Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Savaş ve Barış Üzerine Notlar...
Savaş ve barış üzerine, şimdi her zamankinden daha çok düşünmek ve konuşmak zorundayız. Hem de bu ikisini, yani savaşı ve barışı birbirinden yapay bir tutumla ayırmaksızın. İki uçta yer alan bu iki olgunun o tuhaf, belki de tüyler ürpertici birlikteliğini ve bütünlüğünü de görmezlikten gelmeksizin.
\nÇünkü tarih, bize savaşın ve barışın senaryolarının birbirinden kopuk yazılamayacağını gösteriyor.
\nMilli Mücadele, adına Sevr Antlaşması denen paçavranın onuruna değer veren hiçbir toplumca kabulünün mümkün olmaması nedeniyle başlamıştı.
\nLozan’da ise genç çiçeği burnunda Türkiye Cumhuriyeti, onca devletin karşısında bir savaşın, yani Milli Mücadele’nin galibi olduğu için direnip barışı elde edebilmişti.
\nMustafa Kemal, savaşın ve barışın senaryolarını, tam bir denge içerisinde, birlikte kaleme alabildiği için devlet adamıydı. Onun ardından gelen İsmet İnönü ise, koskoca bir Dünya Savaşı’nın ortasında, ülkesine ait savaş ve barış senaryolarını doğru kaleme alabildiği için tarihe devlet adamı olarak geçti.
\nAtatürk ve İnönü’den sonra, Türkiye Cumhuriyeti savaşın ve barışın senaryolarını bir bütün halinde, doğru yazabilen devlet adamlarına hasret kaldı. Onlardan sonra gelenler ya savaşın senaryosunu hazırlarken barışı ihmal ettiler ya da barışın senaryosunun çekiciliğine kendilerini kaptırmaları yüzünden savaşı gözden kaçırdılar.
\nBu, Kıbrıs’ta da, ondan sonra gelen Güneydoğu Savaşı’nda da böyle oldu.
\nHele Güneydoğu’da, savaşa savaş demekten kaçınmanın savaşı savaş olmaktan çıkaracağına inanılması, bu devleti yönetenlerin ve sorumlu görevler üstlenmiş olanların en büyük gafıydı. Kulağa biraz çelişkili gelebilir ama, savaşa gerektiğinde ‘savaşın hakkını’ vermemek, başka deyişle teröristlere ‘devlete layık’ düşman payesi(!) vermekten kaçınmak, yalnızca sürüp giden bir savaşın daha da uzamasına ve yaygınlaşmasına yol açtı.
\nAnlamsız bir ‘küçümseme’ ve ‘önemsememe’ politikası, varlığını şimdilerde de sürdürmekte. Dün ve bugün, yani Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin doksanlı yıllardan bu yana en büyük silahlı saldırıya uğradığı sıralarda, medya “200-300 kişilik” bir terörist grubunun sınırlarımızdan içeri sızdığı haberiyle çalkalanmakta.
\n‘Sızma’nın sözlük anlamı ‘azar azar süzülüp çıkmak’ veya ‘çok az miktarda süzülerek girmek’ diye verilmektedir. Yani, örneğin birkaç kişi ya da küçük bir grup, sınırlardan içeri ‘sızabilir’.
\nAma geniş bir cepheyi hedefleyerek gelen iki yüz, üç yüz silahlı kişinin yaptığına ‘sızmak’ değil, düpedüz ‘saldırmak’ denir. Böyle bir saldırıya sızıntı demek, parçalanmış bir boruyu sanki yalnızca sızıntı yapıyormuş gibi onarmaya kalkışmaktan farksızdır.
\nYani, sonuç vermez.
\nYakın bir geçmişte, bu ülkenin topraklarının belli bir kesiminde birileri ‘siyasi özerklik’ ilan etti. Birkaç gün önce bu ülkenin Cumhurbaşkanı, o bölgeye programı önceden açıklanmayan bir ziyaret yaptı. Böylece bu ülkede, ziyaret programı önceden açıklandığında Cumhurbaşkanı’nın güvenliğinin yeterince sağlanamayabileceği bölgelerin bulunduğu, kendiliğinden kanıtlandı. Bunun hemen ardından da aynı bölge, sınırların ötesinden gelen bir saldırıya hedef oldu.
\nBaşta da dediğim gibi, savaş ve barış üzerine, şimdi her zamankinden daha çok düşünmek ve konuşmak zorundayız. Hem de neye savaş, neye barış diyeceğimizi artık her zamankinden çok daha dikkatli düşünerek!
\n\n\n
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Karga videosu sosyal medyada viral olmuştu!
- Öğretmenlik meslek kanunu taslağı...
- Atatürk'ün kullandığı parfümden üretti!
- Minikler Cumhuriyet'in ilanını gazete dağıtarak duyurdu
- Şok İddialar! Oktan Keleş: TUSAŞ Saldırısının Arkasında
- Bu kadarı pes! Çöp evden 10 kamyon çöp çıktı
- Prof. Dr. İlber Ortaylı'dan Antalya'ya turizm eleştirisi
- FETÖ elebaşısı Fethullah Gülen öldü
- Eğitimde sorunlar çığ gibi büyüyor! Öğrenciler aç, okull
- ABD seçimleri dünyayı nasıl etkileyecek?
En Çok Okunan Haberler
- Kayyumdan ilk fotoğraf
- AKP'li Şamil Tayyar'dan yandaş medyaya tepki
- Polis engelledi, Özel yurttaşlara çağrı yaptı
- Ahmet Özer'in gözaltına alındığı görüntüler ortaya çıktı
- Özgür Özel Esenyurt'ta konuşacak
- Esenyurt Belediyesi'ne kayyum!
- Akşener’den kayınbiraderi hakkında suç duyurusu
- Mansur Yavaş'tan ilk 'Ahmet Özer' tepkisi
- Yurttaşlar Özel'in Demirtaş ziyaretini nasıl karşıladı?
- 'Ben şimdi 'I love you' desem...'