Aslı Aydıntaşbaş

Ankara’nın Afrin hamlesi

29 Haziran 2017 Perşembe

Haziran başında hava hâlâ yağmur çamur giderken etrafımdaki herkes şikâyet ediyordu: “Ay yaz bir türlü gelemedi!..”
Sonunda yaz bir geldi, pir geldi. Sıcaklar bastırdı, sıcaklarla birlikte memleketteki tansiyon da yükseldi. Habercilik klişesiyle, “Bu yaz sıcak geçecek.”
Alt alta sıralayalım şu kısacık zamanda olanları: Suriye’deki YPG güçlerinin ABD desteğiyle Rakka operasyonuna başlaması, Amerika ve İran arasında yükselen gerilim, Katar krizi, Türkiye’nin Katar’a asker göndermesi, Irak Kürdistan bölgesinin bağımsızlık referandumu ve son olarak da Ankara’nın yeni bir Suriye cephesi başlatma kararı.
Ben bu satırları yazarken, TSK’nin Suriye’nin kuzeybatısındaki YPG kontrolündeki Afrin bölgesine yönelik bir operasyon başlattığı ve bazı mevzileri vurduğu haberleri geldi.
Bu hamle, Suriye’yi takip edenler için büyük sürpriz olmadı. Zaten birkaç gündür Hatay’da yığınak yapıldığı, Afrin’e yönelik bir operasyon olacağı haberleri sosyal medyada işleniyordu. Öyle görünüyor ki Ankara, eli yükseltiyor, Trump-Suudi yakınlaşması sonrasında yeniden Rusya’yla bir oyun kurma yoluna gidiyordu.
Kuşkusuz bu işin arka planında yeni bir Ankara-Moskova pazarlığı var. Afrin Kürtleri, uzun süredir Rusya’nın himayesi altında. Oraya yönelik bir hamle, ancak Erdoğan ve Putin arasında bir mutabakat sonrasında gerçekleşebilir. Muhtemelen son bir haftadır gerçekleşen telefon görüşmelerinde de bu sağlandı. Haberleri alt alta koyun: Türk akımı projesinin inşaatı başladı, Rusya ve ABD arasında gerilim had safhaya çıktı, ABD’de Trump’ın Rusya bağlantı ve Rusya’nın siyasete müdahalesine yönelik soruşturma derinleşti ve tabii Katar krizi sonunda Türkiye bir kez daha İran-Rusya eksenine yaklaştı...
Yani? Kısacası Türk-Amerikan ilişkilerinde Erdoğan ve Trump arasında Beyaz Saray görüşmesiyle başlayan bahar havası, buraya kadarmış. Türkiye’nin bu hamlesi, hele de Afrin’i işgal noktasına kadar giderse, Amerikalılar açısından kuzey Suriye denklemini zorlaştıracaktır. Rakka’yı geciktirecek, Kürtlerin önceliğini değiştirecektir. Bol pazarlık ve zıp zıp değişen ittifaklara gebe zor bir yaz sezonu var karşımızda.
Ankara’nın Suriye’deki Kürt bölgesi ve varlığına yönelik stratejisini yanlış bulduğumu, Türkiye’nin “Kürt karşıtlığı” üzerinden bir oyun kurmak yerine, tam tersine “Kürtlerin hamisi büyük devlet” rolüne soyunması gerektiğini, geçmişte defalarca yazdım. Burada aynı tezleri tekrarlamayacağım. (Zamanında aynı tezi, Kuzey Irak için savunmuş, Saddam’ın son yıllarında Barzani-Talabani karşıtlığı üzerinden siyaset yapmak yerine onlarla kol kola girmek gerektiğini söylemiştim. Türkiye’nin Irak politikası, 10-15 yıl içinde bu noktaya geldi.)
Afrin bir Kürt kenti olduğu için, Türkiye’nin burayı işgal etmeye çalışması, tam anlamıyla bir çılgınlık olur. Konuşulan formül, Ankara’nın YPG’yi sıkıştırarak bu bölgeyi Suriye rejimine devretmesi. Aynı Mınbiç’te olduğu gibi, Moskova’nın arabuluculuğuyla Esad rejimini devreye sokmak...
İşler bu noktaya gelir mi, yoksa Türkiye’nin hamlesi daha kısa süreli mi olur bilemiyorum. Ankara ve Pentagon arasında bir gerilim var ve bunun nereye varacağını kestirmek de güç. Artık hiçbir politika, kalıcı olmuyor. Tam anlamıyla kaotik döneme girdik ve bu yeni dönemde, dış politika öncelikleri de Twitter hızıyla değişebiliyor. Bugün kurulan ittifak, yarın bambaşka bir yere evriliyor. Bir de bütün bunların içerideki iktidar dinamiklerine yansıması var ki, o da bambaşka bir konu...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yaklaşan facia 6 Eylül 2018
Bu mu devlet aklı? 26 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları