Adnan Binyazar

Öğretmenden mektup

01 Kasım 2024 Cuma

Dört yıl önce bir yazımın ardından öğretmen Burak Demir’den bir mektup almıştım. Gücünü kendi özünden alan bir yapısı var Demir’in. Darlıklar karşısında yılmıyor, çözüm yolları arıyor. Eğitim uygulamalarının amacından saptırıldığı bir dönemde, ilkesinden sapmıyor.   

Öğretmenleri yakından ilgilendireceğini varsayarak sözü Burak’a veriyorum:    

Değerli öğretmenim Adnan Binyazar

16 Ekim 1920 Cuma günü Cumhuriyet gazetesinde “Kitap tutkunu bir öğretmen” başlığıyla kaleme aldığınız yazı için size yürekten teşekkür ediyorum. Nasıl gururlandığımı, nasıl mutlu olduğumu tarif etmem mümkün değil. Yaşamımın sonuna kadar büyük bir kıvançla hatırlayacağım yazınızı. 

Otuz yaşındayım, dokuz yıldır da büyük bir mutluluk, heyecanla öğretmenlik yapıyorum. Cumhuriyetin değerlerine bağlı, Atatürk’ün ilke ve devrimlerini kendine rehber yapmış bir yurttaş, öğretmen olarak da öğrencilerimi bu yolda yetiştirmeye gayret ediyorum. 

Uzun yıllardır da sıkı bir Cumhuriyet gazetesi okuruyum.

İstanbul Üniversitesi, Hasan Âli Yücel Eğitim Fakültesi’nden mezun oldum. Selahattin ve Şükran Dilidüzgün hocalarımdır.   

Altı yıl İstanbul’da çalıştıktan sonra doğduğum yer Tokat’ın Reşadiye ilçesine tayin istedim. İlkokulu okuduğum yerde şimdi öğretmenim. 

ÖĞRENCİLER 

Köylerden gelen yoksul çocuklara Atatürk’ü, cumhuriyeti, çağdaşlığı, özgürlüğü dilimin döndüğünce anlatmaya gayret ediyorum. Onların okuyan, okuduğunu anlayan, anladığını düşünen, düşündüğünü ifade eden özgür bireyler olmaları en büyük düşüm. 

Doğayı, hayvanları seven ve onlara saygı duyan çocuklar olduklarını gördükçe dünyalar benim oluyor. 

Maalesef, Anadolu yoksulluğun, kibirli bir cehaletin ve cemaat zihniyetinin kıskaçları arasında eziliyor. Ben bir Cumhuriyet öğretmeni olarak zaman zaman kendimi yalnız hissediyorum. Dilim döndüğünce, nefesim yettiğince, zihnim aydınlığın ışığıyla parladıkça çocuklarımın geleceği için kavgamı sürdüreceğim. 

ÇÖZÜM

Burada en büyük sorunumuz çocukların yaşlarına uygun, nitelikli çocuk edebiyatı eserlerine ulaşamamaları. Ben gücüm ölçüsünde bu eksikliği gidermeye çalışsam da başarılı olduğumu söyleyemem. 

Ne hazindir ki meslektaşlarım bu konuda taşın altına ellerini sokmuyor. Çocuklarımın nitelikli edebiyata ulaşmaları için bütün imkânlarımı zorlasam da bir noktada imkânlarımın sınırı tükeniyor. 

Sıkıntıları, çaresizlikleri çözüme kavuşturmak zor da olsa mümkündür. Lütfen mesleğinde henüz emekleme aşamasını bitirmiş bu meslektaşınızı bağışlayın.  

KİTAP TUTKUSU

Biraz da kitap tutkumdan bahsedeyim müsaadenizle. Okumak benim yaşamımın en önemli parçası. Okumadığım gün içimi derin bir huzursuzluk kaplar. Çantamda birkaç kitap mutlaka bulunur. Okuyacağım kitapları büyük bir özenle seçerim. Kitap, bir taşra kasabasında sanata sığınabileceğim en güzel liman. 

Filmler izleyerek, kitaplar okuyarak, zaman zaman yazarak, doğa yürüyüşleri yaparak; fırsat yarattığımda da tarihi yerleri, müzeleri gezip görmek için seyahat ederek geçiyor günlerim. 

Ayrıca ikinci üniversiteyi okuyorum. Tabii en büyük meşguliyetim öğrencilerim. Onların çağdaş, özgür, hukukun üstünlüğünün yaşandığı bir ülkede değerli bir birey olmaları için mücadele etmek yaşamımın anlamı. 

Yazınız hep içimde yeşerecek bir çiçek. Teşekkür ederim öğretmenim. 

Saygıyla, sevgiyle size sağlık, huzur diliyorum.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Cinci hocalar 22 Kasım 2024
Sözün gücü 15 Kasım 2024
Kitap dünyası 8 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları