmadı galiba? Ne “ulusal düttürü” diyen duydum, ne uçakta hostesi “Gökkonuksal avrat” diye çağıranı, ne borç isterken “Özdeksel durumum bugünlerde biraz sıkışık da” diyeni, ne “Üniversitede arsıulusal ilişkiler okuyorum” diyeni…
Yardımcı olayım dedim ama galiba beceremedim.
E, n’apayım?
Zırva tevil götürmüyor. (İtiraf edin son cümleyi genç olanlarınızın çoğu anlamadı. Osmanlıca öğrenmezseniz başınıza gelecek olan budur işte!..)
***
Peki felsefe yapmak sadece bir dil sorunu mu?
Biliyorum dil ile felsefenin kopmaz bağı var. Ancak felsefenin kültürel birikimle de kopmaz bağı var.
Birikimi cılız birine ister transandantal deyin, ister müteâli deyin. Cevabı “Hönk”ten ibaret olacaktır. Arı dili yeğleyip “aşkın” deyin, felsefenin bu önemli kavramını belki yine anlamayacaktır ama hiç olmazsa “aşmak” fiilinden yola çıkıp “Ötesine geçmek” filan gibi bir anlamı en azından sezecektir…
(Parantez açıyorum: Tutup “Peki, söyle bakalım, sen ne anlıyorsun bu kavramdan” gibi ahret soruları sormayın. Benimki de bir sezgiden ibaret. Yani ciddi bir felsefi tartışma beni aşar. Ama ben hiç olmazsa aştığını biliyorum ve parantezi kapatıyorum.)
Erdoğan’ın Türkçe ile felsefe yapılmaz incisine en yalın cevap Türkiye Felsefe Kurumu Başkanı İoanna Kuçuradi’den geldi. Adını yazarken bile ayağa kalkıp ceketimi iliklemek istediğim, bu yaşamı felsefeye adanmış yurttaşımız, '68er zamanki “nezaketi ve sükûneti” ile konuştu:
“Biz Türkçe felsefe yapıyoruz, yayınlarımız da var. Ama belli ki kendisi bunu bilmiyor. Şunu da söylemeliyim, Türkçe bugün felsefe yapmaya çok elverişli bir dil. Kullanılan terimler, Batı dillerindeki gibi yüklü değil. Bu da Türkçe felsefe metinlerinin okura ulaşmasını kolaylaştırıyor” dedi.
Bana da laf kalmadı.
Ben olsa olsa Beştepe Sarayı’nın felsefe meraklısı sultanına tertemiz bir Türkçe ile yazılmış, en demir leblebi felsefe kavramlarını bencileyin bir cahilin bile anlayabileceği durulukta ve yalınlıkta anlatan Macit Gökberk öğretmenimizin “Felsefe Tarihi” adlı kaynak kitabını önerebilirim.
Üstat bir okusun ve görsün bakalım Türkçe ile felsefe yapılır mıymış, yapılmaz mıymış?
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Ünlü ton balığı markalarında 'yasaklı' madde!
- Teğmenler hakkında yeni gelişme!
- CHP'den Tekin hakkında suç duyurusu!
- Grip nedeniyle hastaneye gitti, hayatının şokunu yaşadı
- Hangi suçlara tutuklama geleceği belli oldu
- MHP'den 5'inci paylaşım da aynı saatte geldi!
- Süleyman Soylu 'tarafını' seçti
- Erdoğan'ın Özer'e mektubu, davetler...
- 'Atatürk’e bağlılık ne zamandan beri suç sayılıyor?'
- Demokrat Parti Kurultayı’nda adaylık krizi!