Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Hocam Server Tanilli...
Tarih: Altmışlı yılların ikinci, yetmişli yılların da ilk yarısı.
\nYer: İstanbul Üniversitesi’nin Beyazıt’taki merkez binası.
\nBinaya girdikten ve soldaki kanada sapıldıktan sonra, yine solda, bir enstitü tabelası: “İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mukayeseli Hukuk Enstitüsü”. Ve bu enstitünün koridorunda sağlı sollu odalar.
\nBen, asistan olduktan bir süre sonra, başka asistan arkadaşlarla sağdaki odalardan birini paylaşmaya başlamıştım. Bizim tam karşımıza rastlayan oda ise “Anayasacıların Odası” diye anılırdı.
\nKimlerdi bu anayasacılar? Hepsi de sonradan profesör olan Bülent Tanör, Bakır Çağlar… ve bir de: Server Tanilli. Sonuncusuna ötekiler, hocaları gözüyle bakarlardı. Benim ise zaten hocamdı. Dediğim gibi, yılların akışı içerisinde hepsi de profesör oldular ve Türkiye’de akademik hayat bilim ile ilişkisini gittikçe daha çok keserken, onlar hep “olması gereken Profesör” idealinin içini doldurarak yaşadılar. Hep gerçek birer “Hoca” olarak kaldılar.
\nBülent Tanör, tümüyle bilime ve öğrencilere adanmış bir hayatı çok erken bırakıp gitti. Son yıllarında, amansız bir hastalıkla pençeleşirken, ama bir yandan da yazmaya hiç ara vermezken, üniversitesi oda, tedavi giderlerini karşılamakta bin bir güçlük çıkartarak “teşekkür” etti. Bakır Çağlar’ı da geçen yıl, yine erken sayılabilecek bir yaşta, toprağa bıraktık.
\nServer Tanilli’ye gelince, yetmişli yıllarda beline yediği bir faşist kurşunuyla ömrü boyunca tekerlekli koltuğa mahkûm oldu. Kalan kırk yılını bu koltukta ve çoğunlukla Fransa’da, Strasbourg Üniversitesi’nde tamamladı.
\nAma hep ülkesi için düşündü, ülkesi için yazdı.
\nYabancı bir ülkede kabul görebilmek için, kendini “onlardanmış” gibi gösterme çabası harcama gereğini hiç duymadı. Çünkü Server Tanilli, zaten bilimin evrensel dünyasının bir vatandaşıydı ve bu evrensel üst kavramın yanında, öteki vatandaşlıkların birer alt-kavram olduklarının hep bilincindeydi. O yüzden, yurtdışında geçen yılları boyunca hep ülkesi için yazmaktan hiç çekinmedi.
\nZaten bütün bir ömrü aydınlanma ve aydınlatma hedefine adayanlar için bu türden çekingenlikler, hep yabancıdır.
\nServer Tanilli’nin gerçekleştirdiği eylem, sadece “yazdı” sözcüğünün sınırlarını çok aşar. Çünkü o, geride yalnızca şu ya da bu kitabı değil, fakat kelimenin tam anlamıyla, bütün bir “külliyat” bıraktı. Kanımca bundan böyle Server Tanilli’nin mirasını genç kuşaklara tanıtırken, bu “külliyat” kelimesini de özenle ve kararlılıkla vurgulamak gerekir. Çünkü ancak böyle yapıldığı takdirde Server Tanilli’nin kendine özgü bir kutsallık taşıyan misyonu, hep “aydınlık peşinde koşan” ve “aydınlığını paylaşan” olma misyonu gerçek değeriyle somutlaştırılabilir.
\nProf. Dr. Doğan Kuban’ın çok yerinde saptamasıyla, bilim hayatında artık çoğunlukla “bir, iki makale ile profesör olanların” ağır bastığı bir ülkede Server Tanilli’yi ve onun “külliyat”ını bir yere yerleştirmek, kolay değildir. Ama bu düşünce, onu yolundan hiç alıkoyamadı!
\nHocam Server Tanilli’nin kitapları önünde saygı ile eğiliyorum …
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
En Çok Okunan Haberler
- 250 bin TL'nin getirisi ne kadar?
- İstanbul'da aile katliamı
- İktidarın '25 Kasım' korkusu
- İstanbul'un 7 ilçesinde yarın su kesintisi uygulanacak
- AKP sayesinde bu düş de gerçek oldu!
- Akalın'dan İYİ Parti'yi karıştıracak açıklama
- Hedefteki teğmenlerle ilgili yeni gelişme!
- Malatya depremi: 'Endişe verici' diyerek uyardı!
- Gökçek döneminde belediyeden geçen karar pes dedirtti!
- Türk ordusunun Kubilaysızlaştırılması