Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
10 Kasım ve Kehf Suresi
M. Kemal Atatürk’ten 25 yıl önce doğdu. Ondan 12 yıl sonra da öldü. Yeryüzünün en saygın ödülleri kabul edilen Nobel 1925 ve Oscar 1938 ödüllerini kazandı. Ardında ciltler dolusu eserler, özdeyişler bıraktı:
“Hayat, kendini yaratmakla ilgili bir şeydir.”
Ve şu sözü:
“Benim gözümde hayat, çabucak sönüp giden bir mum değil, taşımak zorunda olduğum ve gelecek kuşaklara aktarıncaya kadar ışıl ışıl yanmasını istediğim muhteşem bir meşaledir.”
George Bernard Shaw (1856- 1950) Atatürk ile ilgili bir yayını yok. Daha çok insan ve insanlara dair yazdı:
“Havada kuşlar gibi uçmayı, suda balıklar gibi yüzmeyi öğrendik. Tek eksiğimiz kaldı: Bu dünyada insan gibi yaşamayı öğrenmek.” (Bernard Shaw, Aforizmalar, Çev. Celal Üster, Türkiye İş Bankası Yayınları, 2023)
Büyük Atatürk’ün bugün ölüm yıldönümü.
Cumhuriyetimizin kurucusunu hep dahili ve harici düşmanlarla olan mücadelesi ile tanıyoruz, anıyoruz.
Cepheden cepheye koşsa, savaşlar kazansa, başkomutan da olsa, devletin kurucusu, devrimlerin öncüsü de olsa hayatın bamteli hastalıklardır.
Prof. Dr. Gürbüz Erdoğan’a “Sağlık Sorunlarıyla da Savaşan Atatürk” kitabını yazdıran Bernard Shaw’un şaka yollu söylediği şu sözü olabilir mi?
“Hayat bir hastalıktır. Bir insan ile öbürü arasındaki tek fark bu hastalığın hangi evresini yaşadığıdır.”
Profesör Gürbüz Erdoğan, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahiliye-İç Hastalıkları, Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları emekli öğretim üyesi.
Üniversite ve hekimlik çevresinde yazdığı mesleki makaleler ve kitaplar nedeniyle “Hocaların hocası” olarak da anılıyor.
Atatürk’ün hastalıkları ve ölümü hakkında ne yazık ki, bilimsel kaynak çok sınırlı. İki temel kaynaktan biri Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Ana bilim dalında Dr. Eren Akçiçek’in “Atatürk’ün Sağlığı Hastalıkları ve Ölümü” (2005) adlı doktora tezi; diğeri Prof. Dr. Metin Özata’nin “Atatürk ve Hekimler” kitabı (2015).
Prof. Erdoğan, Atatürk’ün olağanüstü kişiliğini, çocukluğunu yetişme dönemini, çevresini, eylemlerini, çocukluğundan itibaren yaşadığı sağlık problemlerini inceliyor.
Ancak bu hastalıkların, tanılarını, seyirlerini, tedavilerini günümüzün bilgi ve koşullarını dikkate almaksızın, “o yıllarda yaşayan bir hekim gibi düşünmeye çalışarak" değerlendiğini belirtiyor.
***
Yedi yaşında yetim kalması, kazalar, komplolar, tuzaklar, savaş yaralanmaları, solunum sistemi hastalıkları atlatılmış, zamanın olanakları ölçüsünde tedavi ediliyor.
Ancak çocukluk döneminde yakalandığı sıtma, üriner sistem enfeksiyonu, daha sonra teşhis konulan koroner kalp hastalığı ve kronik karaciğer rahatsızlığı hem enerjisini etkilemiş hem de gündelik yaşamında önemli riski oluşturmuştur.
Her türlü zor koşullara karşın dirençli olan bünyesi ve tükenmeyen enerjisi sayesinde Kurtuluş Savaşı’nı yönetebilmiştir.
Bu süreçte zaman zaman nükseden sıtma hastalığı onu kısa aralıklarla da olsa yatağa düşürmüştür.
Koroner kalp hastalığı başlı başına ayrı bir sorundur. Bu çok önemli sorun klinik olarak teşhis edilememiş ancak son atak sırasında fark edilebilmiştir.
Karaciğer sorununa ise ciddi yetersizlik başladığında bile tanı konamamış ve tıbbi olmayan görüşler ileri sürülmüştür.
Karaciğer yetersizliğine bağlı kaşıntı ve tekrarlayan burun kanamaları ise yabancı doktorlar tarafından da değerlendirilememiştir.
Oysaki Atatürk’ün genel durumunda bazı değişiklikler oluştuğu hekim olmayan çevresi tarafından fark edilmiş ve sonuçta bizzat kendisi doktor muayenesi istemiştir.
Yalova Kaplıcaları hekimi doktor Nihat Reşat Belger tarafından hastalığın çok ilerlediği bir evrede teşhis konulabilmiştir.
Devletimizin kurucusunun suikastlar, yaralanmalar atlattığı ve çok zorlu bir yaşam sürdüğü bilinen bir gerçek. Ancak on beş yıllık cumhurbaşkanlığı dönemi de dahil rutin sağlık kontrollerinin yapıldığına dair bir bilgi de yoktur.
***
Geçen yıl 10 Kasım 2023 Cuma gününe rastlamıştı.
Diyanet’in hutbesi, Kehf Suresi 30. ayet ile bitiyordu: “İman edip dünya ve ahiret için yararlı işler yapanlar bilmelidirler ki biz güzel iş yapanların ecrini (sevabını, mükafatını) asla zayi etmeyiz.”
Devlet protokolünde konumu bakanlarla eşit Diyanet başkanı Anıtkabir’de zayi etmekten korktuğu için bugün de ortalıkta olmayacak.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Uğur Dündar'ın 'babalık' davasında karar çıktı
- Kadınlara cehennem hazırlayanlar
- İtirafçı Nevzat Bahtiyar'dan sürpriz hamle geldi
- Nasuh Mahruki'nin tutuklanma gerekçesi belli oldu!
- Avrasya tüneli trafiğe kapatıldı!
- Cem Garipoğlu soruşturmasında karar!
- MSB açıklamasında 'Erdoğan' ayrıntısı
- Elektronik kelepçeyi kırıp cinayet işledi
- Beşiktaş'tan Talisca açıklaması: 'Karar verilmiştir'
- Adnan Menderes yıktırmıştı...