Ahmet Cemal
Ahmet Cemal cemal.cemdost@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Görmezlikten Gelmenin Acınası Kültürü...

07 Aralık 2012 Cuma

Neredeyse 45 yıldır dostu olmakla mutluluk ve onur duyduğum Doğan Hızlan, 24 Kasım Cumartesi günü Hürriyetteki köşe yazısını, bu yılın Sedat Simavi Edebiyat Ödülünü kazanan deneme kitabım Lanetlenmiş Ağustosböceklerine ve bana ayırmış.

\n

Doğan Hızlanın ve yaklaşık onunki kadar uzun bir dostluğu paylaştığımız Sevgili Selim İlerinin ortak bir özellikleri vardır: Gerçek emeği hiçbir zaman görmezlikten gelmezler. Kimi zaman bu emeğin sahibiyle yaşam koşulları gereği doğrudan görüşme olanağını bulamamaları, onların bu tutumunu asla etkilemez. Emeği kim tarafından ve nerede, ne zaman harcanmış olursa olsun, mutlaka bulurlar ve kalemleriyle onurlandırırlar; böylece o emekleri harcayanları da ilerisi için yüreklendirmiş olurlar.

\n

Doğan Hızlan, yukarıda andığım yazısında benim için:Yalnızlık denilen o İç Kalenin hem sakinlerinden hem fatihlerindendedikten sonra, ödül kazanan deneme kitabımdan bir alıntı yapmış:Her şeyden önce bir insanlık durumudur yalnızlık. Çünkü doğada, insanın dışında hiçbir canlı, sırf beraberlik uğruna birlikteliği aramaz. O zaman soru, herhalde şu: İnsan, neden bunca kendine özgü bir durumu tarih boyunca hep bir yakınma nedenine dönüştürmüş ve şimdi de dönüştürmekte?

\n

Bu soruyu, kendi İç Kalemi çoktandır inşa edebilmiş ve bütün üretkenliğini de o kalenin içersinde, seçilmiş yalnızlığı ile yaşayabilen bir insan olarak sormuştum. Şimdi dönüp geride bıraktığım yetmiş yıla baktığımda, bu seçimi epey erken yapabilmiş olduğumu anlıyorum.

\n

Ama yalnızlığın bir türü daha var ki, o da insanın gönüllü olarak seçmeye pek cesaret edemeyeceği kadar nahoş ve harcadığı emeklerin yine kimi zaman en yakın -veya yakın sayılması gereken- çevresinde bulunanlar tarafından görmezlikten gelinmesinden kaynaklanan bir yalnızlık durumu.

\n

Özellikle son birkaç yılda, bu durumu epey yoğun yaşadım. 2010 yılının ikinci yarısında, çeviri alanındaki emeklerim bir tanesi önemli bir nişan olmak üzere, iki uluslararası ödülle değerlendirildi. Ama bunlar, örneğin Cambridge Düşesinin gebelik haberi kadar bile habere değer bulunmadı. Yakın çevremdekilerise iki üç kişinin dışında, üzerlerine ölü toprağı serpilmişçesine sessiz kaldılar. Geçen ekim ayında, üzerinde kırk yıldır çalıştığım ve 20. yüzyıl Batı roman sanatının anıt eserlerinden sayılan Vergiliusun Ölümüyayınlandı. Bu olay, hem yazılı hem de görsel basında beni bile şaşırtan bir yankı yaratmasına karşılık,yakın çevremin sessizliğini bozamadı. Şimdi ise Doğan Hızlan köşesinde Sedat Simavi Edebiyat Ödülünü kazandığımı ilan etmiş olmasına rağmen, yakın çevremin sessizliği yine sürmekte.

\n

Ben, bugörmezlikten gelmedurumuna karşı çoktandır bağışıklık kazandım. Ama hiç olmazsa genç sanatçılara ve edebiyatçılara karşı aynı görmezlikten gelme durumundan artık vazgeçsek ve hep Ben! Ben!diye tepinip durmayı bir yana bırakıp bakışlarımızı başka emeklere de çevirsek, nasıl olur?

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları