Aydın Engin

AKP’nin AİHM ile sınavı

27 Nisan 2017 Perşembe

Önce zaten bilinenleri bir özetleyelim:
Bir: Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarına uymayı kabul ettiğini belirten sözleşmenin altında imzası var.
İki: AİHM kararlarının ulusal yasaların üstünde olduğu ve uyulmasının zorunlu olduğu da aynı sözleşmede devlet mührüyle kabul edilmiş.
Üç: Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının ya da kurumlarının adalet arayışlarında AİHM’ye başvurmaları için iç hukuk yollarının tüketilmesi gerekiyor.
Dört: Avrupa Konseyi Parlamentosu’nun 13 yıl aradan sonra Türkiye’yi bir basamak aşağıya indirip “denetime” alma kararı, devletin AİHM kararlarına uyma zorunluğunu ortadan kaldırmıyor...
Beş: Türkiye’nin yetkilerini tanıdığı ve zaten referandum sırasında resmen davet ettiği AGİT gözlemcilerinin raporları uluslararası geçerli belgelerden sayılıyor ve referanduma ilişkin AGİT raporu “O iş bitti... Atı Alan Üsküdar’ı geçti” yavelerini pervasızca savunanların ağzını kapatacak ölçüde açık ve seçik.
Bu kadar özet yeter.

***

Önümüzdeki günlerde AKP iktidarı için bir “AİHM sınavı” başlayacak.
AİHM önünde bekleyen ve Türkiye’deki iç hukuk yolları tüketildiği için karara bağlanmasında yasal ve biçimsel engel bulunmayan çok sayıda dosya var.
En tazesi CHP’nin referandum sonuçlarına ilişkin nihayet AİHM’ye gitme kararı alması. Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke bu kararı resmen açıkladı. CHP’nin YSK, Danıştay, Anayasa Mahkemesi gibi yüksek yargı kurumlarına yaptığı başvurularda kapı kesin bir dille kapatıldığına göre ülkedeki iç hukuk yollarının tüketildiği de kesin.
Dahası var.
Tutuklu arkadaşlarımızdan 11’i için Anayasa Mahkemesi’ne ve AİHM’ye başvurduk ve tutukluluğun bir cezaya dönüştürüldüğünü, açıklanan iddianamenin tutuklama kararı verilmesini haklı kılacak hiçbir ciddi içerik taşımadığını belirterek arkadaşlarımızın tahliyesini istedik. Anayasa Mahkemesi’nden bugüne kadar tık çıkmadı. Dolayısıyla arkadaşlarımızla ilgili “hak ihlali” gerekçesi ile AİHM’nin bir karar vermesi olasılığı yüksek.
Sadece bizim Cumhuriyet tayfası için de değil. Bildiğim kadarıyla aralarında Şahin Alpay arkadaşımın da bulunduğu gazeteciler için de AİHM’ye başvuruldu ve AİHM o dosyaları öncelikle görüşme kararı aldı.
Yarıbuçuk hukuk bilgim beni yanıltmıyorsa önümüzdeki haftalarda, bilemediniz aylarda AİHM’den üst üste kararlar gelecek.
Kararların içeriğini elbette şu anda bilemem, bilemeyiz. Ancak...
Ancaaaak eğer bu kararlar AKP tepelerinin iddialarını reddeden ve başvuranların adalet arayışlarına olumlu cevap veren kararlar olursa ne olacak?
Gerçek bir demokraside ve sahici bir hukuk devletinde yaşıyor olsaydık sorunun cevabı kısa ve kesindi: Türkiye Cumhuriyeti devleti AİHM kararlarına duraksamadan uyacak ve gereğini yerine getirecek.
Ama gerçek bir demokraside filan yaşamıyoruz ve hukuk devleti bugünkü Türkiye hukukundan ışık yılları uzakta...
Kanımca doğru soru, “Türkiye hukuksal ve yasal üstünlüğü devlet mührü ile kesinlik kazanmış AİHM sınavında sınıfı geçecek mi, geçmeyecek mi” değil.
Kanımca doğru soru: “AKP iktidarı uluslararası hukukun üstünlüğünü reddedip yerli ve milli hukukla yoluna devam kararı alacak mı, almayacak mı” olsa gerek.
Önümüzdeki haftalar ya da aylarda Tayyip Erdoğan’ın ağzından “AİHM kararları bizim için yok hükmündedir” narasını duyacağız gibi geliyor bana.
Sonra hep birlikte demokrasinin cenaze namazını kılmaya gideriz...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 ay 13 gün sonra 16 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları