Başlıktaki karşılıklı ilişkiyi yaşayanlar bir ailenin üyeleri ya da arkadaş grubunda olanlar değil, devlet başkanları olunca insan doğal olarak nedenini merak ediyor. Üstelik de bu ilişki ırkçı ve faşist Trump’ın ağzından ve Gazze katliamının sorumlusu Netanyahu ile görüşmesinden sonra açıkça dile getirilince herkes dikkat kesiliyor.

Beyaz Saray’da dünya basınının önünde Netanyahu, Suriye’nin İsrail’e saldırı için bir üs olarak kullanılmasını istemediklerini, Türkiye ile çatışma niyetinde olmadıklarını söylerken bir gazeteci bu durumu hatırlatınca Trump’ın ağzından dökülen cümleler aynen şöyle:

“Erdoğan adlı adamla çok iyi ilişkilerim var. Onu duydunuz mu? Ben onu severim, o da beni sever. Bu durum medyayı kızdıracak biliyorum. Geçmişte bazı sorunlar oldu ama çözüldü. Bir rahibimiz vardı ve onu geri aldık. Başbakan Netanyahu’ya ‘Eğer Türkiye ile sorununuz varsa bunu çözebilirim’ dedim. Çünkü Türkiye’yle ve liderleriyle ilişkim çok iyi.”

RAHİP BRUNSON OLAYI VE CHRİS MURPHY’NİN SÖZLERİ

Öncelikle bu açıklamanın zamanının son derece ilginç bir döneme geldiğini tespit etmek gerek. Özgür Özel, “İmamoğlu’nun tutuklanacağından Trump’ın haberi vardı” deyince Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Yargı, Amerika Birleşik Devletleri’nden icazet alarak işlem yapacak öyle mi? Böyle bir şey olabilir mi?” diye karşılık vermişti.

Tam da Tunç’un sözleri üzerine, Trump’ın Rahip Brunson olayını örnek vermesi rastlantı olamayacak kadar anlamlı. Hatırlarsanız terör örgütleri FETÖ ve PKK adına suç işlediği, casusluk yaptığı iddiasıyla tutuklanan Brunson, Erdoğan’ın “Bu can bu bedende, bu fakir bu görevde olduğu sürece o teröristi (Rahip Brunson) alamazsınız!” çıkışından sonra serbest bırakılmış ve Trump’ın gönderdiği askeri uçakla Türkiye’den ayrılmıştı.

Ayrıca ABD’li Demokrat Senatör Chris Murphy’nin İmamoğlu’nun tutuklanması hakkındaki iddiaları da bu açıdan ilginç. Murphy, katıldığı bir çevrimiçi yayında, “Trump ve Erdoğan arasındaki telefon görüşmesinin ardından İmamoğlu’nun cezaevine gönderilmiş olması bir tesadüf değil. Muhtemelen Trump tarafından onaylandı ve yeşil ışık yakıldı” iddiasında bulunmuştu.

Aslında Trump’ın Erdoğan ile karşılıklı olarak birbirlerini sevdiklerini söylemesi, Erdoğan’ın Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) eşbaşkanı olduğunu bizzat kendisinin açıkladığını düşününce hiç de tuhaf değil. Trump, emperyalizmin Ortadoğu’yu parçalayıp bölme planının eşbaşkanını sevmeyecek de kimi sevecek!

TEK HEDEF BOP, GERİSİ BOŞ!

Trump’ın pazartesi günü basına söylediklerinin arasında en vahim sözleri ise Gazze Şeridi ile ilgiliydi.

“Gazze Şeridi hakkında ne düşündüğümü biliyorsunuz. Bence inanılmaz derecede önemli bir gayrimenkul ve bunun bizim de dahil olabileceğimiz bir şey olduğunu düşünüyorum. ABD gibi bir barış gücünün Gazze Şeridi’ni kontrol etmesi ve sahiplenmesi iyi bir şey olur. Çünkü yıllardır orayla ilgili tek duyduğum, insanların birbirini öldürmesi, Hamas ve sorunlar. İnsanları, Filistinlileri alır ve farklı ülkelere taşırsanız, ki bunu yapacak pek çok ülke var, gerçekten bir özgürlük bölgeniz olur. Oraya özgürlük bölgesi diyebilirsiniz. İnsanların her gün öldürülmeyeceği özgür bir bölge!”

Kendilerinin bir savaş alanına dönmesine yol açtıkları Gazze’yi “Amerika’nın sahip olacağı bir gayrimenkul” olarak gören bu emperyalist zihniyetin sevdiği adam olmayı içine sindirebilenlere ve onunla iyi ilişkiler kuranlara hayırlı olsun!

Anlaşılıyor ki bu zihniyete ve onun dostlarına göre tek hedef BOP, gerisi boş!