Ahmet Cemal
Ahmet Cemal cemal.cemdost@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Oskar Kokoschka, İstanbul ve Bir Kolektif Suç...

03 Şubat 2012 Cuma
\n\n

\n

\n

\n

Birkaç defa İstanbula geldiği bilinen ve bu şehri yansıtan nefis suluboya tabloları bulunan dünyaca ünlü Avusturyalı ressam Oskar Kokoschkaya (1886-1980) atfolunan bir anekdottur. \n

\n

Sanatçı bir İstanbul hayranıdır ve bu şehrin denizden görünen silueti ile Boğaziçi manzaralarını asla unutamaz. Bu yüzden şehri yeni evlendiği eşine de mutlaka göstermek ister. Havaalanından taksiye bindikten sonra ilk gidecekleri yer, Tarabyadır. Sanatçı, daha önceki gelişinde bugünkü Tarabya Oteli ucubesi ile değil, fakat Boğaz kıyılarına bir biblo gibi yayılan, sadece birkaç katlı eski Tarabya Oteli ile karşılaşmıştır. Taksi yaklaştığında o eski otelin yerinde, yörenin tüm güzelliklerine meydan okuyan bir çirkinlik anıtı gibi yükselen yeni otel binasını gören Kokoschka, şoföre derhal havaalanına dönmesini söyler. Şaşıran eşine de şöyle dediği rivayet edilir: Ben sana başka bir şehir gösterecektim, ama yanılmışım. Çünkü o büyülü şehir artık yok!\n

\n

Kokoschka bugünkü İstanbulu görseydi ne düşünürdü, tahmin etmesi gerçekten güç. Buna karşılık gerçekliğinden asla kuşku duyulmaması gereken bir olgu var: Bugün İstanbulun tarihi siluetinin bozulmasıdiye anlatılmaya çalışılan durum, aslında korkunç bir kolektif suçun, uygarlığa ve kültür mirasına karşı işlenmiş bir suçun kanıtıdır. \n

\n

Bu suç, bin yıllık bir dünya imparatorluğu olarak tarih sahnesinde kalmış Doğu Roma İmparatorluğunun, yani Bizans İmparatorluğunun başkenti Konstantinopolise, ardından yedi yüz yıllık Osmanlı İmparatorluğununpayitahtıİstanbula ve nihayet Türkiye Cumhuriyetinin ilk döneminin İstanbuluna karşı işlenmiştir.\n

\n

Ve bu suç, kolektif bir suçtur. Bu suçun bir başka özelliği de, bir defa işlenip son bulmuş bir suç olmamasıdır. Karşımızda, başladığı andan bugüne hep süreklilik kazanan, son zamanlarda ise inşa edilen her yeni gökdelenle ve AVM ile daha bir yoğunlaşıp ağırlaşan uygarlık suçu bulunmaktadır. Suç kolektiftir, çünkü on yıllardan bu yana neredeyse bu suça ortaklık etmemiş tek bir kent yönetimi ve iktidar yoktur. \n

\n

Yakın bir geçmişte İstanbulu ziyaret eden bir İtalyan mimarı ile vapurla Kadıköyden Köprüye geçtiğimiz sırada, kendisine şu soruyu sormuştum:Bu şehir sizin elinizde olsaydı ve elinizde bir mimar olarak yetki bulunsaydı, ne yapardınız?\n

\n

İtalyan konuğumuz, şehrin eski kesimini, yani Ayasofyanın, Topkapı Sarayının ve Sultanahmet Camisinin bulunduğu bölgeyi işaret ederek şöyle demişti: Bizim elimizde olsaydı, şehrin bu tarihi kesimini tamamen iskâna kapatırdık…” İstanbulun orasına burasına gökdelenlerle tecavüz edilmiş kısmını işaret ederek: Peki burası için ne yapardınızdiye sormam üzerine de hiç duraklamadan şu karşılığı vermişti: Hiçbir şey, çünkü orası artık bitmiş. Bence en iyisi, orayı bundan böyle İstanbuldan bile saymamak. Kulağıma gelmişti, o kesim için modern İstanbuldeniyormuş Bu, şehir mimarisi ve kültürü adına çok büyük, aynı zamanda da çok acemice bir yalan; çünkü hiçbir tarihi şehir, görünüşüyle ve konumuyla bütün bir tarihi yıkılarak, yozlaştırılarak modernleştirilemez!\n

\n

Şimdi ben derim ki, şu İstanbulun silueti bozuldu bozuluyormavalına artık bir son verelim. Böyle süslü sözler söylemek yerine, mertçe şöyle diyelim: Biz, rantın cazibesine dayanamayıp bu şehrin bir bölümünü elden çıkarttık. Bu nedenle orayı artık İstanbuldan saymayın!Hatta bir de -espri yaptığımızı sanarak!- şunu ekleyebiliriz: Bu modern kesimin adı, artık Para-Kent!\n

\n

Ve -moderndüşünen bir insan olarak- benden de bir öneri: Şu Topkapı Sarayının bulunduğu yere de dev bir AVM inşa edip, sarayı -tıpkı Emek Sineması için öngördüğümüz gibi- onun en üst iki katına yerleştirsek, nasıl olur sizce? İstanbula tamamen Osmanlı üslubunda bir AVM pek de yakışmaz mı?

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları