Biten tüzük kurultayı

14 Eylül 2024 Cumartesi

CHP’nin son olağanüstü kurultayı öncesinde öylesine büyük bir gürültü koparıldı ki konuyla ilgilenenlerin çoğu büyük değişiklikler bekledi. Aylar öncesinden başlatılan hazırlıklar, binlerce belki de on binlerce insana mektup gönderilerek “Parti tüzüğü değişikliği hakkındaki düşüncelerinizi, önerilerinizi bizimle paylaşırsanız seviniz” anlamında mesaj iletilmesi ve 8 binden fazla görüş ve öneri alındığı yolundaki haberler kamuoyunda, “Tüzük baştan sona ele alınacak ve yepyeni, demokratik bir tüzük getirilecek” izlenimi yarattı.

Buna, söz konusu kurultayın 4 Eylül’de Sivas’ta başlatıldıktan sonra, 6-7-8 Eylül günlerinde Ankara’da devam edileceği ve yeni tüzüğün böyle en az üç gün yapılacak çalışmalar sonunda doğacağı anlamına gelen hazırlıklar da eklenince baştan aşağı gözden geçirilmiş ve A’dan Z’ye elden geçmiş bir yeni tüzüğe kavuşulacak izlenimi eklendi.

Belki de CHP’nin ilk kurultaylarının ortalama üç gün devam ettiğine ve tüzük, program gibi temel metinlerin her maddesinin tek tek tartışıldığına tanık olanlar bu beklentiye kapıldı.

Lakin olay başladıktan sonra anlaşıldı ki bu boşuna bir beklentidir. Nitekim tüzükte topu topu 28 maddelik bir değişiklik yapıldı ve tüm tüzük görüşmeleri ilk günde tamamlandı.

Gerçi kurultayda genellikle eleştiri konusu olan hükümlere yeni bir şekil verilmeye çalışılmış. Örneğin üyeler, adı konmadan “aktif” olup olmadıklarına göre ayrılmış. Parti aidatını düzenli olarak ödeyen, partide görev üstlenen ve verilen görevleri yerine getiren üyeye, seçme, seçilme konularında bir ölçüde ayrıcalık verilmiş ama kim aktif kim pasif ayrımında tam bir objektivite sağlayacak mekanizma kurulmamış. Belki daha doğru ifadeyle keyfiliğin kapısı tam olarak kapanmamış.

Keza en önemle üzerinde durulan milletvekili adaylarının tespiti konusunda, yıllardır uygulanan ve partiye yararı mı zararı mı çok anlaşılamayan “yoklama” usulleri korunmuş. 

Ne var ki aday belirlemede önseçim mekanizmasına belirli bir ağırlık verilmiş. Böylece CHP’den aday olmak isteyenlere “Kendini önce örgüte tanıt, oranın desteğini arkana al, sonra adaylığa talip ol” mesajı verilmiş.

Bunlar temelde olumlu değişiklikler, ama asıl istenen yani “parti adına yapılacak belirlemelerde ve tüm parti içi seçimlerin tamamında (genel başkan seçimi dahil) neticeyi delegelerin oylarıyla değil doğrudan aktif üyelerin oylarıyla belirleme” önerisi görmezden gelinmiş.

Oysa gerçek demokratik işleyişin gereği, yetki ve sorumluluğun “delege”ye değil doğruca üyeye verilmesi, böylece üyenin onları bizzat taşımasıdır. Elbet seçme, seçilme işlevini de üyenin doğrudan doğruya yerine getirmesidir. 

Üyelerin görüşlerini almak istediğinde “dijital” teknolojiyi kullanmayı benimseyen ve bunu tüzüğüne koyan bir partinin, sonuca dönük kararların alınmasında araya “delegeleri” koyması kanımca açık bir çelişki ve yeterince demokratik olmayan bir yaklaşımdır.

Bunu söyleyince eklemek isterim ki Türkiye’de kurulu 100’den fazla siyasi parti ve özellikle başa oynayan birkaç siyasi parti arasında demokrasiyi en fazla uygulayan yine de CHP’dir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Biten tüzük kurultayı 14 Eylül 2024
Gerçek beka sorunu 31 Ağustos 2024

Günün Köşe Yazıları