Ahmet Cemal
Ahmet Cemal cemal.cemdost@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Bütün Öldürmelere Karşı mıyız?

20 Ocak 2012 Cuma
\n

\n

Yıllar önce bu köşede, Bütün Ölümlere Karşı mıyız?başlıklı bir yazı yayımlamıştım.

\n

Bugün, aynı yazıyı bazı önemsiz kısaltmalarla ve yorumsuz olarak tekrar köşeme koymayı son derece gerekli buluyorum:

\n

Acaba Türk toplumu, öldürülenler ve ölenler kim olursa olsun, öldürmelere ve istenseydi önlenebilecek ölümlere karşı, doğal bir eğilim olarak, yeterince duyarlı mıdır? İnsan yaşamı bu toplumda, karşısında bütün akan suların durduğubir ölçüt olabilmiş midir? Öldürülenlerin ve istenseydi önlenebilecek ölümlerle ölenlerin ölümlerine -ölenler kim ve hangi kamptan olurlarsa olsunlar- karşı çıkma bağlamında, toplumda bir consensusa varılmış mıdır? Olaylara politikya daeleştirelbakmanın, insancabakmayı asla dışlamaması gerektiği yolunda bir bilinç yerleşmiş midir? Öldürülenin ve ölenin, son çözümlemede ölümün kendisini kanıtlamaktan başkaca bir işlevinin olamayacağı, yeterince anlaşılmış mıdır?

\n

Yoksa bütün bunların yerine, toplumumuzda onyıllardır sürdürülen yanlış yönlendirme sonucu yerleşen, aklın ve insan olmanın gereklerini çoğu kez hiçe sayan bir politik kılmaeylemi, insanoğlunun öldürmeler karşısında takınması gereken doğal tavrı da mı etkilemiştir? Yoksa bu toplumda, insan yaşamının değerini her şeyin ölçütü diye benimsemenin yerini, bazı öldürmelere ses çıkarılmayabileceği, bazı ölümlerin daha sessizgeçiştirilebileceği, dahası o günkü politika gereği, yerine göre sessizgeçiştirilmesi gerektiği yolunda bir anlayış mı almıştır?

\n

Kimilerinin öldürülmelerini kayda değer cinayetlerden saymamanoktasına gelen toplumları bekleyebilecek tek yazgı, bundan böyle insan değerleriyle ilintisiz bir ortamda yaşamaktır. Şu ya da bu inançla bazı öldürmeleri ötekiler kadar önemsemeyen, önemsememeyipolitikagereği bulanlar, kendi önemsedikleri ölümlerin de başkalarınca umursanmamasına hazır olmak durumundadırlar. Ölümü böylece sınıflandıran toplumları insan toplumları diye adlandırmayı sürdürmek ise, kanımca doğrudan insanlık kavramına yöneltilmiş korkunç bir aşağılamadır.

\n

Hangi nedenle olursa olsun, başkalarının yaşamını umursamama noktasına gelmiş olan insan, kendisi bunun bilincinde olmasa bile, artık bütünüyle yaşamın kendisini umursamama noktasına varmıştır. Ve bu noktadaki bir insanın sadecebazıölümler karşısında tepki göstermesi, ne yaşamı ne de insanı ve insanlığı savunmak adına inandırıcı olabilir.

\n

Bugün bulunduğumuz noktada, insanlığımız adına kendimize sormamız gereken soru, şudur: Bizler, bütün öldürmelere ve istenseydi önlenebilecek bütün ölümlere karşı mıyız? Bu soruya hiç çekinmeden ve gecikmeden kocaman bir Evetle yanıt veremediğimiz sürece, hayat ve insanlık adına yürüteceğimiz bütün savaşımlarımız yenilgiyle sonuçlanacaktır. Çünkü herkesin yaşama hakkının dokunulmaz sayılmadığı bir toplumda, dokunulmaz olan hiçbir hayat yoktur; ölümleri, umursananlar ve umursanmayanlar diye sınıflandırma alışkanlığını edinmiş bir toplum, bir bütün olarak hayatın kendisini yadsıyor demektir.

\n

Fransız yazarı Maurice Rostandın Birinci Dünya Savaşını konu alan ünlü Öldürdüğüm Adam adlı oyunu, savaşta oğlunu yitirmiş olan bir Fransız annenin şu sözüyle noktalanır: Ben, kendimi savaşta çocuklarını yitirmiş olan Alman analarına, hiçbir şeylerini yitirmemiş olan Fransız analara olduğumdan daha yakın hissediyorum.

\n

Bütün hayatları savunmayı, bütün cinayetleri de lanetlemeyi ilke olarak benimsediğimiz gün, tek tek öldürmelere ve ölümlere karşı çıkışımız hiç kuşkusuz daha etkili ve daha inandırıcı olacaktır...

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları