Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Yaratığın insana dönüşmesi
Hemen her gün yaşanan insanlık dışı uygulamalarla karşılaştıkça ilkçağın da öncesinden bu yana nelerin geliştiğini düşünüyorum. Padişahların, kralların, onların çevresinde el pençe bekleyen görevlilerin doldurduğu masalar geliyor gözümün önüne. Bir yandan da ancak masallarda rastlanabilecek yumruk iriliğindeki kuşların kızartılmış etinin kokusu yayılıyor ortalığa.
Kuşun budunu avurtlarına dolduranların ağız şapırtıları midemi bulandırıyor.
Bir tarih kitabında uydurma olaylarla suçlanıp giyotinlerde, keskin kılıçlarda, kanlı kurşunlarda canlarından edilenlerin ölüm kararlarının bu masalarda verildiğini okuyunca başımdan belkemiğime doğru kaynar sular dökülmüş gibi oluyor.
Uyanık da olsam, uykulara da sığınsam ölenlerin ölüm sesleri kulağımda çınlıyor.
OLUŞUM
Canlılar, sırasını bekleyerek toprak ananın rahminden inmedi. Bilim dışına çıkarak karada yaşayanların da deniz yaratıklarının da saptanamayan bir zamanda var olduklarını varsayıyorum.
Din kitapları insanı kayrılmış tür sayar. Yaratıkları uyum göstereceği yere yerleştiren doğa ayrıcalık tanımaz.
Düşünce devingendir, oradan oraya atlar. Nasıl olduğunu anlayamadım, geliştiğimi varsayarak kendimi insanların kümeleştiği yere attım.
AKIL YOLU
İnsan akıl yoluna koyulunca çevresini birden inekler, öküzler, kuşlar sardı. Çok uzaklardan, onları yutmak isteyen hayvanların ulumaları duyuluyordu. Aklının yoluna koyulan insan, öküzün gücünden, ineğin sütünden yararlanmaya başladı. Bu arada onların arasında dolaşan iri kanatlı tavukları, horozları tırnaklarıyla yoldu, ağzından bıçak gibi fırlayan dişleriyle parçalayarak kendine beslenme yolunu açtı.
Tam tersine çevresinde dolaşan köpeklerin havlaması, kedilerin miyavlaması hoşuna gitti, onların etini yemedi. Gelişim süreci içinde kediler, köpekler, atlar, aslanlar, kaplanlar zamanla sirklerde beceri gösterecek denli gelişti.
SONUÇ
O zamandan bu zamana sömürünün kuralında değişim olmadı. Bugün de dünya gelişmiş devletlerin egemenliği altında inliyor. Ülkelerin çoğu baskıyla ekonomisini düzene sokamıyor, bütün varlığını yatırarak silah alıyor, dışarıdan aldığı sattığından çok olduğundan kurtuluş umudunu başka devletlerin yardımına bağlıyor.
O devletlerin bağımsızlığı, demokrasisi, özgürlüğü, laikliği güçlü devletlerin denetimi altında...
Türkiye’nin geleceğine devlet kuşu gibi konan Atatürk seksen yıl önce bunu gerçekleştirmişti. Son elli yıl içinde iktidara gelenler, Atatürk adını özgürlük tarihinden sildirmek için toplumu yıkıcılığa sürükleyen her yola başvuruyor.
Ne acıdır ki onlar, geçmiş günlerin acılarını yazan tarih kitaplarına şöyle bir göz atıp başlarına geleceği akıllarından geçirme erdeminden bile yoksunlar...
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Ölüm nedeni belli oldu
- İstanbul'da metro yangını
- Soylu'dan 'Özür dileriz' çıkışı
- AKP döneminde ne kadar harcanmıştı?
- 5 çocuğunu kaybeden anne yalanladı
- İşte AKP'li belediyelerin 'etkinlik' harcamaları!
- Süper Lig'de yayın geliri dağılımı belli oldu!
- 'Vız gelir tırıs gider'
- MEB’ten skandal karar: Müdüre üstün başarı ödülü!
- 'O saraya, ben davaya’