Ahmet Cemal
Ahmet Cemal cemal.cemdost@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Bakalım Mustafa Kemal'Tarihte Bugün' Neler Yapmış?! (2)

30 Mart 2012 Cuma
\n

\n

Geçen hafta Mustafa Kemal de eleştirilebilir…” “özdeyişiylebaşlatılan yolun vardığı yerleri irdelemeye başlamıştık. Aslında belki de yerlerden değil ama yerden söz etmek gerekiyor. Çünkü sonunda, bir tek yere varıldı. Ama o yerin adıeleştirmekdeğil, dilimizdeki karşılığın tam anlamıyla yerin dibine batırmakoldu. Ya da şöyle diyelim: Mustafa Kemal sonrasının bir kesim aydını(!), bu sonrayı oluşturan yıllar boyunca kayda değer hiçbir şey yapamadığının, hiçbir şeyi sürdüremediğinin veya yıkılmasını istediği hiçbir şeyin yerine kayda değer bir başka şey koyamadığının farkına varınca, çareyi bugünlerin olumsuzluklarının sorumluluğunu olduğu gibi Mustafa Kemalin sırtına yüklemeye çalışmakta buldu.

\n

Devam etmezden önce, yapılan eleştirilerebiraz daha göz atalım.

\n

En çok tekrar edilenlerden biri: Mustafa Kemal, kurduğu devleti kendi kafasına göre şekillendirmişti…”

\n

Tamamen doğru. Peki ama, kimin kafasına göre şekillendirecekti? İngiliz Muhipleri Cemiyetinin üyelerinin kafalarına göre mi? Yabancı ülkelerden hangisinin mandası altına girmek daha uygun olur diye düşünenlerin mi? Ya da Vahdettinin mi?

\n

Mustafa Kemalden başka, Sevrin alternatifi olarak bağımsız bir devleti düşünen kafa mı vardı o günlerde? Olanlar da kafa mıydı?

\n

Yoktu. Tek kafaydı onunkisi. Bu yüzden de Şevket Süreyya Aydemirin biyografisinin başlığı gibi Tek Adamdı. Zaten aslında sorun, bu Tek Adamın kurduğu devleti kendi kafasına göreşekillendirmiş olmasında değil, ama o devleti ve onun ayakta kalabilme koşullarını bir türlü kavrayamayanlarda. Sırası gelmişken, bununla bağlantılı bir eleştiriye daha değinelim: 1930’ların kafasıyla bugünkü dünyaya bakılamaz…” Sapına kadar doğru. Ama buraya hemen eklenmesi gereken bir gerçek daha var: 1930ların dünyası ve o dünyanın koşulları iyi, hem de çok iyi bilinmeden de bugünün dünyası ve Türkiyesi anlaşılamaz! Kalkıp 1920leri, 1930ları bugün var olan, ama o zaman hiç olmayan koşullara göre yargılayacaksınız, böylece o yirmili ve otuzlu yılları, aslında hiç olmadıkları, çünkü olamayacakları yerde varsayacaksınız, sonra da Mustafa Kemale: Neden orada değildindiye soracaksınız! Ardından da bunun adına Mustafa Kemali eleştirmek diyeceksiniz!

\n

Hayır! Bunun adı, ‘Mustafa Kemali eleştirmekdeğildir. Bunun adı, onun ölümünden bu yana geçen yetmiş dört yılda hiçbir şey yapamamış, onun ektiklerini ve yeşertmeye başladıklarını sonradan kurutmuş olmanın vebalini, kendine Peki, ben bu kadar yılda ne yaptımdiye hiç sormadan yetmiş dört yıl önce ölmüş olan o adamın sırtına yüklemeye çalışmaktır.

\n

Biz iyisi mi, ayrıntıların içinde yolumuzu kaybetmeden esasa gelelim.

\n

Yani Mustafa Kemal eleştirilmemeli midiye sormaya kalkmayın sakın! Elbette eleştirilir. Dahası, eleştirilmelidir. Bıraktığı tek mirasın bilim ve akıl olduğunu kendi söylemiş olan bir adamın eleştirilmesi, ancak sağlığında açtığı ufuklara yenilerinin eklenmesi sonucunu doğurabilir.

\n

Ama şu gerçek de unutulmamalı: Mustafa Kemal çapındaki insanların eleştirilmesi de çap ister, bilgi ister, akılcılık ister. Yani bu iş, Mustafa Kemalden sonraki yıllarda boş oturmuş olmanın gizli ezikliği ve çapsızlığı ile üstesinden gelinebilecek bir iş değildir! Bu iş, ancak şu yörüngede başarılabilir: O günkü koşullar ne idi? Bugünkü koşullar nedir? O günün koşullarından bugünkülere uzanan yolu aşmak için, doğru adımlar atılabilmiş midir?

\n

Bunun adı, tarih bilincidir; yani bugün düzmece Mustafa Kemal eleştirileri ile aydın olmaya soyunanlarda hiç olmayan bir şey!

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları