Aydın Engin

AKP çalışıyor, çok çalışıyor

04 Ocak 2017 Çarşamba

Bu yazı yazılırken Meclis’te de Olağanüstü Hal’in (OHAL) üç ay daha uzatılması görüşülüyordu. Bizim meslekte kesinleşmeden “Uzatıldı” demek yanlıştır. Ancak Ankara Büromuzdaki arkadaşlarımız duraksamadan “Abi uzatılacak. Çekinmeden uzatıldı yazabilirsin” dediler. Sonra da eklediler: “Hükümet, Erdoğan başkanlığında dün toplandı ya, o sırada kararı aldılar zaten. Meclis’te değişecek değil ya...”
Öyle ya... Erdoğan karar verdiyse uzatılacak demektir. 19 Ocak’tan itibaren 19 Nisan’a kadar bütün Türkiye yine OHAL rejimi altında yaşayacak.
19 Nisan’dan sonra ne olacak?
Hiiiiç, bu defa da 19 Temmuz’a kadar uzatılır, olur biter.
Nedir OHAL?
Uzun uzun anlatan dilbazlar çıkacak; OHAL’e kılıf bulmaya çabalayan aymazlar çıkacak; OHAL’in anayasada yeri olduğundan, hukuka aykırı bir uygulama olmadığından filan söz edecek fetbazlar çıkacak.
Oysa sorunun kestirme bir cevabı var:
OHAL, başında generallerin değil valilerin bulunduğu, “sivil kılıflı sıkıyönetim”dir ve bundan ibarettir.
Temel hak ve özgürlükler askıya alınabilir ve çoğu kez de alınır.
İnanmayan, bugüne kadarki OHAL uygulamalarına baksın.

***

Özgür iradeleri ile karar veren(!), Devlet Bahçeli tayfasından destekli AKP milletvekilleri dün OHAL’i uzattılar. Pazartesi günü ise ülkenin Osmanlı’ya kadar uzanan parlamenter demokrasi geleneğinin cenaze namazını kılmak üzere toplanıp Erdoğan Anayasasını görüşmeye başlayacaklar.
Sahiden görüşecekler mi dersiniz?
Yoksa zaten boş kâğıtların altına imza koyup kararlarını çoktan mı vermişlerdi?
“Meclis iradesine saygısızlık” iddiası ile durumdan vazife çıkaracak bir savcının hışmını üstüme çekmeye niyetim yok. O yüzden pazartesi günü başlayacak görüşmelerin ve iki turlu oylamanın sonucunu bekleyelim.
Yine de pazartesi günkü anayasa değişikliği ve dünkü OHAL görüşmeleri sırasında “mış gibi yapmak” zorunda kalan AKP tayfasını takdir etmemek mümkün değil. Kararı Külliye mi, Saray mı olduğuna karar verilemeyen bir yerde alınmış OHAL uzatmasından anayasa değişikliğine kadar uzanan çalışmalarda “mış gibi” yapıp sanki değişiklik yapabileceklermiş gibi ciddi ciddi söz almak, parmak kaldırmak zor zenaat olsa gerek.
Dedim a, AKP çalışıyor, çok çalışıyor...

***

Başımı belâya sokmadan bir fıkra ile kalan yeri doldurayım.
Osmanlı paşası konağında ağır konuklar ağırlamış, yemeğin ardından uzun çubuklarla esrar içmeye geçilmiş.
Paşa, hizmet gören içoğlanlardan birine işaret edip ortadaki mangalın ateşini tazelemesini buyurmuş. Delikanlı köz kömürlerle dolu kürekle ateşi tazelerken ayağı uzun çubuklardan birine takılmış, çubuğu çat diye kırmış. “Amanın” deyip sıçramış, bir başkasının çubuğunu halletmiş; ondan kurtalıyım derken bir üçüncüyü ikiye bölmüş.
Paşa öfkesini bastırıp, “Çekil oğlum, çekil. Tez adabı bilen biri gelsin buraya” demiş ama oğlancağız boynunu bükmüş:
- Paşa hazretleri şunun şurasında üç dört çubuk daha kaldı, onları da halledip öyle çekileyim, deyivermiş...
OHAL tamam. Anayasa değişikliği yakında.
Geriye kaç çubuk kaldı?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 ay 13 gün sonra 16 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları