Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
‘İhtiyat akçesi’
Edebiyatçılar, Aldous Huxley’nin Cesur Yeni Dünya adlı eserini bilimkurgu klasiği olarak tanımlar. Biraz da kara ütopyadır. Koronavirüsün ruhumuzu kararttığı şu günlerde okunacak bir eser. Çünkü, toplumun her kesimi bu romanı bitirdikten sonra kendisine aynı soruyu soracaktır: “Nasıl bir yeni dünya düzeni bizi bekliyor, ne yapmalıyız.” Salgın sonrası dünya düzenine ilişkin konu başlığını spora indirgersek, Huxley’in ‘kara ütopyası’nın bizleri beklediğini üzülerek ifade etmeliyiz. Coğrafyamızdaki kara tablonun spor maddesinin ilk satırlarında da tahmin edileceği gibi, sporumuzun 4 köklü camiası G.Saray, F.Bahçe, Beşiktaş ve Trabzon var. Son 10, hatta 5 yıl içindeki inanılmaz savurganlık ve misyon-vizyon sapması ile salgın öncesi dokunsanız yıkılacak yapılara dönüşmüşlerdi. Türk sporu finansal çöküşe girmiştir. Çünkü, kurtuluş reçetesi diye kulüplere neredeyse zorla kabul ettirilen Borçların Yapılandırılması anlaşmasındaki geri ödeme takvimi ertelenmezse, yayın ve maç günü gelirleriyle, zar zor borç faizlerini ödeyebilen camialar, beyaz bayrak çekecektir. Bir de sayıları 150’ye yakın alt ligler var ki, üst taraftaki çöküş, en büyük zararı onları ezecektir. Şu an gideceği yer olmadığı için takımının kamp tesisinde gizlice kalıp, yöneticilerin gönderdiği yardımlarla karnını doyuran en az 50 futbolcu sayarım size.
Peki, ne yapacağız? Ünlü spor ekonomisti Tuğrul Akşar, formülü açıkladı; “Birlik olmalıyız” diye. Huxley’in 90 yıl önce kaleme aldığı romandaki tabloyu tarif etti. Görünen çare doğal olan ile toplumsal olanı uzlaştırmak. Bu formül, herkesin elini taşın altına sokmasına endeksli. Önce hastalarımız iyileştireceğiz. Mesela spor dünyasında Ali Koç’un Arçelik’i tıbbi cihaz üretecek, Mustafa Cengiz, petrol şirketinin bir kısım gelirini ihtiyaç sahipleri için feda edecek, yıldız futbolcular taraftarlara, ama Haluk Levent, ama Ekrem İmamoğlu aracılığıyla yardım paketi yollayacak. Çünkü o seyirciyi, iyileştiremezsek, sporun bir anlamı olmaz salgın sonrası dünyada! Salgın bitince ekonomik boyuta bakacağız! Futbolcular alacaklarının büyük bölümünden vazgeçecek, yayıncı kuruluş, film kanallarından topladığı parayı kulüplerle paylaşacak, devlet vergi ve primlerin en azından kriz dönemine ait olan tutarını silecek. Spor Bakanı Sayın Kasapoğlu, “Salon ve stat kiralarını tahsil etmeyeceğiz” diyerek aslında bu ateşi yaktı bile!
Aslında kulüpler şu dönemi çok daha az hasarla da atlatabilirdi. Örneğin, Yıldırım Demirören federasyonunun beIN Sports’a kaybettiği bir 80 milyon dolarlık dava vardı. Bu kaybedilmese, TFF’nin ihtiyat akçesi olarak kasada kalsa, futbolun emekçi kesiminin maaşları garanti altına alınamaz mıydı?
Ama, “Huydur çeker..” misali ülkeyi yönetenler ihtiyat akçesini yol inşaatına, köprüye, havaalanına harcarken, TFF’nin bu parayı elde tutamamasına pek şaşırmamak gerek.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yapay zeka sağlıkta çığır açıyor
- Asgari ücret ve emekli maaşı hakkında önemli iddia!
- Asgari ücret kaç TL olmalı?
- Yarısı mesleği bırakmayı düşünüyor!
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
En Çok Okunan Haberler
- ATM'lerde yeni dönem yarın başlıyor
- 'ABD, uzun vadede Türkiye için bir tehdit'
- Narin öldürüldüğünde nerede olduğu ortaya çıktı!
- Bankalar 'hesap bakım ücreti' almaya başladı
- En düşük emekli maaşını açıkladı
- Çikolata devinden 'konkordato' kararı
- Altın devinin CEO’su ile ‘ünlü kebapçı’ tutuklandı!
- Milli Piyango'da neler oluyor?
- Esra Dermancıoğlu, Türkiye'yi terk etti
- Ahmet Nesin'e 'cumhurbaşkanına hakaret' soruşturması