Aslı Aydıntaşbaş

Rakka’da Kürtlerle omuz omuza

19 Şubat 2017 Pazar

Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar,İncirlik Üssü’nde ABD’li muadili Orgeneral Jospeh Dunford ile bir araya geldi. Hepimizin hayatını etkileyebilecek, kritik bir görüşmeydi bu...
Geçen hafta da yazdığım gibi, Ankara’nın yeni Trump yönetimine teklifi, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin sınırımızdan yaklaşık 150 km ötedeki Rakka’ya girmesi yolunda.* En iyi ihtimalle 7-8 bin kişilik bir TSK kara gücünden söz ediyoruz.
Trump’ın bu teklife herhangi bir cevap vermediğini, daha çok dinlemede olduğunu biliyoruz. ABD başkanı, Cumhurbaşkanı’na halihazırda Suriye planlarını gözden geçirmekte olduğunu söyleyerek Türkiye’nin teklifini değerlendireceğini söylemiş. İşte İncirlik’teki görüşme, bunun bir adım ilerisi...
Mehmetçiği IŞİD’in kalesi Rakka’ya gönderme konusundaki çekincelerimi, geçen haftalarda yazdım. Temcit plavı gibi tekrarlamayacağım. Ama şuna eminim: Türkiye bir NATO müttefiki olarak ille de Rakka için asker vermeye niyetliyse, ABD buna hayır demez. Neden desin? Demek ki şu ya da bu biçimde, Mehmetçik Rakka’ya gidecek...
Ancak ABD, bu noktadan sonra Suriyeli Kürtlerden de kolay kolay vazgeçmez.
Yani? Yani belli ki operasyonun bir ucunda Suriyeli Kürtler, bir ucunda da Türk askeri mi ter atacak? Hayatın cilvesi, Suriyeli Kürtlerle ortak bir cephede yer alacak...
Washington’dan gelen sinyaller de bu yönde. Amberin Zaman, Al Monitor’daki köşesinde, geçen hafta Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Ümit Yalçın’ın Washington gezisinde öne çıkan YPG karşıtı tutumunun, Centcom komutanı general Joseph Votel tarafından dirençle karşılandığını yazdı. Benim de duyduklarım, ABD’deki askeri kanadın YPG’den vazgeçmek niyetinde olmadığı yolunda...
O zaman Türkiye’yi “ortak cephe” fikrine ikna etmeye çalışacaklar.
Dünkü Hürriyet gazetesinde Uğur Ergan’ın manşet haberi, bu yüzden önemliydi. Genelkurmay Başkanı İncirlik’te ABD’li muadiliyle görüştüğünde, Türkiye’nin somut askeri planlarını sunuyor. İki seçenekli bir teklif: TSK’ye 180 km kat ederek YPG/IŞİD kontrolündeki bölgeden Rakka’ya inecek ya da yine 56 km’lik YPG kontrolündeki Tel Abyad’dan aşağı inecek.
Amerikalıların, YPG bölgesinde 4 farklı yerde geçici askeri üs kurduğunu biliyoruz. Hiçbir koşulda YPG-TSK çatışması istemiyorlar. IŞİD operasyonuna katılmaya can atan bir NATO müttefiki olan Türkiye’ye “Hayır” da diyemezler. Demek ki tek çareleri, iki gücü bir biçimde (zımni de olsa) barıştırmak...
Zaten Washington’daki hava da bu yönde. Geçen haftalarda Kongre’de Senato Dış İlişkiler Komitesi’nde konuşmaya davet edilen eski ABD büyükelçisi Jim Jeffrey, IŞİD’e karşı TSK, ÖSO ve YPG’nin iki farklı cephede “ortak çabasının” hem IŞİD’i gerçekten sıkıştıracağını hem de “Türkiye’nin kaygılarını hafifletebileceğini” söyledi. “Hassas bir diplomasi” öneren Jeffrey: “Türkiye’nin YPG’ye verilen silahlar ve YPG’nin Arap toprağına ne kadar gireceği konusunda garantilere ihtiyacı var. YPG’nin PKK ile olan bağı Türkiye’yi tehdit etse de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın YPG’ye yönelik düşmanlığı, belli ölçüde nisandaki anayasal referandumu kazanmak için kurmuş olduğu koalisyondan kaynaklanıyor. Bu (seçim) geride kalınca, YPG ve PKK konusunda 2015 yazında olduğu gibi daha esnek olabilir.”
İddialı bir tez. Ama ABD’nin tercihinin bu formülü denemek olacağına kuşku yok. Erdoğan’ı Suriyeli Kürtlerle “ortak cephe” fikrine ikna etmeye çalışacaklar.
Bakalım referandum sonrası daha da netleşecek bu fikre, Ankara ne diyecek?
*Rakka’nın sınırımızdan uzaklığı, hangi yolu seçtiğinize göre 75-180 km arasında değişiyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yaklaşan facia 6 Eylül 2018
Bu mu devlet aklı? 26 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları