Adnan Binyazar

Cumhuriyet yazarı

20 Ekim 2023 Cuma

Emre Kongar, yazılarının düşünsel temelini varsayımlarla, olasılıklarla, bilgi yığıntılarıyla, bellekte düşsel dünya izlenimi yaratan betimlemelerle atmaz. 

Onun yazı dünyasının özünü, “bir nesnenin, duygunun, düşüncenin zihindeki soyut anlamı” diye tanımlanan kavramlar arasındaki soyut-somut iç içeliği oluşturur. 22 Ağustos 2023 Salı günkü “Artık Atatürk yok... Karşıtları egemen” başlıklı yazısı, soyut-somut arasındaki bu denge üzerine kurulmuştur.

KAVRAM DENGESİ

Yazıda baştan sona sıralanan halk, seçmen, yurttaş, kadın, çocuk, işçi, köylü, memur soyutken “arama” eyleminin ardından gelen adalet, özgürlük, fırsat eşitliği, uygarlık, çağdaşlık, demokrasi, antiemperyalist gibi sözcükler somuttur.

Kongar’ın düşünce dünyasının özü, nice yazarın düşünüp de gerçekleştiremediği bu denge üzerine kurulmuştur. 

DÜŞÜNSEL İÇERİK

Kongar, beyinden beyne düşünce aktarımı yapılamayacağının bilincinde bir bilim insanı, yazınsal açıdan da alanında seçkin bir yazardır. Düşüncelerini etkin kılan, kavramlarla güçlenen üslubuna bağlanabilir. Ama kavramları hiçbir zaman okuru bunaltmaz, tam tersine ona aydınlatıcı somut düşünmenin yollarını açar.

Örneğin aşağıdaki alıntının sonunda geçen “Mustafa Kemal Atatürk yok!” sözü, neredeyse kitaplara özdeyiş olarak geçecek içerikte bir uyarıdır:

“Kendinize gelin... Haklarınıza sahip çıkın... Adalet, özgürlük, fırsat eşitliği ve gelir adaleti için mücadele etmeniz gerekiyor: Çünkü size bu hakları, özgürlükleri, devlet eliyle, yukarıdan aşağı doğru veren... Cumhuriyeti kuran... Çağ gerisi kalmış bir din-tarım toplumundan çağdaş bir ulusal-kentsel-endüstriyel toplum yaratan... Mustafa Kemal Atatürk yok!”

Okurda yürek titreşimi yaratan “Mustafa Kemal Atatürk yok!” uyarısı, burada o düşünceleri benimseyip eyleme geçeni, Mustafa Kemalleştirir...

TOPLUMSAL SORUMLULUK

Alıntının başındaki şu açıklamalar, yazının sonundaki sorular da Cumhuriyet yönetiminin, insanın ne gibi sorumluklar yüklendiğini düşündürür:

- Tam tersine, sizin bütün bu haklarınıza el koymak isteyen Atatürk karşıtları, “Şahsım Devleti”ni kurarak topluma egemen oldu.

- Dolayısıyla, sizin, hiç emek vermeden, Cumhuriyet tarafından yukarıdan verilen haklarınızı ve özgürlüklerinizi korumak için artık mücadele etmeniz, savaşım vermeniz gerekiyor.

Bununla da yetinmiyor, ardından Hacı Bektaş’ın “Her ne arar isen kendinde ara!” deyişini çağrıştıran sorular geliyor:

- Siyasete, muhalefete, haberlere, olaylara özellikle de özgürlük ve adalet için savaşanlara küsüp kabuğunuza mı çekiliyorsunuz?

- Siyasete küsüp iktidarın ensenizde boza pişirmesine boyun mu eğiyorsunuz?

Bu bağlamda Kongar’ın Aymazlığın İbretlik Öyküsü” adlı (Cumhuriyet Kitapları, 2022) kitabında da bu seslenişin nice örnekleriyle karşılacağınızı anımsatayım...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sözün gücü 15 Kasım 2024
Kitap dünyası 8 Kasım 2024
Öğretmenden mektup 1 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları