Perde böyle kapanmaz

14 Nisan 2020 Salı

Geçen hafta cuma akşamı sokağa çıkma yasağının ilan edilmesi ve sonrasında yaşananlar, amatör ve yeteneksiz bir senaristin elinden çıkma bir oyun gibiydi. 

Ne oldu o gece hatırlayalım. Saat 22.00’ye doğru aniden ilan edilen yasak toplumda büyük bir paniğe yol açtı. Yasağın gece yarısı yürürlüğe gireceği duyuruldu ama ayrıntılar hakkında bilgi yoktu. İnsanlar açık buldukları marketlere akın ederek alışveriş yapmaya çalıştı. Ne fiziksel mesafe kuralına uyuldu ne de maske zorunluluğuna... 

Bir ayı aşkın bir süredir bilim insanlarının yürüttüğü COVID-19 mücadelesindeki kazanımlar 2 saat içinde yerle bir oldu. Kaosun görüntüleri sosyal medyada ve TV’lerde yayılınca toplumda müthiş bir tepki oluştu.

Ardından Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu’nun yasaktan haberinin olmadığı, kuruldaki bazı üyelerin istifa etme eğiliminde olduğu haberleri medyada yer aldı. 

Alınan kararın duyurulma zamanı ve uygulanması o kadar yanlıştı ki, bilim insanları izdihamın bedelinin birkaç hafta sonra COVID-19’un seyri ile ödeneceğini söyledi. 

***

Sonunda pazar gecesi İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Twitter hesabında bir notu paylaşarak sorumluluk “şahsımın” diyerek istifa etti!

“Hayatımın sonuna kadar sadık kalacağım Sayın Cumhurbaşkanım beni bağışlasın...” diyordu duyuruda!

Oysa cuma akşamı sokağa çıkma yasağı açıklandığı sırada yaptığı açıklamada, “Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatı çerçevesinde hafta sonu itibarıyla 30 büyükşehir ve Zonguldak’ta sokağa çıkma yasağı ilan edildi” demişti... 

Bu ifade, açık bir şekilde sorumlu olarak bir kişiyi işaret ediyordu ve anlaşılıyor ki onun düzeltilmesi gerekti. O nedenle Soylu, sorumluluğu üstlenerek istifa etmiş gibi yaptı. 

Hiç kimse beni Erdoğan’ın istifadan haberinin olmadığına inandıramaz. AKP’yi ve Erdoğan’ı biraz bilen herkes, bunun “sen sorumluluğu alıp istifa et, ben kabul etmem” şeklinde bir planın parçası olduğunu anlar.

***

Bunlar yaşanırken damat Berat Albayrak ve Pelikan grubuna yakın Sabah gazetesinin İngilizce yayın organından şu ilginç paylaşım yapıldı: 

“İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, cuma gecesi 250 bin kişinin market ve fırınlara akın etmesiyle sonuçlanan, beceriksizce ilan edilmiş sokağa çıkma yasağının ardından istifa etti.” 

Ardından Pelikancılar, Soylu’nun yerine geçmesi muhtemel bazı isimleri sosyal medyada yazmaya başladı. Aynı anda karşı atak olarak bot hesaplardan paylaşım yapılarak Soylu’nun görevde kalması için harekete geçildi.

Gece yarısına doğru Cumhurbaşkanlığı İletişim Ofisi, Erdoğan’ın istifayı kabul etmediğini, Soylu’nun “başarılarını” vurgulayarak duyurdu. MHP lideri Bahçeli de Soylu’ya destek mesajı vermekte gecikmedi.  

O anlarda sokağa çıkma yasağı sona ermiş olduğundan, sosyal medya üzerinden haberleşen AKP’liler, ellerinde bayraklarla sokağa doluştu. İnsanlar toplu halde dışarı çıktığı için istifa eden Soylu’nun istifasının kabul edilmeyişini yine toplu halde kutladılar!

***

Sonuçta Soylu, “istifa eden ama başarıları nedeniyle görevinde tutulan bir bakan” imajı çizdi.

Sokağa çıkma yasağına dair talimatı veren Erdoğan, Soylu’nun bu hızlı patinajıyla aradan sıyrıldı. Üstelik bakanını harcamayan yüce gönüllü bir lider görüntüsü verdi. İstifa tek taraflı bir irade beyanı olsa da kabul etmeyerek “Benim istediğim olur!” dedi. 

Bir tür “kazan-kazan” durumu!

Peki, en başa dönersek, cuma geceki kaos ne olacak? O panik sırasında bütün halkın sağlığı için çok ciddi bir tehdit oluştu! Bunun hesabını kim verecek?

Birileri mesele bitti sanıyor ama perde böyle kapanmaz. 

Bakalım bu şov başka nelere gebe...

Türkiye bunlarla meşgul olurken, virüs yayılıyor her yere!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları