Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Burak ve kaderimiz
Fransa benimle, ortaokula kayıt yapılan gün özel anlamda tanıştı! Herkes torpilini bulup okulun verdiği Fransızca seçimini değiştirmek isterken ben kaderime razı oldum. İngilizce seçmek ve özel olmak tercihti. Çünkü 1950’li yıllar siyasi olarak da NATO ile yeni bir dönem başlarken İngilizce geçerli olmuştu. Kişilik olarak hiçbir zaman destek değil; yaratıcı yapım ile kendi mücadelemle zor da olsa başarılı olmak istiyordum. İlk Fransızca öğretmenim Nimet Mahfi Ayral hanımdı. Ünlü, çağdaş bir görüntü taşırdı. Ağabeyi Necdet Mahfi Ayral tiyatrocu ve film dublajlarında, o zamanlar dünyaca çok ünlü komedyen Toto’yu konuşurdu. Yeğenleri Armağan Şenol müzisyen ve kızı Parla Şenol da filmlerde Ayşecik ile hayranlık duyduğumuz çocuk yıldızımızdı. Bunun dışında beni çok etkileyen ve onuruma dokunan bir gazetede çıkan resim ve altı vardı. Kopa'nın ortasına vuran Galli'nin golü ağlarımızda, Turgay ve Galli üst üste yatıyorlar! Maç sonu Fransa B Milli Takımı bizim A Milli Takımımızı İnönü Stadı’nda 1-0 yenerken, teknik direktörleri “Neden A Milli Takımınızla oynamıyorsunuz” sorusuna, “Önce B Takımımızı yenin de konuşalım!” demişti!
Yıllar sonra Romen Kovacs sayesinde ‘total futbola’ dönerken Ordu Takımımız onları İstanbul’da yenerek, Dünya Şampiyonu oldu. Devrin önemli ve Real Madrid'de oynayan yıldız oyuncusu Kopa da onları kurtaramamıştı.
İKİ GOLLE ONURLANDIRDI
Fransızların amblemleri horozdur. Çok dik ve mağrurdurlar. Onları birgün futbolda o günün küçük çocuğu olan Adnan Dinçer'in öğrencisi Burak Yılmaz'ın Lille forması ile iki golle onurlandıracağını kimse bilemezdi! Önceki gece PSG ile çekişen Lille, gerçekten 1-0 yenilgiden harika 2 golü ile Burak tarafından lider oldu yeniden. Bu gururlandığım olayın bir başka bilinmeyeni ve bilinse de konuşulmayan yanı ile, ortaya bir zafer çıktı! Bazen “çok mütevazı” olmamın bedelini ödesem de, bunu atlayamam. Çünkü bu gerçekte “ilahi adalet” yatar! Bu detayı Burak dahi bilemez.
Geçmişte Antalyaspor’dayken babası Fikret Yılmaz çok iyi bir profesyonel olarak kalecimdi. Bir gece evime gelip evlenmek için maddi sıkıntı yaşadığını ve transferde alması gereken parası için desteğimi istemişti. Başkan ve yönetimi ikna edip ona gerekli yardımı yaptırdım. Şarampolde düğün yaparak futbolcumu evlendirdik. Yıllar sonra bir kez daha Antalyaspor’a teknik adam olduğumda, genç takımdan Burak’ı tespit ettim ve ilk kez ikinci yarıda Gümüşhane’de aynı takıma karşı profesyonel takım forması ile oynattım. Bugünkü manzara şudur: Benim manevi torunum! Babasına da hocalık yapma mutluluğuna eriştiğim Burak ile önceki gece geçmiş yıllarda bize B Milli Takımı’nı çıkartan Fransa’da Victori kazandı! Teşekkürler Burak! Teşekkürler Berrin Hanım ve teşekkürler Fikret! Nerelerden nerelere geldik. Burak bu başarısı ile Fransa’yı sallarken ağaçtan düşen bir “elma” misali geçmişin gerçeğini futbol çekimi olarak Fransa’ya hatırlattı ve benim bilmediği bir dişlik payımı da hediye etti. Sağol Burak çocuk!
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Özel okulların ücretleri uçtu
- Merakla beklenen enflasyon rakamları açıklandı!
- Milyonlarca emeklinin gözü 3 Ocak'ta!
- Yapay zeka sağlıkta çığır açıyor
- Asgari ücret ve emekli maaşı hakkında önemli iddia!
- Asgari ücret kaç TL olmalı?
- Yarısı mesleği bırakmayı düşünüyor!
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
En Çok Okunan Haberler
- Zahide Yetiş canlı yayında cinsel ilişki videosu izletti
- Suriye'den Türkiye'ye görülmemiş gümrük vergisi!
- Peynirde ‘mantar ilacı’ tespit edildi!
- 'Madem hedefiniz benim...'
- Teğmenler için karara 1 gün kala yeni gelişme
- Evde boğazları kesilmiş halde bulundular!
- Galatasaray'da bir dönem sona eriyor!
- Özlem Gürses'ten 'Bahçeli' itirafı
- İşte CHP’nin yol haritası
- Kürsüde Kürşad Yılmaz'a sert yanıt!