Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Nefret Kültürü ve Yarının Tarihi (3)
Geçen haftaki yazımı şöyle noktalamıştım: “…Yani, bir nefret kültürünün egemenliğinde gerçekleşen duygusal doz aşımı durumunda, ne savaş için söylenenler yalnızca savaşta, ne de seçim için söylenenler yalnızca seçim meydanlarında kalabiliyor!”
\nBireyleri ve toplumları gırtlak gırtlağa getirmek için damarlara verilen nefret zehrini istendiğinde etkisiz kılabilecek bir ilaç, henüz bulunmadı. O yüzden savaşlarda çarpışmaları durduran barış antlaşmalarının altındaki imzalar, yıllarca birbirinin kanını dökmüş olan toplumların karşılıklı nefretlerini ortadan kaldıramıyor.
\nDemokrasinin(!) geçerli olduğu ülkelerde de meydanlarda atılan nutukların sonucu aynı. İktidara aday olan parti, seçmenlere neden kendisini seçmeleri gerektiğini anlatırken partiler demokrasisinin sınırlarını aşıp öteki partilerin aslında ‘olmamaları gerektiği’ gibi bir telkinin kapılarını çalmaya başladığında, rüzgâr ekip fırtına biçmenin en somut örneğini sergilediklerinin farkına varamıyorlar. Ya da \t-daha kötüsü! – aslında farkındalar, çünkü gerçekte istedikleri, bundan farklı değil. Yani: ‘Öteki partiler keşke hiç olmasalar!’
\nTürkiye Cumhuriyeti’nde durum, ne yazık ki bu. Ve bu durum, daha en baştan, başka deyişle çokpartili demokrasiye geçildiğinden bu yana, ‘iktidar’ ve ‘muhalefet’ kavramlarının üzerinde yeterince düşünülmemiş olmasından kaynaklanıyor. Ülkemizde 1950’lerden bu yana uygulama, hemen hiç değişmedi. Çünkü bu ülkede ‘muhalefet’, iktidarın bütün yaptıklarını baştan aşağı kötülemekle eşanlamlıdır. ‘İktidar’a göre ise muhalefet, her eleştirisinde haksızdır. Böyle bir anlayıştan yola çıkıldığında, her iki kampın ‘yapılması gerekenler’i, beş aşağı üç yukarı aynıdır. İktidara düşen, muhalefetin bütün eleştirilerini – haklı haksız ayrımı yapmaksızın – yerin dibine batırmak için elinden geleni yapmaktır. Bu hedefe varabilmek için de gerektiğinde en ahlak dışı iftiralara ve o iftiraların araçlarına başvurmaktan çekinmemektedir. İktidar, muhalefeti seçmenlerin gözünde öylesine kötülemelidir ki seçmenler de: “Böyle parti(ler) olmaz olsun!” diyerek oylarını iktidardan yana kullanabilsinler!
\nÖte yandan muhalefete düşen, seçmenleri iktidarın o güne kadar vatan ve millet lehine tek bir olumlu adım bile atmadığına inandırmak için elinden geleni ardına koymamak ve bunun için, ahlaki olup olmadığına bakmaksızın, bütün araçlara başvurmaktır.
\nBöyle yörüngeleri temel alan seçim kampanyaları, gerçekte – bilincinde olunsun ya da olunmasın – yalnızca sonuçlarının korkunçluğu önceden asla kestirilemeyecek bir nefret kültürünün ideal araçlarıdır.
\nGerçek demokrasilerin egemen olduğu ülkelerde seçimlerin hemen ardından siyasi kadroların verdikleri mesaj, şöyle özetlenebilir: “Artık seçimler bitti, seçmenlerin tercihleri belli oldu, şimdi bu tercihler doğrultusunda ve – burası çok önemli! – hep birlikte, ülke için neler yapabileceğimize bakalım!”
\nTürkiye Cumhuriyeti, nefret kültürünün en yoğun düzeye vardırıldığı ve yaygınlaştırılmaya çalışıldığı seçim kampanyalarından birini geride bıraktı. Yeni seçilen Türkiye Büyük Millet Meclisi, bu nefretin yoğunluğunu azaltmayı gündeminin ilk sırasına almadığı takdirde, bu nefretten kaynaklanan düşmanlıkların çok daha büyük bir hızla yayılacağını söylemek, bir kehanet sayılmamalıdır!
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Karga videosu sosyal medyada viral olmuştu!
- Öğretmenlik meslek kanunu taslağı...
- Atatürk'ün kullandığı parfümden üretti!
- Minikler Cumhuriyet'in ilanını gazete dağıtarak duyurdu
- Şok İddialar! Oktan Keleş: TUSAŞ Saldırısının Arkasında
- Bu kadarı pes! Çöp evden 10 kamyon çöp çıktı
- Prof. Dr. İlber Ortaylı'dan Antalya'ya turizm eleştirisi
- FETÖ elebaşısı Fethullah Gülen öldü
- Eğitimde sorunlar çığ gibi büyüyor! Öğrenciler aç, okull
- ABD seçimleri dünyayı nasıl etkileyecek?
En Çok Okunan Haberler
- Kayyumdan ilk fotoğraf
- AKP'li Şamil Tayyar'dan yandaş medyaya tepki
- Polis engelledi, Özel yurttaşlara çağrı yaptı
- Ahmet Özer'in gözaltına alındığı görüntüler ortaya çıktı
- Özgür Özel Esenyurt'ta konuşacak
- Esenyurt Belediyesi'ne kayyum!
- Akşener’den kayınbiraderi hakkında suç duyurusu
- Mansur Yavaş'tan ilk 'Ahmet Özer' tepkisi
- Yurttaşlar Özel'in Demirtaş ziyaretini nasıl karşıladı?
- 'Ben şimdi 'I love you' desem...'