Hocam Server Tanilli...

02 Aralık 2011 Cuma
\n

\n

Tarih: Altmışlı yılların ikinci, yetmişli yılların da ilk yarısı.

\n

Yer: İstanbul Üniversitesinin Beyazıttaki merkez binası.

\n

Binaya girdikten ve soldaki kanada sapıldıktan sonra, yine solda, bir enstitü tabelası: İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mukayeseli Hukuk Enstitüsü. Ve bu enstitünün koridorunda sağlı sollu odalar.

\n

Ben, asistan olduktan bir süre sonra, başka asistan arkadaşlarla sağdaki odalardan birini paylaşmaya başlamıştım. Bizim tam karşımıza rastlayan oda ise Anayasacıların Odası diye anılırdı.

\n

Kimlerdi bu anayasacılar? Hepsi de sonradan profesör olan Bülent Tanör, Bakır Çağlar ve bir de: Server Tanilli. Sonuncusuna ötekiler, hocaları gözüyle bakarlardı. Benim ise zaten hocamdı. Dediğim gibi, yılların akışı içerisinde hepsi de profesör oldular ve Türkiyede akademik hayat bilim ile ilişkisini gittikçe daha çok keserken, onlar hep olması gereken Profesöridealinin içini doldurarak yaşadılar. Hep gerçek birer Hoca olarak kaldılar.

\n

Bülent Tanör, tümüyle bilime ve öğrencilere adanmış bir hayatı çok erken bırakıp gitti. Son yıllarında, amansız bir hastalıkla pençeleşirken, ama bir yandan da yazmaya hiç ara vermezken, üniversitesi oda, tedavi giderlerini karşılamakta bin bir güçlük çıkartarak teşekkür etti. Bakır Çağları da geçen yıl, yine erken sayılabilecek bir yaşta, toprağa bıraktık.

\n

Server Tanilliye gelince, yetmişli yıllarda beline yediği bir faşist kurşunuyla ömrü boyunca tekerlekli koltuğa mahkûm oldu. Kalan kırk yılını bu koltukta ve çoğunlukla Fransada, Strasbourg Üniversitesinde tamamladı.

\n

Ama hep ülkesi için düşündü, ülkesi için yazdı.

\n

Yabancı bir ülkede kabul görebilmek için, kendini onlardanmış gibi gösterme çabası harcama gereğini hiç duymadı. Çünkü Server Tanilli, zaten bilimin evrensel dünyasının bir vatandaşıydı ve bu evrensel üst kavramın yanında, öteki vatandaşlıkların birer alt-kavram olduklarının hep bilincindeydi. O yüzden, yurtdışında geçen yılları boyunca hep ülkesi için yazmaktan hiç çekinmedi.

\n

Zaten bütün bir ömrü aydınlanma ve aydınlatma hedefine adayanlar için bu türden çekingenlikler, hep yabancıdır.

\n

Server Tanillinin gerçekleştirdiği eylem, sadece yazdısözcüğünün sınırlarını çok aşar. Çünkü o, geride yalnızca şu ya da bu kitabı değil, fakat kelimenin tam anlamıyla, bütün bir külliyatbıraktı. Kanımca bundan böyle Server Tanillinin mirasını genç kuşaklara tanıtırken, bu külliyatkelimesini de özenle ve kararlılıkla vurgulamak gerekir. Çünkü ancak böyle yapıldığı takdirde Server Tanillinin kendine özgü bir kutsallık taşıyan misyonu, hep aydınlık peşinde koşanve aydınlığını paylaşanolma misyonu gerçek değeriyle somutlaştırılabilir.

\n

Prof. Dr. Doğan Kubanın çok yerinde saptamasıyla, bilim hayatında artık çoğunlukla bir, iki makale ile profesör olanlarınağır bastığı bir ülkede Server Tanilliyi ve onun külliyatını bir yere yerleştirmek, kolay değildir. Ama bu düşünce, onu yolundan hiç alıkoyamadı!

\n

Hocam Server Tanillinin kitapları önünde saygı ile eğiliyorum

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları