Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Leyla Erbil'den Zaman ÜzerineBir Felsefe: 'Kalan'
Roman, felsefe değildir. Ama bir romandan yola çıkılarak felsefe yapılabilir. Veya -çok kişisel görüşüm-, roman, bir felsefenin diline, aracına dönüşebilir.
\nLeyla Erbil’in son romanı “Kalan” gibi …
\n“Kalan”, zaman üzerine bir sorgulama. Bir hayatın geçmiş zamanlarına yönelik bir “yeniden kurgulama” eylemi. Olayların geçtiği yer, yazarın-çok yakın ve biraz yakın çevresiyle, o çevreyi bütünüyle kuşatan İstanbul, hatta daha da öncesi, Konstantinopolis. Bugünden hatırlanabilen, hatırlamanın biraz, çoğunlukla da epey eskimiş yelkenlerini açarak ulaşılabilen bütün zaman kalıntıları. Epey eski bir hikâyemde şöyle demiştim: “…eskiden, zamanın denizinde yüzerken etrafımdan geçen irili ufaklı zaman parçalarını yakalamaya çalışırdım. Şimdi ise daha çok, zamanlar gelip bana çarpmakta…” Bunları hatırlayıverdim, çünkü “Kalan”ı okurken karşımda ansızın Leyla Erbil’in yüzü beliriverdi. Zaman parçalarının kovalamacasında yalnızca “bilen” olmaktan çıkıp, artık “bilgeleşmiş” bir yüz…
\n“…adını bildiğimiz bilmediğimiz onca insanla birlikte ömründen önce öldürülmüş …” Romanın ortalarında bir yerdeki bu cümle ile felsefenin iklimlerinden esen hoyratça bir rüzgârı yüzümde hissediyorum. Aslında hayatları, kendilerine “ben yaşıyorum” deme hakkını kazandıran bütün yaşam belirtileri çoktan son bulmuş, ama sırf henüz nefes alıp verişlerinin etkisiyle yaşadıkları yanılsamasını hâlâ sürdüren “adını bildiğimiz bilmediğimiz onca insan…” Ya da bilinçlerine erdikleri/ermeleri gereken anlardan başlayarak, aslında hiç yaşamamış, dahası belki “ömürsüz” doğmuş insanlar!
\nNermi Uygur, “Felsefenin Çağrısı” başlıklı kitabında “Nedir?” sorusunun felsefenin kurucu sorusu olduğunu belirtir; çünkü “Nedir?” örneğin “Nasıl?” sorusuna verilebilecek hiçbir karşılığın somutluğunu taşımayan, buna karşılık tüm soyutluğu içersinde, yöneltildiği her konuya “damardan giren” bir sorudur. “Hayat nasıldır?” sorusuna verilebilecek yanıtların olası kaçamaklarını daha en baştan gündem dışı kılan bir soru. Tıpkı Leyla Erbil’in alıntıladığım cümlesinde olduğu gibi. Çünkü “Kalan” romanının yazarı, o cümleyle, aslında çok yalın bir biçimde, şunu sormakta: Nedir “yaşamak” denilen şey? Ömür bitmeden ölünürse? O zaman “ölüm” nedir?
\n“…tıka basa şüpheyle doldurulmuş kuyudan çıkmak için, / çocukluğa / daha da dibe / toprağın altına inip binip göreceğim.” Bu, anlatıcının hayatına ilişkin olarak Leyla Erbil’in daha romanın en başında verdiği yol ve zaman haritası. Her hayatın çocukluktan, doğumdan çok ama çok öncelerine uzanan nehir-romanı. “…insanların kendi kendilerine icat ettikleri / insanlardan nefret eden tanrıların / tükenmeyen hınçları yüzünden / insanlığın çektiği çilelerden birini mutlaka çekmiştir rosa da…”
\nAslında, hepimiz gibi!
\n“…insan kendi hayatını sorgulamadan yaşamayı sürdürürse / insan sayılmaz denildiği günler…”
\nDemek varmış bir zamanlar böyle denildiği günler. Peki, artık “denilmez” olunca ne olmuş? “…ağız açık / nutuklar / sözcükler / sözcükler / tekrar tekrar sözcükler / giderek zorba ve hain yıllar / yerlerini replikalarına terk ederek / kendi cellatlarına oy veren ahmaklaştırılmış halk / o halkın evlatlarının / cezaevlerinden yükselen / sonsuz çığlıkları / sürüp gidiyor / bunca yıl…”
\nZaman içersindeki uzun yolculuğu boyunca, sanırım temel bir meselesi var Leyla Erbil’in: Zamanlarını doğru ve zamanında görebilmek. Tıpkı Süreyya Berfe’nin “Seferis ile Üvez”indeki uyarısının gereğini yaparcasına: “Zamanımızı /zamanında öğrenemediniz / Gördükleriniz / başka bir zamanı mekânı gösterdi…”
\n\n\n
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
En Çok Okunan Haberler
- 250 bin TL'nin getirisi ne kadar?
- İstanbul'un 7 ilçesinde yarın su kesintisi uygulanacak
- İstanbul'da aile katliamı
- İktidarın '25 Kasım' korkusu
- AKP sayesinde bu düş de gerçek oldu!
- Malatya depremi: 'Endişe verici' diyerek uyardı!
- Akalın'dan İYİ Parti'yi karıştıracak açıklama
- Hedefteki teğmenlerle ilgili yeni gelişme!
- Gökçek döneminde belediyeden geçen karar pes dedirtti!
- Türk ordusunun Kubilaysızlaştırılması