Aydın Engin

Devletin tepesi yarıldı

06 Nisan 2016 Çarşamba

Yazının başlığını önce “Devletin tepesinde çatlak” yaptım.
Bir daha okudum. Kesmedi. Yukarıda gördüğünüz gibi değiştirdim. Birinin sözlerinin henüz dumanı tüterken öteki besbelli ki ona cevap verdi ve dumanı tüten sözlerle onun üstüne binen cevap arasında üstü örtülemez, farklı yorumlanamaz bir zıtlık var.
O yüzden ortaya çıkanı “çatlak” terimi ile niteleyemeyiz. Çünkü çatlak değil yarık var; derin bir yarık.
Birinin söylediğine öteki tokat gibi bir cevap yapıştırıyor ve bu bir kahvehane ya da meyhane sohbeti değil. “Biri” dediğim devletin yürütme erkinin en tepesindeki Başbakan. “Öteki” dediğim devletin en tepesindeki Cumhurbaşkanı.
Üstelik aralarındaki bir sohbette geçen karşılıklı cümleler değil, kameraların önünde herkesin izlediği açıklamalar bunlar.
Birlikte bir kez daha okuyalım. Başbakan Ahmet Davutoğlu polis örgütünün 171. kuruluş yıldönümünde konuştu:
“...Halkın çözüm sürecinden beklediği şey, silahların tümüyle terk edilmesi. Böyle bir şey olursa, 2013 Mayısı’na dönülürse, o zamanki gibi PKK tüm silahlı unsurları Türkiye dışına çıkarıp ülke içinde tek bir silahlı unsur kalmazsa, her şey konuşulabilir. PKK silahı bırakacak, bunun başka yolu yok. Silah bırakıldıktan sonra barışın şartları için de niye konuşulmasın? O zaman siyasetin kanalı açılır. ”
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Kızılay Genel Kurulu’nda kürsüye çıktı, ön sırada oturan Başbakan Davutoğlu’nun gözlerinin içine baka baka konuştu. Aktarıyorum:
“...Teröristler ya teslim olup Türk yargısının karşısına çıkacaklar ya da inlerine kadar girilecek ve tek tek yok edilecekler. Artık geçti, duramayız. Şimdi işi bitireceğiz, her şeyi bağlayacağız. Ortada müzakere edecek de görüşecek de bir konu yoktur. Artık üçüncü bir yol kalmamıştır. Neyi deneyeceğiz daha?”
Şimdi tutup Davutoğlu’nun konuşmasının bütününde yer alan öteki vurgulara dikkat çekip, adamın aslında sahiden barışçıl bir çözümden yana olmadığına işaret etmek anlamlı değil.
Kanımca anlamlı ve önemli olan iki siyaset esnafının birbiriyle taban tabana çelişik cümleleri.
Eğer bu ölçüde derin çelişki aynı siyasi hareketin en tepesindekiler arasındaysa ve onlar devletin dizginlerini ellerinde tutuyorlarsa ortada ciddi ve kapatılması pek güç bir yarık vardır.

***

Hangisinin haklı olduğu gibi bir soru benim açımdan anlamsız. “Al birini vur ötekine” der, çıkarım işin içinden.
Ancak bugüne dek her türlü eleştirinin karşısında domuz topu gibi birlikte hareket eden AKP tepelerinde artık yok sayılamayacak bir yarık ortaya çıktı. Bir siyasi hareket bu düzeyde zıtlaşma ve kılıçları çekmenin ardından kaçınılmaz tercihlerle karşı karşıyadır. Bu tercih belki başlangıçta “Erdoğan mı, Davutoğlu mu” ikilemi olarak yansıyacak. Ama aslında çok daha derin sonuçlar doğurabilecek bir yarık var...
Umarım atla katır tepişirken arada ezilen bizler olmayız...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 ay 13 gün sonra 16 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları