'Hangi Atatürk'ü Yeniden Okurken...

19 Ekim 2012 Cuma
\n

\n

Attilâ İlhanın İş Bankası Kültür Yayınlarınca basılmakta olan bütün eserleri arasında yer alan Hangi…” dizisinde yer alan kitapların ortak özelliği, çok zengin bir belgesel malzeme temeline dayanmalarıdır. Yazar, ele aldığı bütün konuları bu belgelerin rehberliğinde yorumlar.

\n

Son zamanlarda, Hangi Atatürk adlı kitabın Şubat 2012de yapılan 10. baskısını yeniden okurken, özellikle bugünün gençleri için tavsiye niteliğinde olmak üzere, kafamda bir üçlü tasarladım. Bu üçlünün ilk iki kitabı olan Özgürlük Mücadeleleri Tarihimiz / Devrimin İlk Karşıtlarıve Samsundan Önce Bilinmeyen 6 Ay, değerli araştırmacı Alev Coşkuna ait ve Cumhuriyet Kitapları arasında çıktı. Bu iki kitabın arkasından Hangi Atatürk de okunduğunda, 31 Marttan günümüze uzanan geniş yelpazede genç zihinlerde şekillenen pek çok soru cevaplarını bulabilecektir.

\n

Örneğin, artık dosyası kapanan Avrupa Birliğiserüvenimizden kaynaklanan/kaynaklanması gereken sorular gibi.

\n

Avrupa Birliğine girmek, bizim iklimlerimiz bağlamında daha en başından bir düştü; ama bu düş, yoluna hep yanılsamalarla kuşatılmış olarak devam etti. Örneğin,Biz zaten Avrupalıyız, o yüzden bu birliğe girmemiz normal ve zorunludurşeklindeki sav, yanılsama olma niteliğini hep korudu. Çünkü coğrafi konumu açısından Avrupanın alt ucuna takılı olan bu ülke, kültürel yapısı bakımından hiçbir zaman Avrupalı olmadı. Olamazdı da. Çünkü geçmişinde Rönesansın ve Reformun kıyılarına bile yaklaşmamış, Aydınlanmayı hiç tanımamış, Sanayi Devrimini ve bugün Bilimsel Devrimdiye adlandırılan hareketi yaşamamış bir ülkenin ve toplumun Avrupalıolabileceğini düşünmek, ancak tarihi hiç bilmemek ya da hep yanlış okumak anlamına gelebilirdi.

\n

Öte yandan, 1923te tarihin sahnesine adım atan genç bir Cumhuriyetin yapay bir kültürel aşılama ile Avrupalı olması da zaten hiç gerekmiyordu. Ama bu Cumhuriyet, tarihin gördüğü ilk antiemperyalist Kurtuluş Savaşının, yani Milli Mücadelenin ardından, adım attığı dünyada uygar olmayı başararak sağlam bir yer edinebilirdi. Çünkü uygarlık, tarihsel kökenlerinin yerine yapay bir operasyonla başka kökenleri geçirmekle değil, fakat ancak insanlığın geldiği noktada nasıl bir düzen kurduğu takdirde daha insancasayılabileceği üzerinde bilimin rehberliği aracılığıyla düşünülerek erişilebilecek bir hedefti.

\n

Mustafa Kemal, bu yolu seçtiği içindir ki tarihin sayılı devrimcileri arasındaki yerini aldı. Onun yolunu Attilâ İlhan, kitabının ilk satırlarında şöyle özetler: Mustafa Kemalin, iç içe üç büyük eylemi var: Emperyalizme karşı Kurtuluş Savaşı, padişaha karşı demokratik devrim, toplumun ümmet aşamasından millet aşamasına dönüşümü…”

\n

Peki, ilk iki eylemi bütünüyle gerçekleştiren, üçüncüsünün de temellerini çok güçlü biçimde atan Mustafa Kemalden sonra yolumuz neden bugünlere uzandı? Konuyu sürdüreceğiz.

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları