Aydın Engin

AKP ile MHP bir savaş hükümeti kurar

29 Haziran 2015 Pazartesi

AKP ile MHP’nin kuracağı koalisyonun bir karabasan olduğunun altını dün çizdik ve bunu göstermek için yakın geçmişteki sabıka dosyalarından Madımak, Kahramanmaraş cankırımları gibi birkaç örnek verdik. Oralarda el ele kol kolaydılar. Sünni Müslüman ve “Türk” kimlikleri ile...
O olayların geçmişte kaldığına inanıp, daha doğrusu bizleri inandırıp, MHP önderi Bahçeli’nin ülkücü çeteleri sokaktan çektiğine dikkat çekip ha bire MHP güzellemeleri yapanlar var. Kendilerini ince taktisyen, büyük staratej sanıyorlar. AKP ile MHP koalisyon yaparsa CHP’nin “iktidar yıpranması” riskinden uzak kalacağını, muhalefetini güçlendirerek yüzde 25 eşiğini aşacağını, ilk seçimde tek başına iktidar olacak kadar güçlü bir siyasal itibar kazanacağını; buna karşılık öylesi bir koalisyonda hem AKP’nin, hem MHP’nin güç ve seçmen desteği yitireceğini hesaplıyorlar.
Bu ince hesaplarının doğruluğundan, isabetinden o kadar eminler ki ha bire CHP’ye dönüp “Sakın haaaa. Zinhar haaa” diye akıl veriyor; MHP’yi parlatıp “Korkulacak bir şey yok; o artık cici bir parti” cilası çekiyorlar…

***

Peki, MHP’nin ve AKP’nin geçmiş ve yakın geçmişteki sabıka dosyalarıyla oyalanmayalım. İkisinin kuracağı bir koalisyon hükümetinin yapıp edeceklerine bakalım.
MHP baştan beri hiç yalpalamadan, çizgisinden milim şaşmadan HDP’yi kesinlikle reddediyor. Bırakınız desteğini filan aramayı açıkça “yok sayıyor”.
6 milyonu aşkın yurttaşın oyunu almış, parlamentoda 80 milletvekili ile temsil edilen bir anayasal kuruluşu yok saymak, yok sayanın siyasal meşruiyetini yok eder. Ama bu gerçek, kökten Türk milliyetçisi, yerine göre dinciliğe, yerine göre ırkçılığa açılan bir siyasal örgüt olan MHP’nin umurunda bile değil.
MHP’nin gözünde HDP askeri yöntemlerle mücadele edilip yok edilmesi gereken Kürt siyasal hareketinin temel bileşenlerinden biridir.
Bu doğru. HDP sahiden de öyle. Ama askeri yöntemlerle mücadele tercihi 30 yıldır uygulandı, sonuç ortada. Keza askeri yöntemlerle mücadele edilmesi, yani devletin zorba gücü kullanılarak yok edilmesi gereken o siyasal harekette 6 milyon yurttaş saf tutuyor ve TBMM’de 80 milletvekili var.
MHP’nin hiç şaşmayan siyasal yönelimi böyle de AKP’ninki çok mu farklı?
Şu yere göğe sığdırılmayan “barış süreci” AKP’nin çabaları ve uzlaşma arayışları ile mi bugüne geldi, yoksa Kürt siyasal hareketinin sabrı ve barışı zorlama iradesi ile mi? Önce Şafii Kürtler arasında güçlü olan dindarlığa sığınıp Kürt siyasal hareketini etkisizleştirmeyi deneyen, bu fos çıkınca bu kez de barış sürecini başlatıp ve süreci baştan sona kadar “Benim verdiğime fit ol. Yoksa masayı deviririm” şantajı ile götüren AKP elebaşıları, Dolmabahçe mutabakatı denen açıklamadan hemen sonra seçim kampanyası ile birlikte masayı sahiden de devirmediler mi?
Keza artık hükümetin başından devletin başına terfi etmiş zat birkaç gün önce “Suriye sınırımızda bir devlet oluşumuna ne pahasına olursa olsun izin vermeyiz” buyurdu. Niye?
Çünkü orada PYD yönetimindeki Kürt kantonları birleşti, birleşiyor. Bence Suriye sınırımızda IŞİD ve benzeri köktendinci terör örgütlerine karşı güvenli bir şerit oluşuyor. Ancak bu AKP ve MHP’nin gözünde Suriye sınırında Türkiye’nin ulusal güvenliğini açıkça tehdit eden bir tehlike anlamına geliyor.
Niye?
Akla uygun bir cevap yok.
Bu sefil politikanın Irak sınırında sadece resmen ilanı kalmış bir Kürt devletine hiçbir itirazı yok. Barzani yönetimi ile kucak kucağa.
İş Suriye sınırına, PYD’li Kürtlere gelince tehlike, hem de yakın tehlike öyle mi?

***

Bir AKP - MHP koalisyonu kaçınılmaz olarak bir savaş hükümeti olacaktır. İçeride PKK ile sınır ötesinde PYD ve ister istemez Suriye ile savaşacak ve sonunda Türkiye’yi Ortadoğu bataklığına boylu boyunca sokacak bir koalisyon...
Bu bir karabasan değilse nedir?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 ay 13 gün sonra 16 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları