Bir doktor portresi

14 Temmuz 2015 Salı

Türkler, çok sigara içiyor, hayret derecede çok yağlı yiyor.”
Prof. Thomas Detre iç hastalıkları değil, ruh hastalıkları uzmanı.
Türkiye’ye ilk kez gelmiş. Çok sigara içmenin ve çok yağlı yemenin ruhsal ve kültürel boyutları üzerine çalışıyor.
Çok sigara içmemizin arkasında, “Yanıp duman olsun kül olsun bu hayat!” yollu bir bir hissiyat mı var yani?
Ya da yağlı yemeklerimizin gerisinde “Hayat zaten yavan, bari yemekler yağlı olsun” türü bir arayış mı?
Anlatmayı sürdürüyor:
Yeme içme düzeni hem kişiliğin aynasıdır, hem de hayata bakışın… Sigara ve aşırı yağlı yemek gerçekten zevk veriyorsa, insan, kalbinin teklemesini ve erken ölmeyi de göze alabilir. Bu da bir bakış açısıdır. Zevkle riskin değiş tokuşu meselesidir. Ama insan, zevki artırırken, riski de artırdığını görmelidir. Elbette bunun tersi de dikkate değer. Riski azaltmak uğruna hayattan aldığınız keyfi sıfırlamak da hoş olmayabilir!
Ve sözlerini bir sloganla özetliyor:
Sıfır risk, sıfır zevk. Garantili!
Macar asıllı. Yirmili yaşlarda Amerika’ya göç etmiş.
Doğup büyüdüğü ülkede tıbbın sunduğu dar olanaklarla yetinip vasat bir hekim olmaya razı olmak mı, yoksa ABD’nin tıp teknolojisinin de sağladığı zengin olanaklarla mesleğinde başarılı bir hekim olmak mı?
Vazgeçtikleri” ile “kazandıkları” arasındaki dengeyi kurmanın huzuru ve mutluluğu içinde konuşuyor
Nükteli bir dili var. İyi dinliyor. İletişimde hep sözü edilen “aktif dinleme” kavramının önemini onunla konuşurken daha iyi kavrıyorsunuz.
Soruyorsunuz:
- “Dinleme yeteneğiyle ‘iyi doktor’luk arasında bir bağ var mı?
Gülüyor.
İyi doktor tipi galiba öldü” diyor.
Ve ekliyor: “Eğer iyi doktordan, yumuşak, sakin, sevecen mi sevecen, elindeki körüklü çantasından dinleme aletini çıkarıp sırtınızda gezdiren, öksürten hekimi kastediyorsanız, onlar yavaş yavaş yok oluyorlar ve olacaklar.
- “Peki, yerlerine kimler gelecek?
“İyi doktor yerine, çok ehliyetli bir karaciğer nakil cerrahı, çok iyi bir radyasyon onkoloğu, çok yetenekli bir anestezist olmak daha önemlidir. Siz karaciğerinizi, aksi, suratsız hatta evde karısına kötü muamele eden ama çok ehliyeti bir cerraha mı emanet edersiniz, yoksa, Hz. İsa dokunuşlu, sıcak bakışlı dost bir doktora mı?”
Yanıtı yine kendisi veriyor:
Elbetteki eşine dahi kötü muamele eden, ama ehil olan doktora!
Bu arada “hasta hakları”nın da “insan hakları” kadar önemli olduğunu anlatıyor.
İnsan hakkını çiğnemek, her zaman ölümle sonuçlanmaz.
Ama hasta hakkını çiğnemek çoğu zaman ölümle biter.
Hasta hakkı, göreceği tedavinin ayrıntılarını bilmekten, içeceği ilacın yan etkilerini önceden öğrenmeye kadar yüzlerce hakkı içine alır.
Ve elbette unutulmaması gereken asıl hasta hakkı da tıptaki her gelişmenin sonuçlarından yararlanma hakkıdır.
Bu hekimler ve hastaneler hasta haklarını çiğnemekten mahkemeye sevk edilmedikçe, hastaların da tıbbın da geleceği tehlikededir.

***

Prof. T. Detre, Ankara Numune Hastanesi ile ABD Pittsburgh Üniversitesi arasındaki Tıbbi İşbirliği Heyeti’nin başkanı idi. nöropsikofarmakoloji alanında uzmandı. Arada Ankara’ya gelir, konferanslar verirdi.
Cumhurbaşkanı Demirel’in de doktorluğunu yapan dönemin Numune Başhekimi Prof. Osman Müftüoğlu tanıştırmış ve ahbap olmuştuk.
Uzun süredir haberleşemedik. Geçenlerde bir konuda görüş almak için aramak istedim. Vefat etmiş. Sigara hiç içmemişti. Yağlı yemekten de uzak durmuştu.
86 yaşındaymış. Asistanı Dr. Margaret McDonald, “Profesörün anavatanı Macaristan’da erkek ortalama yaşam süresi 71’dir” diye hatırlatıyor.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

10 Kasım ve Kehf Suresi 10 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları