Aslı Aydıntaşbaş

Kritik günler

02 Mart 2017 Perşembe

Hürriyet gazetesinin “Karargâh Rahatsız” manşetiyle ilgili söylenecek ne var? Gazete girmiş bir yola, bir oraya bir buraya savruluyor. Hazin bir durum. Hükümeti kızdırmamak için her gün çaba harcıyor; yine de yaranamıyor.
Peki, bu konuda bize bir laf düşer mi? Cumhuriyet gazetesinin 11 insanı cezaevindeyken oturup uzun uzadıya Hürriyet’in dertlerini konuşmam ayıp olur. Bizim derdimiz kendimize yetiyor. Kendi derdimize bile ağlayamazken, Hürriyet’in başına gelenlerden ifade özgürlüğü destanı çıkarmak zor.
Konuyla ilgili söyleyebileceğim tek şey, Sedat Ergin’in şahsıyla ilgili. Ergin, Türkiye’nin en kaliteli ve ahlaklı gazetecilerinden biridir ve bir gazete okuru olarak, işini kaybetmek pahasına da olsa, köşe yazarı olarak aramıza dönmesine seviniyorum. Gerisi boş.
Gelelim daha önemli meselelere... Trump yönetimi, önümüzdeki dönemde Suriye’de kiminle ittifak yoluna gideceğine; yani Obama döneminde olduğu gibi Suriyeli Kürtlerle mi yoksa Türk Silahlı Kuvvetleri ve onun desteklediği muhaliflerle mi yürüyeceğine karar verecek.
Karar, büyük ölçüde Beyaz Saray’ın. Bu yüzden de son günlerde bu kararı etkilemek için yapılan satranç hamlelerine de şaşırmamak lazım. ABD’nin Ortadoğu ordusu CENTCOM’un başındaki General Joseph Votel, geçen hafta Kobani ve Rakka cephesinde hazır bekleyen (ve YPG’nin asli unsur olduğu) Suriye Demokratik Güçleri’ni ziyaret etti.
Bunu Washington tercihini Kürtlerden yana koydu diye okumamak lazım. Votel ve temsil ettiği Pentagon askeri kanadının başından beri YPG’yle ittifaktan yana olduğunu biliyoruz. ABD askerinin YPG kontrolündeki bölgelerde 4 tane üssü ve birkaç yüz askeri var. Askerler, bu noktadan sonra müttefik değiştirmeden Rakka operasyonunu Suriyeli Kürtler ve SDG’yle yapmak istiyor.
Sanırım bu yüzden olacak, salı gecesi bir anda ABD’nin Ortadoğu’daki ordusu CENTCOM’un resmi hesabından “Rakka’ya hazır” başlığıyla YPG’li kadın savaşçıların 3 fotoğrafı yayımlandı. Bu resimler yakında Mınbiç’e yürüyeceğini dillendiren Türkiye’ye üstü kapalı bir mesaj mıydı; yoksa tam tersine karar aşamasındaki ABD hükümeti ve Beyaz Saray’ı etkilemek amaçlı mıydı, bilemiyoruz...
Üçüncü bir olasılık da, CENTCOM’un bu Twitter hamlesinin Trump’ın kritik kararı öncesinde Ankara’yı provoke etmek amaçlı olmasıydı. Türkiye’yi kızdırarak ya da Türkiye’deki karar vericilere “ABD’nin çoktan YPG’yi seçtiği izlenimini vererek” Ankara’yı Suriye’de yanlış bir hamleye teşvik etmek...
Bu arada Türkiye de geçen hafta ABD tarafına Rakka operasyonu için planlarını sundu. Ancak Türkiye’nin önerisi, daha önce kulislerde konuşulan askeri mevcudiyetin gerisinde. Sabah gazetesinin haberine göre, TSK’nin Pentagon’a Rakka operasyonu için verdiği teklif, 10 bin kişilik bir muhalif ordusu ve 4 bin kişilik bir TSK özel kuvvet gücünü öngörüyor. Konuştuğum gözlemciler, bu rakamların Rakka’yı IŞİD’in elinden almak için yeterli bir askeri güç oluşturmayacağını, bu durumun ABD yönetimi içinde “YPG’yle yürüyelim” diyenlerin elini güçlendireceğini söylüyor. (Trump-Erdoğan görüşmesi sonrası öngörülen, bel kemiğini TSK’nin oluşturduğu 20 bin kişilik bir güçtü.)
İşte şimdi başa dönelim. İçinden geçtiğimiz bu hassas günlerde Genelkurmay Başkanı’nı doğrudan ilgilendiren Hürriyet tartışması, Ankara için iyi olmadı.
Önümüzdeki günler, hatta saatler, kritik gelişmelere gebe...
Basında çok yer almasa da son birkaç gündür TSK’nin, Mınbiç’in batısındaki YPG kontrolündeki köylere doğru bir hamle yaptığını yazıyor. Her şey olabilir: Bir anda karşımızda Suriye’de ikinci bir cephe açıldığına tanık olabiliriz (IŞİD’den sonra YPG’ye karşı cephe) ve Türkiye-ABD ilişkileri iyice çıkmaza girer ya da beklenmedik bir biçimde Washington’la uzlaşı olur ve YPG-Ankara arasında yeniden bir “modus vivendi” oluşur...
Dedim ya... Kritik günlerden geçiyoruz. Tanımadığımız adamlar, bizim hepimizin geleceğini, hayatını, hayat kalitesini etkileyecek kararlar almak üzere. Ve biz sadece izlemekle yetiniyoruz...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yaklaşan facia 6 Eylül 2018
Bu mu devlet aklı? 26 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları