Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
‘Sınırsız şimdiki zaman’ tuzağı...
20. yüzyılın en önemli tarihçilerinden Eric Hobsbawm’ın “Kısa 20. Yüzyıl” adlı eserinin (Everest Yayınları, 8. basım) hemen başında karşılaştığım bir kavram: “Sınırsız şimdiki zaman”. İlk bakışta bir çelişki gibi, zira “sınırsız” nitelendirmesine rağmen sınırlılığı da hemen “şimdiki...” sözcüğü ile dile getiren bir söylem. Dolayısıyla, sınırsızlığı düşünülemeyecek bir zaman parçası.
Sanki bir aldatmaca. Sanki değil, öyle, çünkü Hobsbawm “sınırsız şimdiki zaman” kavramı ile tam da 20. yüzyılda oluşturulan bir aldatmacaya dikkati çekiyor. Her biri bir çağ dönümünü yansıtacak kadar radikal olaylarla dolu bir yüzyılda, bu olay zenginliğinden yararlanarak kitleleri aslında yaşananın bir “sınırsız şimdiki zaman” olduğuna inandırmak. Böyle bir girişim, kitleleri sınırsız, dolayısıyla da buyurgan bir erkin boyunduruğu altına sokmak için son derece etkili ve elverişli. Zira içinde yaşadığının bir “sınırsız şimdiki zaman” olduğuna inandırılan kitle, varsa bile, bu zamanın öncesini ve sonrasını düşünme alışkanlığından uzaklaştırılabilir, bu bağlamda bir eğilime yabancılaştırılabilir. Hayatın en önemli bölümünün “şimdiki zaman”da geçtiğine inandırılan birey ve - artık “toplum” kimliğini yitirmeye yüz tutmuş- kitle için “şimdiki zaman”, yakasını neredeyse kurtaramayacağı bir uyuşturucuya dönüşür. Bu uyuşturucunun esrikliği, geçmiş zaman üzerinde kafa yormayı, hele geçmişten dersler çıkarma gibi bir çabayı gittikçe daha bir gereksiz gösterir.
‘Zaman, bugündür...’
Geçerli kılınmak istenen slogan, budur. Geçmişin ne kadarının bugün ile ilintili olduğuna iktidar sahibi karar verecektir. Bu nedenle “resmi tarih”, aslında buyurgan iktidar sahibinin kendi iktidarını haklı göstermek için geçmişten seçtiği, çoğunlukla da yalnızca seçmekle kalmayıp aynı zamanda çarpıttığı sahnelerden ibaret bir tarihtir. Diktatörler için geleceğin en “emin” yolu, bu türden düzmece bir tarihin süzgecinden geçme bir tarihtir.
Peki, böyle bir tarih, kitleler için inandırıcı kılınabilir mi? Elbette kılınabilir. Bütün bir toplumu kapsamına alan eğitim sistemi zamanla giderek artan bir hızla düşünme temelinden uzaklaştırılırsa, düşüncenin yerine hemen her alanda doğruluğunun tartışılması türlü yollarla engellenen “inançlar” geçirilirse, kitlelerin zamanla en olmayacak tarihleri bile kendilerinindir diye benimsemeleri sağlanabilir.
Ve böylesine yoğun bir “sınırsız şimdiki zaman” atmosferi, kitlelerin gelecek bağlamındaki en somut gerçekler karşısında bile mutlak bir körleşmeye sürüklenmeleri sonucunu doğurabilir...
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Karga videosu sosyal medyada viral olmuştu!
- Öğretmenlik meslek kanunu taslağı...
- Atatürk'ün kullandığı parfümden üretti!
- Minikler Cumhuriyet'in ilanını gazete dağıtarak duyurdu
- Şok İddialar! Oktan Keleş: TUSAŞ Saldırısının Arkasında
- Bu kadarı pes! Çöp evden 10 kamyon çöp çıktı
- Prof. Dr. İlber Ortaylı'dan Antalya'ya turizm eleştirisi
- FETÖ elebaşısı Fethullah Gülen öldü
- Eğitimde sorunlar çığ gibi büyüyor! Öğrenciler aç, okull
- ABD seçimleri dünyayı nasıl etkileyecek?
En Çok Okunan Haberler
- Polis engelledi, Özel yurttaşlara çağrı yaptı
- Ahmet Özer'in gözaltına alındığı görüntüler ortaya çıktı
- Özgür Özel Esenyurt'ta konuşacak
- Akşener’den kayınbiraderi hakkında suç duyurusu
- Vaizden Atatürk ve Cumhuriyete hakaret
- Yurttaşlar Özel'in Demirtaş ziyaretini nasıl karşıladı?
- 'Ben şimdi 'I love you' desem...'
- Ersan Şen ve DEVA Partili Ekmen arasında büyük tartışma
- Amca Salim Güran cinayet gecesi dereye gitmiş!
- Erdoğan'ı yenen isim belli oldu