Zülal Kalkandelen
Zülal Kalkandelen zulal.kalkandelen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Para yine candan değerli...

08 Ekim 2019 Salı

TBMM Hayvan Haklarını Araştırma Komisyonu’nun hazırladığı taslak rapor, geçen hafta medyaya yansıdı; bu hafta Meclis Başkanlığı’na teslim edilecek.
Öncelikle şunu belirtmek gerekiyor. 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun adının Hayvan Hakları Kanunu olarak değiştirilmesi öneriliyor. Bu ilk anda iyi bir gelişme olarak görülüyor ama aslında büyük bir türcü çelişkiyi de ortaya çıkarıyor.
Çünkü hakları belirtilen hayvanlar arasında mezbahalarda katledilen ve sömürülen hayvanlar yok. Onlar “mal” olarak görülmeye devam edildikçe, kanunun adı, Bazı Hayvanların Haklarını Belirleyen Kanun olabilir ancak...

Taslak rapordaki olumlu öneriler...
• Hayvanlara karşı şiddet eylemlerinin Türk Ceza Kanunu kapsamına alınması ve hapis cezası getirilerek, bunun ertelenmemesi için en az 2 yıl 1 aydan az olmaması.
• Hayvanlara karşı işlenen suçlarda sahipli hayvan - sahipsiz hayvan ayrımının ortadan kaldırılması.
• Evinde barındırdığı hayvanı sokağa terk edenlere 10 bin liradan az olmamak üzere ceza verilmesi.
• Hayvan haklarına ilişkin eğitimin müfredata eklenmesi.
• 6 ay içinde tüm hayvanların sayılıp çiplendirilmesi, evinde hayvan barındıranlara eğitim sertifikası verilmesi, kürk ithalatının ve üretiminin yasaklanması gibi başka olumlu öneriler de var.

Hayvan esaretini, katlini ve sömürüsünü koşullara bağlayan öneriler...
• “Şehir merkezlerinde hayvanat bahçelerine izin verilmesin” deniyor. Hayvanat bahçesi, insanlar görsün diye doğal ortamlarından koparılan hayvanlar için hapishanedir!
Tümünün kapatılması ve hayvanların doğal ortama salınmadan önce rehabilite edildiği barınaklara dönüştürülmesi gerekir.

Adalar’da 300 köle at aranıyor!
• Atlı faytonların kaldırılması değil, azaltılması gündemde. Adalar’da 30-40 kadar faytonun ve onlara koşulacak 300 atın “nostaljik” olarak tutulmasının önerilmesini anlamak olanaksız.
Ancak hayvanları köle olarak görenler, 21. yüzyılda insan gibi duyarlı canlıların sırtına kırbaç vurularak yük taşıtılmasını “nostaljik” bulabilir.
Birçok çağdaş ve çevreci alternatif seçenek mevcutken, bunca tepkiye karşın fayton zulmünde ısrarcı olmak, hayvan hakları açısından utanç verici bir gericiliktir.

Çelişkiler ve cesaretten yoksun öneriler...
• Hayvan deneylerinin, çok büyük oranda insanlar için kullanılabilir sonuçlar yaratmadığı kanıtlandı. Ayrıca yaşadığımız çağda hayvan kullanılmayan yöntemler geliştirildi.
Milyonlarca hayvanın deneyler yüzünden öldürülmesinin önlenmemesi, raporun olumsuz yönlerinden. Bu konuda etik eğitim hakkının önerilmesi şart. Eğitimi sırasında hayvan katletmek istemeyen bir insana bunu zorla yaptırmak etik değildir.
• Hayvan dövüşlerinin “geleneksel” de olsa doğru olmadığı ve hayvana eziyet anlamına geldiği yönünde bir görüşün nihai raporda yer alabileceği anlaşılıyor. Ancak bu zulme açıkça yasak getirilmesi önerilmeliydi.
• “Ciddi bir maddi kayıp oluşturmayacağı düşüncesi ile” petshoplarda kedi ve köpek satışı yasaklanırken, aynı yerlerde satılan kuş, balık, tavşan, kaplumbağa gibi hayvanların adının bile anılmaması tutarsızlıktır.
• Deniz memelilerinin gösterilerde kullanılması uygun bulunmazken, sergilenmelerine gerekli refah koşulları sağlanarak izin verileceğinin belirtilmesi çelişkidir. Sonuçta o da hayvan için tutsaklıktır.

Av cinayettir!
• En büyük çelişkilerden biri de avcılık konusunda... Avcılık kulüplerine içinde üreme istasyonunun da bulunduğu örnek avlak alanları tahsis edilecekmiş; avcılar, kendi ürettikleri hayvanları avlayacakmış, böylece bu avlaklar hazırlandıktan sonra doğada hayvan avı sınırlanabilecekmiş...
Hayvanların öldürülmek üzere yetiştirilmesi, onları doğrudan mal ve eşya statüsüne sokar. Bir bakanlığın korumakla yükümlü olduğu hayvanları birilerine para karşılığı satması, öldürmekten zevk alan insanların da silahla sinsice hayvanları katletmesi, hiçbir şekilde yasal olmamalı.
Görülüyor ki TBMM Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu, hayvanlardan ekonomik yarar sağlayanlara dokunmaya cesaret edemiyor. Ne acıdır ki, bunun siyaset yüzünden olduğunu da biliyoruz...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları