Ulusal Takımımız ilk yarıda pozisyona giremezken Rusya’nın çok süratli, çabuk paslı oyunu karşısında yenik duruma düştük. Aslında izleyenleri şaşırtan gerçek, defansta oyuna katkısı olmayan, sadece rakibi durdurmaya çalışan Milli Takımımız, orta alanda Rusya karşısında topu tutamadı. Ağır kaldı. Ev sahibi ekibin kazandığı golden sonra ikinci yarıda umutsuzduk. Ancak sürpriz bir durum gerçekleşti. Oyuna giren Cengiz Ünder takımı ateşlerken orta alan önceliğini ele geçirdik. Bir anda şaşkına dönen Rus Milli Takımı, kolay kazanacağını sandığı karşılaşmada kalesinde zor anlar yaşadı. Ve golü de yedi. Kenan, Merih Demiral’ın ustaca çevirdiği topu takip edip, boş kaleye yuvarlayarak beraberliği sağladığı. Ulusalların orta alanda rakibinden üstün ve teknik olarak oyuna koyduğu ağırlık çok başarılıydı. 

İlk yarı sonunda bizi ürküten Rusya, ikinci yarıda Milli Takımımız’ın teknik kapasite ve taktik üstünlünlüğü karşısında dağıldı. Ay-Yıldızlılar adeta başka bir takım oldu.

Bir futbolcunun değişmesi (Cengiz Ünder) ortaya koyduğu sürat, çabukluk ve yaratıcılığıyla, takımımıza güç katması ve özgüvenimizi artırması, futbolun nasıl bir oyun olduğu hakkında önemli hatırlatmadır. Gururumuz sahadaki çocukların gelecek için, disiplinli oynayan Rusya karşısında deplasmanda, ikinci yarıda yenikken beraberliği sağladıktan sonra sonucu korumak değil, kazanmak adına verdikleri mücadeleydi. 

Futbol 90 dakikalık bir oyun olduğuna göre Ay-Yıldızlıların ikinci yarıdaki mücadelesi ile Almanya karşısındaki başarısı, gelecek için çok önemli, olumlu sinyaller verirken Şenol Güneş’in de takımla olan uyumu dikkat çekti. Takımımızda süratli oynayan iki futbolcu vardı. Zeki ve Cengiz Ünder. Bu sürati artırdığımız anda, çabuk oynama mantığıyla önümüzdeki yıllarda çok başarılı bir Milli Takım yaratabiliriz. Özetlersek, 90 dakika sonunda galibiyeti kaçıran taraf Ay-Yıldızlılardı.