Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
'Zaman Her Şeyi Kemirir...'
Tam da geçmiş zamanlarımızla ilgili hararetli tartışmaların başladığı şu günlerde ve sayısız ‘kitaplık düzeltme’ harekâtlarımdan birinde, altmışlı yıllarda almış olduğum bir kitap yeniden elime geçti. ‘Human und Urban’ başlığını taşıyan Almanca kitap, 1965’te Goldmann Yayınevi’nde basılmış ve Roma İmparatorluğu dönemine ait Latince özdeyişleri içeriyor. Seçkiyi hazırlayan Heinrich G. Reichert, her özdeyiş için yorumlayıcı bölümler kaleme almış. Almanya’nın ünlü ‘Die Zeit’ gazetesi, zamanında kitabı şöyle tanıtmış: “Her bölümü, başlı başına bir kültür tarihi…”
\nKitapta ‘zaman’ üzerine de bağımsız bir bölüm var; burada yorumlanan özdeyiş ise ‘Tempus edax Rerum’; “zaman her şeyi kemirir” diye çevrilebilir. Seçkiyi hazırlayan, bu bölüme ait yorumuna şu satırlarla başlıyor: “Her şeyin geçiciliği ve sonluluğu karşısında, zaman ve ölüm karşısında, insanoğlu kendini özellikle güç durumda hisseder, ama bunları görmezlikten de gelemez. Bu yüzden, yürekli bir tutumla gerçekleri görmeye ve acı son karşısında da yıkılmamaya çalışır. Kimi zaman Stoik bir tutum takınır ve felsefe yaparak gerçekliği aşmaya çalışır, kimi zaman da hayatı olabildiğince dolu yaşayarak ve dudaklarında bir gülümsemeyle bir ‘farkında olmadığı’ yanılsamasını yaratma çabasına girişir. Zamanın yalnızca iyi yanını görür ve zamanı bütün yaraları iyileştiren, bütün kötülüklere çare arayan bir doktor sayar…”
\nBundan sonraki satırlar ise, okuru zaman denilen olgunun katı ve yadsınamaz gerçekliği ile karşı karşıya getirir: “Fakat bu bağlamda hiçbir savunmacı felsefe, olguları konu alan hiçbir Sofist oyun yardımcı olamaz. Zaman, daha biz onu düşünürken geçip gider, günler ve saatler, zamanı unutturmayı amaçlayan tüm yalanları cezalandırır. Var olan ne varsa, oluşur, akar ve geçer. Zaman, başka deyişle art ardalık konumu, insanoğlunun hayatı ve yapıp ettikleri için de geçerli olan konumdur. Geçmiş, şimdi yaşanan ve belki de gelecekte yaşanacak olan – insanoğlu kendine zamanı ölçüt aldığında, varoluşunu böyle bir perspektiften görür. Özellikle de bu yüzden insan, bir tarihe kavuşabilir. Evet, insan kendi eylemi ile değişim geçirebildiği ve yaşadıkları ile kaçınılmaz olarak karşılaştırdıklarını özgür kılabildiği takdirde, tarih de yapabilir…”
\nReichert’in yorumuna göre ‘zaman’, Roma antikçağında yaşamış insanın hayat denilen sürekli akışa değgin en dâhiyane buluşudur. Ama bu buluşu yapan insan, onunla birlikte kendi kendisine sonrasız bir ‘tiran’ da yaratmıştır. Başka deyişle yaşanmakta olan zamanın, hele yaşanmış zamanın getirdiklerinden ve yaşattıklarından sonradan kaçabilmesi, artık olanaksızdır. Tarih, kendisiyle hesaplaşılmış zamandır; ve aynı tarih, böyle bir hesaplaşmanın dürüstçe yapılmasında, hangi nedenlerle olursa olsun, geç kalınmasının, insanoğlunu yaşanmış zamanlardan kurtarmadığını, tam tersine, zamanı geldiğinde, ‘zamanın’ onun başına bela kesilmesini sağladığı acımasız bir biçimde kanıtlayan bir süreçtir…
\n\n\n
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
En Çok Okunan Haberler
- 250 bin TL'nin getirisi ne kadar?
- İstanbul'un 7 ilçesinde yarın su kesintisi uygulanacak
- İstanbul'da aile katliamı
- İktidarın '25 Kasım' korkusu
- AKP sayesinde bu düş de gerçek oldu!
- Malatya depremi: 'Endişe verici' diyerek uyardı!
- Akalın'dan İYİ Parti'yi karıştıracak açıklama
- Hedefteki teğmenlerle ilgili yeni gelişme!
- Gökçek döneminde belediyeden geçen karar pes dedirtti!
- Türk ordusunun Kubilaysızlaştırılması