Ahmet Cemal
Ahmet Cemal cemal.cemdost@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Onat Kutlar'dan Yarına Mektuplar...

27 Temmuz 2012 Cuma
\n

Yapı Kredi Yayınları, Onat Kutların (1936-1995) mektuplarınıYeter ki Kararmasın …” başlığıyla Bütün Yapıtlarıarasında yayımladı.

\n

1982-1984 yılları arasında kaleme alınmış mektuplar. Yayınevi, arka kapak yazısında çok yerinde olarak mektup-denemenitelendirmesini yapmış. Gerçekten de, metinler okunduğunda düzyazının nerede şiire karıştığını, denemenin nerede nöbeti şiirden devraldığını saptayabilmek olanaksız gibi. Bu karışım, belki de kitaba kendine özgü bir gerçeklik kazandırıyor. Çünkü o karışık zamanlardakaleme alınmış metinlerin türler arasında sürekli bir yolculuğa çıkması, yazılan zamanların aynası olma noktasına yaklaşmayı sanki daha bir kolaylaştırmış. Mektupların kimlere yazıldığına gelince, kitabın yedinci sayfasına konan kısa not, bu soruyu hemen önemsiz kılıyor:

\n

Bu mektuplar aslında sanadır sevgili arkadaşım.

\n

Adını bile bilmediğim sana.

\n

Öylesine yakından ve derinden tanıyoruz ki birbirimizi,

\n

öylesine ortak bir umut ve bilinçle paylaşıyoruz ki yeryüzünü,

\n

yaşama öylesine inanıyoruz ki,

\n

adını bilmesem ne çıkar?

\n

Onat Kutlar, 1995 bitiminde uğradığı bir bombalı saldırıda aldığı yaraların sonucunda, 11 Ocak 1995te yaşatamadıklarımızarasına karışmıştı. Sonraki zamanlarda katilinin veya katillerinin adını hiç merak etmedim. Çünkü asıl merak edilmesi gereken, yüzyıllar önce Yunusları, Pir Sultan Abdalları yetiştirmiş toprakların yirminci yüzyılın sonunda nasıl olup da Onatların öldürülebildiği bir iklime dönüşebildiği idi. Bu sorunun aslında çok iyi bilinen yanıtı hiçbir zaman yüksek sesle dile getirilmedi. Aradan geçen zaman içerisinde bu iklimin insancıklarının çok büyük çoğunluğu hep bu yüreklilik gösterilmeden de aydın olunabileceğine, sanat yapılabileceğine, edebiyatın varlığından söz edilebileceğine, kısacası insan ve adamolunabileceğine inanarak yoluna devam etti. Bugün bu yolun vardığı yer, yukarıdaki bağlamda yaşamayı çok daha kolaylaştırıyor. Çünkü artık düşünme ve hayatı sorgulama eylemlerinin çok uzağında, sadece inanarak yaşamanın umarsız rehavetiiçerisinde yaşamaktayız. Ve böylesi, bizi merak denilen o illetten kurtarır

\n

Yeter ki Kararmasın …” yetmiş beş sayfaya – ‘meraklısı için - belki yüzlerce soru sığdırabilmiş bir kitap. Ve neredeyse her saptama, bugüne, özellikle de yarına yönelik soruların çekirdeği diye yorumlanabilir. Örneğin Kutlar, Balyoz ve Özgürlük başlıklı mektup-denemesinin bir yerinde seksenli yılların düşünen ve tartışan gençliğine şu itiraflarda bulunmuş: Sinemayla ilginizi, Sinematekteki, sinema kulüplerindeki tartışmalardan bilirim. Biz, sinema yazarları, yönetmenler, senaristler biraz kızardık size. Tatlı tatlı giden konuşmaların bir yerinde, salonun bir köşesinden parmak kaldırır, utangaç ama cesur ve tok bir sesle karşı çıkardınız:Çözüm nerede?diye sorardınız çoğu kez. Bir gerçeği saptamakla yetinecek miyiz?Toplumsal yaşamın tüm alanlarında olduğu gibi sinemada ince denge ve kâr hesaplarına, biçim oyunlarına, kariyer kaygılarına aklınız ermezdi. Bu yüzden her yerde yadırganırdınız. Sorularınızın pervasızlığı, bizdeki sadist duyguları kamçılardı. Susturmak isterdik, nice hoşgörülü olursak olalım. Çünkü her yerde, her türlü rahatlığı bozuyordunuz. Hele bu yüzlerce yıllık otokrat, rahat ve sert toplumda. Bir de aceleciydiniz…”

\n

Oysa bu bakımlardan her şey, bu toplumda şimdi daha rahat. Gençleri, düşünen ve sorgulayan kim varsa herkesi susturmak, bir istek olmaktan çoktandır çıkıp eyleme dönüştü. Kariyer kaygılarıise yerini, bilimi saf dışı etmişçağdaş üniversitelerimizde en seçkin akademisyenlertarafından verilen kariyer eğitimlerinebıraktı!

\n

Bu yüzden Onat Kutların mektupları, ancak yarına yazılmış olabilir

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları