Coğrafya kader mi keder mi?

06 Ekim 2024 Pazar

Dış politika, iç politikadan daha heyecan vericidir.

Dış politikayı iç politika için yaparsanız hele bu işi, Bahçeli Bey’in deyişi ile “Türkiye’nin etrafında ateş çemberi varken” ve saldırgan bir ülkeyi merkeze alıp yaparsanız, bu heyecan daha da katmerlenir.

Pahalılıktan, işsizlikten, yokluktan bıkan halk da can derdine düşer ve siyaseten muzaffer olur gibi olursunuz.

Ama sonunda vezirine yıllarca “ahaliyi oyala, idare-i maslahat eyle” buyruğu veren padişah fıkrası tecelli eder: “İdare elden gider, elde sadece maslahat kalır.”

***

Dış politikayı iç politikaya alet etmek dini siyasete alet etmekten daha kestirme sonuç verir.

Din ile dış politikayı birbiri ile harmanlayanlar da çıkar.

Bunlar hem ülkelerinin hem de dünyanın başını belaya sokarlar.

Örnek çok; “Tevrat’ı delil gösterip Fırat’tan Nil’e coğrafya İsrailoğullarının” diyen gözü dönmüş Hitler mukallitleri yüz binlerin, milyonların ülkelerinden dışarıya savrulmasına, on binlercesinin ölmesine yol açabiliyor.

***

Siyasal, toplumsal ve ekonomik ortamın sağlamlık ve istikrarı baş koşuldur.

Ülkelerin gücü oturdukları dört sütunun -maliye, askeriye, dahiliye, hariciye- sağlamlığına bağlıdır.

Birisinin oynaması ötekilerine, özellikle de hariciye üzerine binecek yükü ağırlaştırır.

Maliyenin zayıflığı dahiliyeye, iç toplumsal düzene yansır.

Kavga, saldırganlık, cinayet sokaklarda kol gezer.

Askeriye ile hariciye farklı araçlara sahip olsa da birbirine bağımlılıkları su götürmez.

Askeriyesi güçsüz bir ülkenin hariciyesi başarılı olamaz. Hele hariciyesinin yetişmiş kadroları zamanla tasfiye olmuşsa ve yerlerine atananlarda da liyakat değil sadakat öne çıkmışsa...

Dahiliyesini, güçlü bir maliyeye dayandıran, hariciyesini askeriye ile en iyi takviye eden hangi ülke ise sonunda onun dediği olur.

Ve ne yazık ki “Dünya 5’ten büyük” nizamı sürer durur.

Maliyesinin kasaları boş, dahiliyesi yokluk ve yoksulluk içinde bir ülkenin hariciyesi, eğer askerinin süngüsü de düşükse ancak ve ancak “kör diplomatik” bir faaliyetten ibaret kalır.

***

2000’lerin başında (AKP iktidar olduğu dönemde) NATO, dünyanın en tehlikeli kriz bölgelerini ilan etmişti.

Gösterdiği 19 kriz bölgesinin neredeyse tamamı sınırlarımızın çevresindeydi.

NATO’nun öngörüsü doğru çıktı.

İbni Haldun'un “Coğrafya kaderdir” sözü yüzyıllardır yinelenir durur.

Kader olsa dünya siyasi coğrafyası bir insan ömrü içinde bu kadar değişir durur muydu?

Coğrafya kader değildir.

Muktedir olmak ise hiç değildir!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Fuzuli takıntı... 29 Eylül 2024
Mehter adımıyla Viyana 22 Eylül 2024

Günün Köşe Yazıları