Perdelerin Arkasında Ne Var?

24 Ağustos 2012 Cuma
\n

\n

Kalemimle, hocalığımla ve belki hepsinden de önemlisi seyirciliğimle tiyatro ile yıllardır iç içeyim. Şimdi, yeni bir sezonun başlamasına çok az kala, edindiğim deneyimleri dost acı söyler misali bir uyarı çerçevesinde dile getirmek istiyorum. Bunun için de doksanlı yılların sonunda yazdığım bir yazıyı bazı değişikliklerle aşağıya alıyorum:

\n

Gazete ve dergiler ilan etti: Eylül ayında perdeler açılıyor

\n

Güzel. Çok sevindik. Özlemiştik. Ama şimdi, yalnızca sıradan ölümlülerolarak, yalnızca seyirci kimliğimizle sormak istediklerimiz var. Herhangi bir art niyetle falan değil, tamamen tiyatroya yine kavuşmanın coşkusuyla!

\n

Bu yıl perdelerin arkasında neler var? Bize neler oynayacaksınız? Neler göstereceksiniz?

\n

Günümüzü gösterecek misiniz? Yoksa oyunculuğu, aslında bizim olmayan günleri bizim sanmamız için mi kullanacaksınız? Perdelerin arkasından hangi hayatların hangi sahneleri çıkacak? Bizi yaşamakta olduklarımız üzerinde düşünmeye elbet belli etmeden ve eğlendirerek zorlayabilecek misiniz? Yoksa, yaşamakta olduklarımızı bize unutturmaya mı çalışacaksınız?

\n

Evet, bize nasıl bir oyun oynayacaksınız? Başta hukuk devletiniteliği ve demokrasisiolmak üzere, hemen her şeyi göstermelik bir ülkede, sizler de yalnızca gösterilerle mi yetineceksiniz?

\n

Nasıl oynayacaksınız? Var olmayan bir gerçeklik varmışçasına mı, yoksa olmayanın olmadığını, olanın da yetersizliklerini ve aksaklıklarını vurgularcasına mı? Evet, nasıl oynayacaksınız?

\n

Tiyatronun büyüsünü, olup bitenleri perdeleyen bir esrikliğe dönüştürmek için mi, yoksa bizi ayıltmak amacıyla mı kullanacaksınız? Eğer yalnızca bizleri büyülemekle yetinecekseniz, hiç zahmet etmeyin. Çünkü biz, nicedir zaten büyülenmiş bir toplumuz. Bu arada, sahneye yalnızca oynamak için çıkacaksanız onu da boşuna yapmayın. Çünkü biz, on yıllardır birbirimize ve asıl önemlisi! kendimize oynamayı zaten yaşamak diye adlandırmaktayız. Bizler kendimizi buna öyle kaptırdık ki, artık hemen hiçbir şeyin gerçek yüzünü görmek istemez olduk. Biz, yanılsamalarımızla yaşıyoruz.

\n

Sizlerin işi bu yüzden hem çok kolay hem de çok zor. Kolay olanı, bizi yanılsamalarımızda pekiştirmeyi seçmeniz. O zaman bizimle çok kolay anlaşabilirsiniz. Birlikte müthiş bir iletişim yanılsaması inşa edebiliriz. Sizlerden nasıl daha yoğun yanılsamalar yaşayabileceğimizi öğrenebiliriz. Böylesi de bizi, temel soruların yanıtlarını kendi iç dünyamızda aramak zahmetinden bir yıl daha kurtarmış olur.

\n

Ama zoru seçerseniz, kalkıp: Ben sizlerin gözünü açacağım, çünkü ben, tarihi boyunca ancak eleştirel olabildiği ölçüde adını hak edebilmiş bir sanatın işçisiyim; o yüzden eğlenmeye geldiğinizi düşünürken beyninizden vurulmuşa da dönebilirsiniz derseniz, işte o zaman tiyatro olursunuz.

\n

Bunu da yapabilirsiniz.

\n

YAPABİLECEK MİSİNİZ?

\n

Eski yazım, burada bitiyordu.

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları