Eski takımına karşı kişiliğini ortaya koyan Sosa, 2 şut attı. Birisi Dorukhan’a, diğeri de Necip’e çarpıp Beşiktaş’ın ağlarına gittiğinde bunu şanssızlık olarak düşünmedik. Hatta Burak’ın kadroda oluşu da Beşiktaş’ı kurtaramadı. Daha da önemlisi Trabzonspor kalecisi Uğurcan, belki de futbol yaşamının en kolay 90 dakikasını oynadı. Bütün bunların sorumlusu, Beşiktaş’ın çökmesine neden olan idari gerçektir. 79. dakikada Güven’in golü, Siyah- Beyazlılara belki geç de olsa umut olabilir miydi? Bunun yanıtını geçmiş yıllarda olsa verebilirdik ama dün geceki Beşiktaş için böyle bir varsayımımız olmadı.
Sahadaki futbol fakirliğinin sorumlusu, maalesef Beşiktaş’tı. Trabzonspor’un eksik kadrosu 4 gol atarken dikkat çeken oyuncular; Novak, Nwakaeme ve genç Abdulkadir Parmak’tı. Teknik direktör Ünal Karaman’ın 2. bölgede sert ve sağlam savunma anlayışı da doğruydu. İki gole karşın kalitesiz geçen ilk yarıdan sonra ikinci 45 dakikadaki canlılık, Bordo-Mavililerin hücuma dönük anlayışından kaynaklandı.
Sergen Yalçın, Beşiktaş’ın çocuğu. Ama bu süreçte onu isteyenler olsa da zor ortamda harcanabilir. Bunun en tipik örneğini Nwakaeme’nin santradan alıp gol yaptığı pozisyondan yorum çıkararak görebiliriz. Kadronun yetersizliği ve başarılı oyuncuların gitmesi, ekonomik çöküş, Beşiktaş’ın Avrupa çapındaki başarısına engel olmuştur; şimdi de Süper Lig’deki değerini sarsmaktadır.