Masumiyetini Yitiren Toplum… (23.06.2014)

23 Haziran 2014 Pazartesi

Shakespeare’in en görkemli ve en sarsıcı dizelerinden biridir…
Kralın uykuda öldürülüşünden hemen sonra gelen o tek bir dize: “… Macbeth, uykuyu öldürdü.”
Uyku, masumiyettir.
Uyuyan insan ne iyidir ne de kötüdür. Çünkü hiçbir şey yapamaz. O, uyuduğu sürece sanki sonsuz bir edilginliğe yargılıdır.
Ve işte o yüzden uyku, masumiyettir.
Uykudaki insanı öldürmek ise, belki de masumiyetin yeryüzündeki son kalesini yıkmaktır. Yani, Shakespeare’in ağzından: “…Macbeth, uykuyu öldürdü …” Sanki böyle bir cinayetin ardından yeryüzü insanlarının başlarını sokabilecekleri hiçbir sığınak, hiçbir kale kalmamıştır. Ve uyuyan insan’ı öldüren insan, hemcinslerinin elinden Montaigne’nin son kale’sini de almıştır. Çünkü içimizde o zamana kadar inşa edebildiğimiz hiçbir kale, ne kadar güçlü ve duvarları ne kadar kalın olursa olsun, bizi böylesine bir kirletilmişlikten korumaya yetmeyecektir.
Gezi Olayları sırasında evine pazar kahvaltısı için ekmek almaya çıkmışken başından kasten vurulan, ama vurulduğu anda ölmeyen, vurulduktan birkaç gün, birkaç hafta, birkaç ay sonra da ölmeyen –
Tam 269 gün boyunca yatağında dirhem dirhem eriyerek, 45 kiloluk çocuk bedeninin her gramını sevdiklerinin ve onu sevenlerin gözleri önünde yitirerek 16 kiloluk ölen –
BERKİN ELVAN’IN ÖLÜMÜYLE BİRLİKTE, TOPLUM OLARAK MASUMİYETİMİZİ YİTİRDİK…
Üstelik “ağırlaştırıcı nedenler”le birlikte –
Cebinde sapan varmış …” diyenlerin,
Cenazesindeki kalabalık yüzünden borsa oynamadı…” diyenlerin,
Cenazesindeki kalabalık hakkında ÖLÜSEVİCİLER diye yazanların,
Söylediklerini duyup yazdıklarını okuyunca –
Nazilerin ölüm kamplarında fırınlanan binlerce çocuğun ardından biz de, ilk kez ve böyle bir cinayetle masumiyetimizi yitirdik.
Artık hepimiz, ama hepimiz, on dört yaşında vurulup on beşinci yaşının neredeyse sonuna kadar, tam 269 gün boyunca yatağında dirhem dirhem eriyerek ölen o çocuğun cinayetiyle, evet, bu toplumda yaşayan kim varsa, yani hepimiz, masumiyetimizi, her türlü masumiyet karinesini, insanların dünyasının herhangi bir yerinde masum olduğumuzu söyleyebilme hakkını yitirdik.
Yoksa kimilerinizin içinden şu anda, bu satırları okuyunca: “Canım ben mi öldürdüm?” demek mi geliyor?
SAKIN HA!
Çünkü Berkin Elvan’ın yatağında eridiği her gün boyunca öylesine kan yitirdik ki, bu kolektif suçta kendi sorumluluk payımızı dürüstçe aramaya başlayacağımız güne kadar artık insan olacak yüzümüz kalmadı!

Not: Bu yazı ilk yayımlandığında, Berkin Elvan’ın annesi henüz miting meydanlarında devlet büyüklerince(!) halka yuhalatılmamıştı. O yüzden şimdi bir daha yayınlamak “farz” oldu…  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları