Ligimizde devre arası. Kulüpler prensiple başarılarını, hatta boşalttıkları kasalarını unutup puan cetvelinde 3 büyüklerin ders almadığını yaşadığımız bir ilk yarı sona erdi. Net görünen batakçı sorumluluklarını ve hatalı tutumlarını sürdürme özlemi. Gerçeklere uzak kalmaya calışan medya “Lütfen!” vaha ve bataklıktan parlayan gençleri hatırladı. Gençlerimiz ancak hatırlanıyor. Yabancı ülkelerde forma giyen 15’e yakın futbolcumuz 240 milyon Avro’yu aşan değerleri ile nihayet endüstriyel anlamda öne çıktı.

Eğitim yetersizliği, ihmali nedeniyle sayısal değer küçümsenmemeli. İngiltere, İtalya, Almanya, Fransa ve İspanya gibi dev futbol dünyasında forma giyen gençlerimize alkışlar.

Toplarsan, aslında sadece bir kadroyuz. Uluslararası platformda önümüzdeki günlerde bu gençler yüzümüzü güldürebilir. Yine de bu başlık altında gençlerimiz saklı kalıyor. Teknik adam olarak “Hocaların hocası, efsane” söylemleri ile idealist düşünce ve futbol dünyamıza can verecek değerler ıskalandı.

Uluslar değerleri, kariyerleri, eğitim ve bilgi donanımıyla kalkınırlar. Bu unutularak aradan çıkan teknik adamlar klasik yapı ile harcanıyor ve hatta devam edecekleri futbol dünyasından koparılıyorlar. Gerçeklerin hatırlanması adına kuyruklarına basılınca zıplayanlar böyle devam edecek gibi! Çünkü zamanında belli grupları seçip çalıştıran tutucu lobi zihniyeti ortama egemen. MHK, futbol yorumcularının namlusunun ucunda başarı endeksleri rakamlara boğularak kamuoyuna yansıtılıyor. Oysa ki hepimiz toplumsal başarılara kurguluyuz. Direksiyonda oturanlar ülkemizin futbol ciddiyetine sahip çıkmıyorlar. En acil ihtiyacımız bu gerçeği görmek olmalıdır. Gençlerimiz ve eğitim açlığımız yıllardır ihmâl ediliyor. Gölge edenleri uyarmak ve sorumluları çağdaş eğitim çabukluluğuna davet etmeye ihtıyacımız var. Koordinasyon ve samimiyet futbola olan beceri ve sonuçlarını öteledi.

Kimse ülkemizde “Futbol yok” diyemez. Potensiyel gençlerin yüksek futbol talebi yok sayılıyor. Bu durumda gençlerin çağdaş düzeye erişmesi için hazır eğiticilerin yasaklı gibi görev alamaması ve aynı isimlerin ısrarı, endüstriyel başarıyı engellemektedir. Önümüzü göremiyoruz. Günlük çıkar ve geçiştirmeler piyasaya hakim.

Futbolun varolan kuruluşları kulüpler, teknik adamlar, medya, futbolcular ve taraftar harekete geçerse ancak bu bütünlükle sonuca ulaşabiliriz. Buna ihtiyacımız var. Öyle sanıyorum ki önümüzü görme gerçeğini yurtdışındaki başarılı genç futbolcularımız yetersiz gerçek olarak bize hatırlatıyor.