Umut etme hakkı...

04 Ağustos 2024 Pazar

Siyasette “normalleşme” ölçüsünü bulmak kolay değil.

Bunun için “anormalleşme”nin sınırını belirlemek şart.

Bu da çok sinir bir misyon. CB hükmetme sistemi buna izin vermiyor.

***

Hayat umut demektir. “Umut hakkı” ise temel bir insan hakkıdır.

Bu hak müebbet hapis cezası almış mahkûmun bir gün salıverilmesine dair beklentisini ifade ediyor.

Hapis cezasının temel işlevi suçlunun yeniden suç işlemesini engellemektir.

İndirimsiz olarak ölünceye dek hapiste tutulacak mahkûm, ne kadar çok yaşarsa, ceza o kadar da ağırlaşacaktır.

Avrupa Konseyi Komitesi, Türkiye’nin, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilen mahkûmlar için “umut hakkı” kararında belirlenen standartlara uygun hale getirilmesini istemişti. Ancak Türkiye bunu yerine getiremediği için 1 milyon doların üzerindeki tazminatı ödemek zorunda kalmıştı.

Güney Afrikalı Nelson Mandela hapis hayatının 27. yılında 71 yaşında serbest bırakıldı. 76 yaşındaki Abdullah Öcalan, hapis hayatının 26. yılında. Dünyada ve Türkiye’de ciddi değişimler oldu. Güney Afrika, mahkemenin yetkisini tanıyan bir ülke değildi. Türkiye ise baştan beri mahkemenin yetkisini kabul ediyor.

AKP iktidarının 2009 yılında “demokratik açılım” döneminde İmralı Cezaevi’nde, 5 milyon dolarlık bir “iç-dış ve iç mimari restorasyon” gerçekleştirerek bir anlamda Öcalan’ın “umut hakkı”nı canlı tutmaya çalışıyordu.

Gelelim o günlerde yazdığımız malum yazıya (12 Aralık 2009).

AÇILIM SAÇILIM...

- İmralı’daki o mini hapishane için neden ve nasıl 5 milyon dolar harcandı? 

Avrupai olsun, “butik” bir nitelik taşısın diye mi? 

Ve niye dolar? İtalyan mobilya, ithal parke ve armatür mü kullanıldı? 

Lüksemburg’dan, Monako’dan amele mi getirtildi?

“Teröristbaşımız”, her hafta “açılım projesi”yle ilgili düşüncelerini kamuoyuna açıklıyor.

Habur’dan, Mahmur’dan gelecek mahkûmlarla ilgili görüşlerini, avukatları üzerinden iktidarla paylaşıyor. (...)

Gerçi adalet bakanlarının ondalık sayıları ve alan ölçülerini bilmeleri pek gerekli değil. Ama onlar da bu tür açıklamaları TOKİ’ye bıraksalar.

Sayın adalet bakanı, “Eskisinden sadece 17 santim ufak!” dedi. 

Ama ortaya çıktı ki bu “eksik” 17 “cm” değil, “17 cm2 fazla imiş.

Kareyi yuvarlamak da demek böyle oluyor. 

Şairin “Yuvarlağın Köşeleri” diye şiir yazması bu türden haller için olmalı!

Tayyip Bey de açılımın köşelerini yuvarlıyor. 

“Benim 75 tane Kürt milletvekilim var!...” diyerek efelenmiş, ardından “Kürt açılımı başlatıyoruz” demişti.

Ama “benim” dediği o vekillerinden birini bile milletle tanıştırmadı. 

“Kürt açılımı”nı ise “demokrasi açılımı”na çevirdi. 

Cm ve cm2 açılımı gibi bunun da yanlışlığını fark edip onu da yuvarladı... İşi “Birlik Beraberlik Projesi” açılımına döktü.

KİMİNKİ BÜYÜK?

Milletvekilleri “oda büyüklüğü bakımından” Apo’yu kıskanacak hale gelecekler. 

TBMM’de standart milletvekili odası 298 cm’ye 378 cm. 

Yani milletvekili odası 11.26 m2...

Oysa Öcalan’ın yeni odası 11.81 m2. Eskisi 11.98 m2 idi.

Özetle eskisi de yenisi de milletvekili makam odalarından daha büyük. 

Yesin içsin, önce AB’ye dua etsin.

***

Sonra da AKP iktidarına!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

10 Kasım ve Kehf Suresi 10 Kasım 2024
Ey ruhumun ruhu... 3 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları