Tolstoy’un ruhuna da fatiha...

24 Eylül 2015 Perşembe

Tarih yazmak belli ki tarih atmak kadar zevkli ve kolay.
Dün yine yazdı.
Bir dönem, komünizmin kâbesi Moskova’da cami açılışı yaptı.
Ayrılık sevdaya, arife günü de bayrama dahildir.
Bayram dinen ne kadar mukaddes ise seçim kampanyası da siyaseten o kadar kutsal!
Marifet ikisini birleştirmekte...
Siyaset yetmedi, dinsel etkinliğe siyaset yetmedi, bir de uluslararası diplomasiyi ekledi.
Soluna Putin’i, sağına Filistin lideri Mahmut Abbas’ı aldı;
Suriye’yi, Suriyelileri konuştu; iyi de yaptı. Rusya’nın (ve Avrupa’nın) en büyük camisini açtı.
Elbette nutuk atmayı da ihmal etmedi.
Ruslara, Hz. Muhammet’i pazarlamak ayıp olacaktı. Lev Tolstoy’u tercih etti.
Daha önce Tass Ajansı’na demeç vermişti:
“Gençliğimde Dostoyevski okumuştum” (22.10. 2013).
Dün Tolstoy’u da kıraat ettiğini ilan etti:
“Tolstoy diyor ki, hayatta en önemli uğraş iyiliktir. Bir hikâyesinde de ‘art niyetle’ yakılan ateşin, o evle birlikte tüm köyü de yok edebileceğini, söylüyor”.
Helal olsun!
İtibardan tasarruf olmaz, entelektüellikte tevazu hiç olmaz.
“Art niyetle yakılan ateş” alıntısı cehennemi bir gerçeğin itirafı gibi...
Mesela “başkanlık saplantısı” da bir tür art niyet.
Bu yüzden yakılacak ateşin tüm ülkeyi sarabileceği uyarısı ise tam isabet!
Bu gerçeği Moskova Merkez Camisi önünde ilan etmesi ise tam bir takdiri ilahi.
Yaşasın Tolstoy!
Bu tür itiraflara sahne olacaksa yaşasın cami açılışları.

***

İçerideki cami sayısını Diyanet, “86 bin 106” diye ilan etmişti.
Çoğunu hayır sahipleri yaptırıyormuş.
Yurtdışındakilerin parası halkın vergilerinden...
İlhamı ise ne yazık ki daha çok tarikatlerden, cemaatlerden.
Bir dönem Avrupa’da “Milli Görüş”çülerin, “Kaplancıların” açtığı cami bizim Diyanet’ten fazlaydı.
Bu yarışa daha sonra Gülen de katıldı.
Veee...
Tayyip Bey, ilk kez AKP’nin bu yarıştan yenik çıkacağını Güney Afrika’da Nizamiye adlı caminin açılışında, fark etti.
Resmi ziyaret için Johannesburg’da bulunduğu halde açılışa gitmedi.
Cuma namazını ayrı bir camide kıldı.
Hükümet-Hizmet arasındaki ölümcül rekabet ilk kez su yüzüne çıktı.
Ama bu konuda tek satır haberyorum çıkmadı.
Ayıptır söylemesi bu durum ilk kez bu naçiz köşede yazıldı.
Ayakkabı kutularına uzayacak olan 17-24 Aralık süreci G. Afrika’da başlamış oldu.
Bayram ve Moskova Camisi vesilesiyle o yazıdan bir parça:
“Başbakan’ın, 3-5 Ekim 2011 tarihli Güney Afrika gezisi İktidar-Cemaat ‘rekabeti ve garabeti’ni görünür hale getirdi.
Ama Türkiye’den pek fark edilemedi.
Ali Bey’ diye bilinen çok zengin çok güçlü bir Cemaat ehlinin büyük katkılarıyla Selimiye Camii benzeri Nizamiye Camii açılışı yapılacaktı.
Ama Erdoğan, Cemaat’e tatsız bir sürpriz yaptı.
Açılışa gitmedi.
Cumayı daha mütevazı bir camide kılmayı tercih etti.
Etkisi hâlâ taze başka düş kırıklıkları da var... (...)
Afrika ülkelerine hükümetin Büyükelçilikler ile THY’nin yeni uçuş hatları açması aslında ‘Cemaatin paralel yapılanması’nı denetlemek için.
Ama tam tersi sonuç veriyor. (...)
İki tarafın da tek amacı var: Daha fazla mevzi kazanmak ve güçlenmek!
Gülen’in önü arkası çok sağlam!
Erdoğan’ın Çankaya’ya çıkma sevdasının ise tek nedeni var:
İktidarına Cemaati ortak etmemek!’

***

Kurbanlıklar dışında “kurbansız” nice Kurban Bayramlarına barış ve sağlık içinde ulaşmak dileğimle...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

10 Kasım ve Kehf Suresi 10 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları