Ligimiz devam ediyor! Hakem hataları sonucu etkiliyor! İzleyenler ve yandaşlar tam fanatik. Medya yorumları tarafsız olamıyor! Kazanan sonuçta haklı oluyor ve atı alan Üsküdar’ı geçiyor. Teknik adamlıkta iki büyükte görev aldım. Bunun dışında hep onlara karşı yaşadığım eziyetlere karşın Anadolu’ya futbolu taşıyarak zor ve isteyerek görev aldım. Başarılı oluşumu o kadar doğal hale getirdiler ki bir başkan beni transfer ederken “Benim takımımı Milan ve beni de başbakan yap diye seni aldım” diyebiliyordu! Bu yaşamımın en anlamlı transfer teklifidir! Cevabım net olmuştur “Benim böyle bir meziyetim yok!” Bunu yaşayanlar biliyor ve sonunu da hatırlarlar! Duymayanlar da araştırsınlar! Çok önemli bu süreçte tarihe geçen film ve roman olan anılarım, başarılarım oldu. Bunu hatırlatma nedenim; tek başıma verdiğim kadromla savaştığım futbol gerçeğinin yanından dahi geçmeyen günlerde oluşumuzdur! Öncelikle görerek, araştırarak, düşünerek ve oyun taktiğinize uygun gençleri takip etmek şarttır futbolda. Bugün ünlü bir teknik adam olan futbolcum, takımın en çok golünü atsa da ara transferde takımın gücünü artırmak için iki forvet aldım! Önce üç golcü ile oynatma sistemini denedim olmadı ve sonuçta kendisini çok sevdiğim halde kulübeye alarak yola devam ettim. Hatta daha sonra başka kulüplerde yine beraber çalıştık. Bunu hatırlatma nedenim şimdi çok sayıda alt kadro ile çalışan teknik adamlar aslında yine iki dudağı arasında kendi kafasında ki oluşumu çıkartırlar sahaya. Sorumlu onlardır. İyiyken parsayı toplayanlar kötü gidişlerde de hedeftirler!

Acaba şu anda endüstriyel futbol gerçeğini taklit ederken ne kadar genç çıkartıyoruz veya kimler neden yabancı ekollerin yetiştirdiği gençlerimiz oluyor?

Futbol aklınız ne olursa olsun fizik gücünüz ve tekniğiniz yoksa düşündüğünüzü yapamazsınız! Ayrıca rakip vardır karşınızda. Bu hafta izlediğim karşılaşmalarda hâlâ eski kafa ile oynayan, özgüveni olup, fizik gücü ve çabukluğu olmayan, geç düşünen futbolcuların özellikle büyük hatalar yaptığını gördüm. Bu hatalar teknik adamların da kariyerini zedeler oldu. Kale önünde çok kolay bir gol vuruşu yerine kendine şutu problem eden futbolcudan tutun savunmadan tek vuruşta uzaklaştıracağı topa vuramayan futbolcuların hatalarının bedelini ödeyen kaleciler gördüm. Farklı alacağı karşılaşmayı attığı gol nedeniyle zoraki korumaya çalışan oyuncuların didiştiğini gördüm! Hakemlerin de bu oyunu sadece faul kararı ve VAR ile götürme sıkıntısı yaşadığına şahit olduk. Liderimiz yeni bir takım ve teknik adamı benim emek ile tespitimin ürünü olarak işine baktığını gördüm.

Takımı arka arkaya pas oyunu ile kabul edilen sıkıcı 90 dakikalardan sonra sürekli puan kaybetme devamlılığını hayretle izlediğim takımın oyununa hâlâ sabreden teknik adam  beni şaşırttı!

“Forvetim yok sakatlandı” diye dert yanıp golsüzlüğü maç öncesi “Forvetim yok!” diye rakibe moral veren açıklamalara şahit oldum. Oysa o takımın oluşumunda nasıl bir beklenti olduğu iyi aşılanmayınca kötü bir hakemin hediyesinden dahi yararlanamazsınız! Bu arada kabul etmesem de tebrik ediyorum. Dünya futbolu çabuk oynanan ve tabi hataların da gözden kaçmamasını düşündüğü yenilikler getirirken endüstri gücü yayınlara da yansıyor! En son gözlerimizi açalım elimizdeki fırsatı kaçırmayalım ve bir yumurtayı 9 kişi taşır misali kadrolara hataları yayıp başarıyı kendi hanemize “süper” olarak kaydetme yanlışını sürdürüp yorumları da sadece sahadaki gerçekle buluşturup hakem hatalarıyla sabahlara kadar kafamızı doldurmayalım! İyi futbol oynayan kararlı kadrolar hakem hatalarını da aşarlar. Bu yaşadığımız futbol erozyonudur!