Aydın Engin

Evet, Alkışlıyoruz…

13 Nisan 2015 Pazartesi

Başlıktan belli oluyor: CHP’yi alkışlıyorum.
Hayır, Kartal mitingiyle başlayan seçim kampanyasını, kedili trafo buluşu filan değil.
Eh, henüz açıklanmayan ekonomik programı da alkışlamayacağımıza göre neyi alkışlıyoruz?
Milletvekili adaylarını belirlerken CHP’nin önseçim yöntemini yeğlemesini ve… Ve elbette kadınlara tanınan önceliği alkışlıyorum, alkışlamalıyız…
Osmanlı “Marifet iltifata tabidir” demiş.
Kemal Kılıçdaroğlu CHP’yi silkeledi, kan dolaşımını hızlandırdı, sımsıkı kapalı kapıların kilitlerini kırıp zorunluluk haline gelmiş kan değişiminin önünü açtı.
Bu marifettir ve iltifata tabidir…

***

Yıllardır, on yıllardır CHP’de “değişimi” hamamı aynen koruyup birkaç tellak değiştirmek sanan bir zihniyet egemendi. Sahiden de yaklaşık 35 yıllık bir dönem boyunca CHP (ad değişikliğinden öte farkı olmayan SHP) ekip değiştirdi, makyaj tazeledi, muhalefet etmeyi “Limon gibi sıktılar” cümleciği ile sınırladı, “Anadolu solu” etiketi altında ne kuş, ne deve, ne sol, ne sağ olan “ideolojik yenilenme atılımları”yla filan oyalandı, oyaladı…
Siyasal iktidara da ya uzaktan iç geçirerek baktı ya da çürük çarık ve ilkesiz koalisyonlarda daha da yıpranarak örümcek bağladı…
Peki CHP’de ne oldu da alkış tutuyorum, tutulmasını savunuyorum?
Kestirmeden söylersek CHP’yi hareketsiz kılan örümcek ağları temizlenmeye başlandı. Öyle tepeden değil. Önseçim yaparak. Tamam, 81 ilin tamamında önseçim yapılmadı. Ancak İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Antalya gibi belirleyici, kilit önemdeki illerde önseçimden kaçılmadı. Kılıçdaroğlu’nun bizzat önseçime katılıp yarışması, anlamlı bir jest olduğu kadar zeki bir siyasal manevraydı ve CHP’deki açılımın tuzu biberi oldu.
Sonuçlar medyada yeterince didiklendi. Kimlerin nasıl tasfiye olduğu, kimlerin ilk sıraları aldığı üstüne yeterince bilgilendik. Zaten bu yazı, önseçim sonuçlarına değil, CHP’de milletvekili adaylarının önseçimle belirlenmesine, yani önseçimin sonucuna değil kendisine alkış tutuyor.
CHP’nin kangrenleşmiş yarası olan “delege ağaları” ve o ağalar kanalıyla parti yönetimini elinde tutan kast sistemi ancak önseçimle parçalanabilirdi ve öyle oldu. Şimdi artık CHP’ye oy verenlerin tembelliği bırakıp aynı zamanda CHP’ye üye olmaları bir anlam kazandı.
Eh bu alkışlanmalıdır.
Alkışlamak için CHP’li olmanız şart değil. Bencileyin, CHP’nin dönüşebilir bir parti olmasının ve dönüşümün yönünün daha güçlü bir demokrasiye doğru olmasının Türkiye için iyi olacağını düşünmeniz yeter.

***

CHP 7 Haziran seçimlerine giderken en az önseçim kadar önemli bir adım daha attı: Kadınları bir vitrin süsü olmaktan çıkarıp seçim listelerinin tepelerine yerleştirdi. Bu konuda HDP’nin kadın-erkek eşitliğini sözde değil özde ete kemiğe büründüren “fermuar sistemi”nden henüz uzaktalar. Ama yol açıldı. Yıllardır “bıyıklı ve çoğu yaşlı amcaların” yönettiği CHP’ye nihayet kadın eli değiyor.
Bu da alkışlanmazsa ne alkışlanır bu ülkede?

***

Gerek önseçimde, gerek kontenjanların kullanımında kendilerini “ulusalcı” olarak tanımlayan ve Türk milliyetçiliğinden ibaret bir ideolojik hattı CHP içinde yaşatmaya çalışan kanat da gönüllü, gönülsüz partiden uzaklaşmakta, uzaklaştırılmakta. Onların kendi ideolojilerini pek iyi temsil eden partilere gitmeleri iyidir. Hem kendileri için, hem CHP için ve tabii Türkiye için…
Önümüzdeki günlerde CHP seçim bildirgesi niteliğinde bir program açıklayacak. Ekonomi ağırlıklı bir program olacağı söyleniyor. O zaman yeniden CHP konusuna dönmek ve kökü Marksizme dayanan sosyal demokrasi ile kökü Kemalizme dayanan CHP gerçeği üstüne bir (belki birkaç) Tırmık yazmak üzere şimdilik…
Evet, alkışlıyoruz...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 ay 13 gün sonra 16 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları