Zülal Kalkandelen
Zülal Kalkandelen zulal.kalkandelen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Erdoğan, Bahçeli, Öcalan ve emperyalizm

01 Ocak 2025 Çarşamba

Muhalif diye bilinen TV’lerden birinde gazeteci sıfatıyla konuşan kişi, Özgür Özel’in “Şehit ailelerinden birini incitecek hiçbir şeyin içinde olmayacağız” demesini bile eleştiriyor; bu tutum “süreci” engellermiş!

Yandaş kanallarda FETÖ artıkları ve siyasal İslamcılar boy gösterip yine “süreç” güzellemesi yapıyor. Muhalif kanallara etnikçiler, liboşlar, 2. cumhuriyetçiler doluşuyor, her akşam oturup Türkiye’nin geleceğini birtakım spekülasyonlar üzerinden tartışıyorlar. Teröriste terörist, katile katil demiyor, onun yerine “İmralı” diyorlar; PKK yerine “Kandil” diyorlar. 

Bahçeli’nin “Öcalan açılımı” ile başlatılan bu operasyonda, yeniden İmralı’ya giderek terörist başı ile görüşen DEM Parti heyetinde Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan yer alıyor. Buldan, Cumhuriyetten “100 yıllık yıkım süreci” diye söz ederken aynı zamanda TBMM başkanvekili de olan Sırrı Süreyya Önder, “Cumhuriyetin ne hayrını gördük ki” diyor, “Bu ülkenin yenisi kurulurken Allah, her alandan silinirken devlet kendisini Allah’ın yerine koymuş ve kendisine karşı işlenen suçlar için kendisini Allah ile bir tutup had çizmiştir. İşte bu çizgi, yani devletin çizgisi, İslam hukukundakinin aksine, önceden görülebilir bir şey değildir” diye yazıyor, Kürt sorununda Sait Nursi önder kabul edilmeli” önerisinde bulunuyor!

Sonra da bu ikili, Öcalan ile üç saat görüşüp “süreç belli bir olgunluğa ulaşana kadar basına açıklama yapmayacaklarını” söylüyor. Bir süreçtir gidiyor ama halka bilgi veren yok!

YENİ PARADİGMA!

Abdullah Öcalan ise DEM tarafından paylaşılan yedi maddelik açıklamasında, “Sayın Bahçeli’nin ve Sayın Erdoğan’ın güç verdiği yeni paradigmaya, ben de pozitif anlamda gerekli katkıyı sunacak ehil ve kararlılığa sahibim” diyerek sürecin aktörlerini belirliyor. Ama yönetmenin ABD olduğunu zikretmiyor!

Emperyalizmin Suriye’de ABD ile uyumlu cihatçılarla yürüttüğü plan belli: Öcalan, PKK’nin kendisini tasfiye ettiğini açıklayacak, PKK’nin Suriye kolu PYD/YPG de federal yapı içinde silahlı güçlerini Suriye ordusuna teslim edecek, böylece bir Kürt özerk bölgesi oluşturulacak.

Türkiye’deki tüm siyasi çevreleri katkı yapmaya çağıran Öcalan, “Bu katkıların en önemli zeminlerinden biri de şüphesiz TBMM olacaktır” derken artık bunu gönül rahatlığıyla söylüyor. Çünkü 14 Mayıs 2023’teki seçimle orada 2. cumhuriyetçi bir tasarım ortaya çıktığını biliyor. 

“Devir Türkiye ve bölge için barış, demokrasi ve kardeşlik devridir” diyerek bitirdiği açıklamasında, söz ettiği paradigmaya ilişkin hiçbir iz yok. Türkiye Cumhuriyeti’ni eli kanlı bir terörist başının açıklamalarına kilitleyenlerin asıl amacının ne olduğu konusunda açıkça konuşmadan perde arkasında pazarlıklar yürütülüyor.

EMPERYALİST PLAN YÜRÜRKEN HANGİ BEDEL ÖDENECEK?

PKK adlı örgüt, 40 yıldır sürdürdüğü terörist faaliyetlerden sonra şimdi neyin karşılığında silah bırakacak? “Millet İttifakı kazanırsa Öcalan’ı serbest bırakacaklar” yalanını atıp seçim propagandası yapanların kendileri Öcalan’ı serbest bırakmaya mı hazırlanıyor? Birtakım anayasa düzenlemeleri, örneğin vatandaşlığı tanımlayan 66. maddede Öcalan’ı memnun edecek değişiklikler mi yapılmak isteniyor? Yoksa daha da ileri mi gidilecek?

Hepsi halka açık seçik anlatılmak zorundadır! Üstelik bunlar şu andaki TBMM profili ile de yapılamaz. AKP’nin de yeni anayasa yapma ehliyeti yoktur. 

Daha geçen yıl, seçim mitinglerinde CHP’nin reklam filmine montajla PKK’li teröristlerin eklendiği videoyu izlettiren Erdoğan şimdi neyin peşinde? DEM’i memnun edecek anayasa değişikliklerini yapıp onları yanına çekerken 4. kez seçime girip tek adamlığını sürdürme peşinde!

Erdoğan, Bahçeli ve Öcalan’ın aktörü olduğu emperyalist bir oyunla ortaya çıkan paradigmanın demokrasi ile hiçbir ilgisi yoktur! 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları